X

Twitter'da "vegan sucuk" duyarı yiyince geldi bana gelenler, oturdum bu yazıyı yazdım.


"Canın sucuk çekiyorsa sucuk ye, bunu yiyeceğine" demiştim vegan sucuk paketini görünce. Vay efendim insanların ne yediğine nasıl karışırmışımdan tut veganlığı en baştan anlatmaya kadar giden bi ton laf işittim.


Öylesine, düşünülmeden edilmiş, yazdıktan 10 dakika sonra unuttuğum bir şeydi aslında. O kadar sinirlenildiğini görünce şaşırdım. İnsanların benden ve karışlaştıkları/takip ettikleri her insandan ne istediğini, ne beklediğini anlamakta zorlanıyorum artık.


İyi görünmeye, duyarlı olmaya o kadar takmışız ki kafayı, gerçekten ne hissettiğimizin, ne düşündüğümüzün hiçbir önemi yok.


İyi görünelim yeter! Cuma günü dualar paylaşılsın, ulusal bayramlar kutlansın, kandiller, özel günler, ülke gündemi hepsine ayak uydurmak, duyarlı görünmek zorundasın artık.


Öyle görünmezsen, bu iyiliği ve duyarlılığı insanların gözüne sokmazsan ya vatan hainisin, ya da iğrenç gibi bir insan. Keşke ölsen. Zaten eleştirdiğin an hemen kapı gösteriliyor; beğenmiyorsan çek git!


Sen kimi kimin ülkesinden kovuyorsun da diyemiyorsun, seviyorsan git savaş diyor. Ortalıkta olmayan cepheye yollamaya çalışıyor seni.


Yaralı kediye yuva ararsın; hemen çıkıyor ordan bi çok bilmiş "E ama bi ton aç insan var!"


Ya arkadaşım konumuz o mu desen yine sen kabahatlisin. Kediyi görmezden gelsen de sen suçlusun.


Kan arama ilanını duyurursun, "E ama bizim okula kitap lazım."


Kitap yollarsın, "E atanamayan öğretmenlere de el at!"


Gözünden kaçar, ilgilenmek istemezsin, o an tersine gelir, bütün işsizliğinin sebebi seni bilir.


Mesela "beden olumlama" mı nedir bi şey çıkmış, koltukaltı tüylerini almayıp, bunu boy boy paylaşıyor kadınlar. Bi arkadaşım yollamış "ıyy bu ne ya" diye dedim sil şu mesajları bak bi gören duyan olur, adımız kadın düşmanına çıkar, kız kardeşlikten kovuluruz senin yüzünden!


Bu hareketin altında yatan düşünce baz olarak doğru olsa bana hijyenik gelmiyor demek gibi bir lüksün yok, hemen "eee kadının kadından başka düşmanı yok" etkiketini yiyorsun. Bana bu tüyleri almak dayatıldığı için ben aptal oluyorum, o davasının peşinde! E hani kadın gücü, beni niye üvey evlat gibi öteledin aynı görüşte değliz diye...


Bu tür yavanlıklar, yalan duyarlar o kadar çok ki. Yıldım artık bu sahte iyilerden.


Artık nasıl olduğumuzdan çok nasıl göründüğümüze, nasıl bir profil çizdiğimize o kadar takmış, o kadar paravan mükemmel insanlar yaratmışız ki, gerçekten öyle olduğumuza da inanıyoruz.


Bunu fark ettiğim an hem kendime, hem çevreme bir dur dedim. Çevresine, doğaya, insanlara saygılı bir bireyim ama ben de insanım arkadaş.


Güzel bir kadını kıskanıyorum, ben evde yatarken harika bir yemek yiyen birine imreniyorum, mutlu ilişkilere özeniyorum, sevmediğim insanların mutsuz olmasını istiyorum!


İnsanım en nihayetinde, robot değil.


İçe attığımız en insani duyguları kendimize bile itiraf etmeden, "dışarıya nasıl görünürüm, aman hakkımda ne derler" kaygısıyla kendi kendimizi harap ediyoruz.


Böyle yalan mükemmeller olmak için kendimizi kasacağımıza bazılarımız da "olduğu kadar" olsa mesela? Hayat bayram olmaz mı?