X

Hatırlıyorum geçtiğimiz sene tam bu zamanlarda Kerimcan Durmaz fırtınası artık önlenemez bir hal almıştı. Komik bulanlar, neden bu kadar popüler olduğuna anlam veremeyenler, cinsel kimliğinden dolayı eleştirenler, başarılı bulanlar, kıskananlar, bir yıldır yakasını rahat bırakmadık çocuğun.


Bilirsiniz ülkecek birinin yakasına yapışmaya, hem onu hem kendimizi illallah ettirene kadar hayatımıza almaya bayılırız. Uçlarda yaşıyoruz bebeğim, griler yok bizim memlekette.


Ve geçen hafta, yeni starımız Kerimcan Durmaz'ı da hastanelik ettiler.


Hayatımıza girdiği ilk günden beri aynı. Eğleniyor, eğlendiriyor. Birebir hiç tanışmadım ama herkes aynı şeyi söylüyor tanışan: Aşırı mütevazi, efendi, çok düzgün bir insan.


Ki öyle de olmayabilirdi. Kötü biri olması, ona saldırılma hakkını vermiyor zira.


Cinsel kimliği de, kazandığı para da, bunu nasıl harcadığı da…


Kimse sana başka bir insana dilediğince zarar verme hakkını tanımıyor kardeşim.


Ama ülkemizin bitmek bilmez çomarları bu sefer de kendilerine kurban olarak Kerimcan Durmaz'ı seçmişler, hastanelik olana kadar tartaklamışlar.





Dışarıda da aynı kendileri gibi bir avuç dangalak bunları alkışlıyor. O kadar sinirlendim, o kadar geleceğe dair zateeeeeen kalmayan umudum da gitti ki bunları görünce.


Fotoğrafa 3 saniyeden fazla bakamıyorsun, yüzlerinden sevgisizlik akıyor. Ne anaları babaları sevmiş, ne kendileri kimseyi sevmişler, ne de sevecekler. İnsani hiçbir duygu barındırmıyor gibiler. O alkışladıkları kişileri neden alkışladıklarını kendileri de bilmiyor.


Saldırma sebebi içeri alınmamalarıymış. Sonra "Şehrimizde i....e istemeyiz" diye bağırıyorlar. E demin adamı dinlemek için sıraya girmiştin, tonla para harcamaya hazırdın, içeri alınmayınca mı cinsel tercihi seni rahatsız etti.


Bu tip hayatlarda mantık sorgu sual zaten yok. Neye inandıklarını, hangi görüşe sahip olduklarını, doğrularını falan kendileri bile bilmiyorlar.


Ama senin doğru olmadığına çok eminler. Ve sana her türlü zararı gözü kapalı verirler. Ve çok fazlalar.


İşte beni korkutan da bu. Körü körüne yaşanan hayatlar, asla birer olamamış, olamayacak insanlar topluluğu…


Gel de ona anlat şimdi cinsel özgürlüğü. Adama koyuna hallenmeyeceğini anlatamıyorsun, bunu mu anlayacak?


İnsan hakları, özgürlük falan gibi cümleler bile kurmak gelmiyor içimden bunları görünce. Kime neyi anlatacaksın baksana?


Sevmeyi, hayal kurmayı, ideallere sahip olmayı bunlara mı anlatacaksın?


Yine ucuz kurtulmuş. Her sabah 48 yerinden bıçaklanma haberleri, 18 gün sonra bulunan ceset haberleri, nefret suçları, kadın cinayetleri, çocuk ölümleri ile uyanıyoruz.


Bu garabet ülkede eğlenmek bizim neyimize ki zaten?


Kimiz ki biraz mutlu olmak, kafa dağıtmak istiyoruz. Kerimcan kim ki bunu ülkeyi karış karış gezerek yapıyor? Sıkıntıdan kafayı yemiş, televizyonun başında aptal olmuş insanların neyine çıkıp dans etmek.


Bırak otursunlar oturdukları yerde, ülkenin iki ucu arasında önlenemez bir uçurum açılsın, iyice siz biz olalım, birbirimize girene kadar uçlaşalım? Niye hep beraber olmaya çalışıp normalmiş gibi hissetmeye çalışıyoruz ki.