X

Bazı insanlar telefonla konuşmaktan nefret eder. Ben de onlardan biriyim. Senelerdir de üzerine basa basa söylüyorum bunu ama insanlar anlamamakta, kabul etmemekte ısrarcı.





Geçen gün şu tweeti attıktan sonra bir arkadaşım "Aman ne coolsun, ne ulaşılamazsın anladık," diye hafif sitem eder gibi dalga geçti benimle.


Bin kere telefonla konuşmayı sevmiyorum dememe rağmen ısrarla arayıp, açmadığımda da küsen, kızan, bu davranışımla dalga geçen yine kendisi.


Yahu, bamya sevmiyorum diyen birinin ağzına zorla sokuyor musunuz?


Güneşlenmekten hoşlanmayan birini, güneşin altında oturması için ısrar ediyor musunuz?


Bu da öyle bir şey işte, tercih.


Beğensen de, beğenmesen de benim tercihim bu.


Zaten artık hayatımızın her anını, her saniyesini kendi isteğimizle tanıdık tanımadık herkesle paylaşıyoruz, bırak buna ben karar vereyim.


Telefonu açarsın; akbaba gibi sorular başlar "Uyuyor muydun, yeni mi kalktın, hasta mısın, yolda mısın, yalnız mısın…"


Belki de birebir görüşmeden sonra en karşılıklı iletişim biçimi olduğu için, kendimi en az maskeleyebildiğim nokta için sevmiyorum telefonla konuşmayı.


Sesimin tonundan, hayatıma dair çıkarım yapmasını istemediğimden karşımdakinin. Ya da aman, canım istemiyor işte!


Dediğim gibi, evet kendi isteğimizle, hayatımızın istediğimiz kadarını, istediğimiz şekilde paylaşıyoruz sosyal medyada.


Ama bu kimseye hayatımızı yargılama, sorgulama hakkını vermiyor!


"Görüldü yaptın da cevap niye vermedin?" diye bir insanı sorguya çekmek kadar hastalıklı, hadsizce bir şey yok. Paşa gönlüm öyle istedi işte, sa - na - ne?


Niye unfollow ettinciler, onu niye laykladıncılar, allahaşkına insana bir rahat, huzur verin…


Bir de bunları çevremizden insanlar yapınca insanda daha çok yalnız kalma isteği uyanıyor.


Ayda yılda bir gördüğüm kişi uyandığım saatten, kiminle nerede yemek yediğime kadar fikir sahibi ve bundan rahatsızım.


Tabii bir de işin şu tarafı var: E paylaşma o zaman?


Öyle de olmuyor işte, uzaylı gibi hissediyor insan kendini.


Hoşlandığı kişi kendisini merak etsin diye sosyal medya orucu yapan arkadaşım 18 saat dayanabildi Instagram'a fotoğraf koymadan. Adamın da çok umurundaydı sanki.


Değil ama işte insan kendini bir noktada önemli hissetmek istiyor.


Yediğin güzel yemeği insanların görmesini istiyorsun, saçının yeni şeklini paylaşmak istiyorsun, ama aynı zamanda kimin saçının yeni şeklini beğendiğin görülünce rahatsız hissediyorsun.


Birkaç uygulama ayarıyla kimlerin neleri görüp göremeyeceğine karar veriyoruz ama veremediğimiz noktada, kontrolü elimizden yitirdiğimiz ilk anda tutuşmaya başlıyoruz.


Böyle hissettiğim anlarda kendime dönmek, sadece kendimle olmak ve kitaplara sarılmak bana tek iyi gelen şey.


Sizin çözümünüz, çareniz varsa paylaşın, çünkü benim gibi birçok kişinin bu fazla ulaşılabilirlik konusunda sıkıntı yaşadığını biliyorum, görüyorum.


Birlikten kuvvet, yalnızlıktan mutluluk doğar arkadaşlar.