X

Tuba Büyüküstün'ün basına yansıyan son fotoğraflarından sonra yazılan, çizilen, söylenenleri hayretle izliyorum. Sanki Norveç vatandaşıymışım gibi hala neden şaşırıyorum bilmiyorum ama insanların bu kadar hadsiz oluşuna hiçbir zaman alışamayacağım sanırım.





Kadın daha evliyken 3 günde bir "boşanıyor, boşandı, boşanacak, kesin dava açtı, bu sefer boşanıyor" gibi haberler çıkıyordu ben kendimi bildim bileli. Senelerce çıkan bu haberlerden sonra gerçekten boşanınca "Heh biz demiştik."


Neyi dedin ya, neyi dedin? Bi insanın yuvasının yıkılmasını kendi haklı çıkışın olarak görecek, buna sevinecek ne kafası yaşıyorsun?


Hmm 365 günde bir yeni yıl oluyor, inanılmaz bir tesadüf... Onu da demiş miydin?


Tuba Büyüküstün'ün inanılmaz bir Arap kitle ve muhafazakar kesimden hayranı var. Onların sevgisini minnetle karşıladığını, iyi işler yapmaya çalıştığını görebiliyorum uzaktan da olsa.


Ama kadın sizin hayat görüşünüze göre yaşamak zorunda mı?


Ayrıca o hayat görüşüne sahip olanların gizli gizli neler yaptığını bilmiyor muyuz?


Yeni bi erkek arkadaşı olmasını, bu kişinin mekan işletmecisi olmasını hazmedemiyor insanlar. Ya kız napsın cami imamıyla mı evlensin, bi kere boşandı diye ömrünün sonuna kadar kimseyle görüşmesin mi?


El ele tutuşup sinemaya gitti diye günlerce manşetten inmemek nedir ya? Geri kalmışlığın en büyük göstergeleri işte bunlar.


Bütün argümanlar "2 çocuk annesi bir kadın olarak..." diye başlıyor. Yok sinemaya giderken el ele tutuşamazmış, sahilde öpüşemezmiş, dikkat etmesi gerekirmiş.


Siz mutsuz hayatlarınıza, mutsuz ilişkilerinize saplanıp kaldınız diye, bu çukurdan çıkıp, kendini iyi hisseden herkese düşmansınız, her mutlulukta gözünüz var.


Ben bu kötü kalpliliğin başka bir açıklaması olduğunu düşünmüyorum.


"Çocukları o fotoğrafları görünce ne yapacak, ne diyecek?" cümleleri görüyorum. Çocukları, doğdukları günden itibaren onlara tüm sevgisini veren, deli gibi çalışan, üreten, bağışlar yapan, gezen, öğrenen bir anne görecekler. Sevgilisiyle öpüştü diye annesini kınayacak evlatlar yetiştirdiğini de hiç düşünmüyorum.


Hiç tanımadığım, yolumun kesişmediği bir kadın hakkında çıkan haberlere ben bile dayanamıyorum artık. Ünlü diye bir kadının attığı her adımı, aldığı her nefesi oturup eleştirme hakkını kim veriyor bu insanlara, nasıl bi hadsizlik bu gerçekten benim bile sinirlerim zıplıyor.


Her sevgilisiyle evlenince mi namuslu, her birlikte olduğuyla imam nikahı kıyıp çarşaf çarşaf duyurunca mı kabul görür oluyor? Özlü sözler yazmadı, şükürüm namusum demedi diye mi ahlaksız oldu Tuba Büyüküstün?


Ortada hiçbir yanlış, hiçbir ahlak dışı durum yokken bi düşün kadının yakasından. Sevgiye, sevgi göstermeye bu kadar tahammülsüz olunmasın artık.