X

Geçen gün yediğim linçten sonra "Vay be beni hala umursayan varmış." diye düşünüp şaşırdım. Kendi kendime söylenip duruyorum sanıyordum, meğer hala gözümün dönmelerini ciddiye alıp saldıranları görünce ben şok, ben vefat.


Ay tabii ki de dertleri ben değilim, -3 takipçili biri de sevdikleri ünlüye laf etse toplaşıp linç edecek bir kitle var. Bu sefer ben aldım nasibimi toplu kitle lincinden.





Beren Saat'in GQ ödül töreninde giydiği Özgür Masur imzalı elbisesinin, Vera Wang tasarımının "bence" aynısı olduğunu söyleyince Beren Saat hayranları tarafından ağza alınmayacak küfürler, hakaretler yedim.


Pardon bayanlar baylar, orada bi duracaksınız. Beren Saat'i benden çok seven kimse olamaz, bu ülkeye Beren Saat fanı olmayı ben getirdim. Kenan Doğulu'dan bile çok seviyorumdur kendisini ve fikirlerini. Hatırla Sevgili'den tut İntikam'a, her oynadığı işi dandirik olsa da içinde o var diye izledim. Aşk-ı Memnu'nun zihnimdeki ve ruhundaki yerini tartışmıyorum bile.


Ama bu çok sevgili arkadaşının, çok sevdiği elbisesinin benzer, aynı, çalıntı, olduğu gerçeğini değiştirmiyor.


Hele bir de ödül törenindeki hal ve hareketleri eleştri bombardımanına tutulurken en az konuşulan şey bu benzerlik oldu. Emekçi bir insan olduğumdan biraz da yılanlık olsun diye bu benzerliği takipçilerimle paylaştım ben de.


En çok gelen yorum: "O ne yapsın o mu çaldı."


Eğer konuya böyle bakacak olursak çalıntı mal almaktan tut, birisi dayak yerken izlemek, yapılan haksızlığa sesini çıkarmamak, cinayet işlenirken kafanı çevirmek de gayet doğal. Suçu sen işlemiyorsan sesini çıkarmamanda sıkıntı yok.


Bizim ülkede tasarım yaptık, bilmemne fashion week'de en çok konuşulan isim olduk diye kendini şişirip şişirip ordan burdan arak işlerle yolunu bulmak çok sık karşılaştığımız bir durum. Alıştık demek istemiyorum zira ben alışmayacağım. Ünlü kankaları ses çıkarmayabilir, bedava elbise verdikleri gazeteciler ağzını açmayabilir ama benim bi çıkarım olmadığı için emek hırsızlığına, bi de iş becermiş gibi kendini pohpohlamalara tahammül edemiyorum.


Zaten bu tip babadan, kocadan zengin kadınların fahiş fiyatlarla sattığı korkunç "tasarım"lardan alacak ne param var, ne de çok şükür o kadar vizyonsuz değilim. Alan enayiler düşünsün. Çevrelerindeki kendi kadar sosyetik kadınlara hava atmak için kapalıçarşıda perukla alışveriş yapanları da biliyoruz.





İrem Derici'nin klibinde giydiği mavi elbisenin, aslında Kylie Jenner'ın giydiği Balmain elbisenin çakması olduğunu yazınca da bi ton laf yedim.


Kör müymüşüm aynı renk bile değilmiş. (Oh ne ala rengini değiştir tasarım senin olsun!)


Zaten bu püskül olayı çok modaymış, herkes aynısını yapıyormuş.


Balmain o sezon bütün parçalarında kullandığı için trend olabilir mi acaba? Tabii ki iyi olan, popüler olan her şey taklit edilir, buna zaten sık karşılaştığımız bir şey.


Ama bunları fahiş fiyatlarla, yepyeni bir şey yapmış gibi, insanlara "kakalamak" benim sessiz kalamayacağım bi konu. Bu tip ESİNLENMElerin altında yatan en büyük düşünce "Amaan kakalarız bunlara" olduğu için sinirleniyorum aslında. Yoksa yapanın vizyonsuzluğu falan değil derdim.


Koyun yerine konup hiçbi şeye sesimizin çıkmayacağına o kadar alışılmış ki, elbiseyi de çal, cebimizdeki parayı da çal, Kore filminin aynısını çek önümüze koy nasılsa gıkını çıkarmaz bu toplum.


Derdim elbise falan değil aslında, bu enayi yerine konmayı çoktan kabullenmiş oluşumuz...


Ses çıkaranı linç et. En son suçlu hırsız olur bu ülkede elbette.