X

Bize benzemeyen kadınları iştahınızı gizlemeden yanımızda güzellemenizden, uluorta sövdüğünüz kadınlara gece yatağa girince benzememizi istemenizden, bizim için belediyenin kel parkından papatya koparmamışken bir akşam elinizde jartiyerli çorapla çıkagelmenizden nasıl bıktık size nasıl anlatsak. Meselâ Rus lafını duyduğunuz anda hırıltılı sesler çıkararak, karşınızda çocuğun ödeviyle meşgulken sahip olduğunuz tek duvara “sahiplenin, bu yavrular üşümesin” fotoğrafları yapıştırarak bizi kendinizden nasıl soğuttuğunuzu daha nasıl yüzünüze çarpsak.


Eteğini biraz indir”, “bluzunu biraz kaldır”, “saçın görünüyor içeri sok” laflarını yuta yuta bugüne gelmişiz. Her şeyin suçlusu olmaktan, günah olmaktan, günah keçisi olmaktan, hep bakışların, küfürlerin üzerimizde olmasından öyle daralmışız ki. Tahammül eşiğimiz yüksekse de sabrımız tükenmiş. Üzerimize tekstil atölyelerinin pres makineleri gibi iniyorsunuz desek acaba biraz anlar mısınız?


Bizi dövmelerinizin, hakaretlerinizin, ailelerimiz bize nasılsa kucak açmaz size mahkûmuz diye ettiğiniz eziyetlerin, satırlarla doğramalarınızın bir sonu olmalı. Dünyaya sizi memnun etmek için, ömrünüzün bütün ezikliğinin acısını bizden çıkarın diye gelmedik. Bizim de yapmak istediğimiz şeyler var. “Yanımızda bir erkek olmadan” sokağa çıkabilmek, sabaha karşı dolmuşa binip evimize dönebilmek, sokakta bize bir şey yaparsınız diye korkmadan yürüyebilmek istiyoruz, bize bir şey yapmayın istiyoruz. Kollarınızı arkaya göğsünüzü öne itip diyorsunuz ya “erkeğiz neticede”, biz de sizin doğal hayatınızı sürdüğünüz yerlerde yaşayabilelim istiyoruz, insanız neticede.


Kaç yaşımızdan itibaren bizimle yatabileceğinizi tartışmanızdan, kızlarınızı kardeşlerinizi kaç kat elbise üzerinden nasıl taciz edebileceğiniz fantezilerinden, dahası bunları üzerimizde uygulamanızdan nasıl tiksiniyoruz bir bilseniz.


Sizi ne yapabiliriz acaba? Nasıl ıslah edebiliriz?


Elmalarla armutlar karışmıyor, kurunun yanında yaş da yanmıyor, hepiniz aynı potada erimiyorsunuz. Affedersiniz, “onlar erkek muhabbeti canım” deyip sıyrılamazsınız. Duvar üstünde çekirdek çitlerken mahallenin kızlarına laf atmak, dükkân önünde çay karıştırırken kaldırımdan geçen kadınların uzuvlarını puanlamak, sokakta gece yarısı yürüyen kadına tecavüz etmekle kardeşine tecavüz etmekle aynı tohumların mahsûlü. Her tohum toprağına, iklimine göre farklı boy atar. Kiminizin “muhabbet” düzeyinde kalması, aranızdan “tecavüzcüler” çıkmasını engellemiyor.


Eğer bir kadın bir erkeğe bunlardan birini yapsaydı ve erkekler sokakta kadınlardan korksalardı biz kendimizden, cinsimizden ölesiye nefret ederdik.


Erkek muhabbeti ederken aklınızda olsun.