Mutfakta yaz, Büyükada'da dostluk...
Mutfak yaz kokuyor. Kiraz, şeftali, kiraz, domates, bamya, barbunya elimin altında. Ne mutlu bana...
Bütün bunların yanında bizim mutfak Büyükada kokuyor, Heybeliada’yı seyrederek yemek yapmak inanın bir ayrıcalık.
İstanbul’un tüm kargaşasını bırakarak nihayet adamıza geldik. Herkes çok keyifli, köpeğimiz Şans bile şehir hayatından çıkıp, daha sakin bir yaşama kavuşmanın huzurunu yaşıyor.
Büyükada son senelerde kültür ve sanat aktiviteleriyle de konuşulur oldu. Bu yaz da neredeyse adaya ayak basar basmaz ilk organizasyonlardan birine kızım Ece ile beraber ben de katıldım.
Avrupa Birliği Öykü Yarışması 2012 ödül töreni 26 Haziran’da Anadolu Kulübü’nde yapıldı. Teması ‘’Farklılıklar içinde birlik’’ olan yarışmada 800 öğrencinin öyküleri yarıştı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu temsilcilerinin katıldığı törende, farklılıkları kucaklayan ama ötekileştirmeyen bir Türkiye hayalini en güzel anlatan öykülere ödülleri verildi.
Ödül töreninin Büyükada’da yapılmasını çok anlamlı buldum. Gerçekten de bizler hoşgörü ve paylaşmanın derin mutluluğuyla büyüdük bu güzel adada.
Kimileri gitti, pek çok şey değişti Büyükada’da ama adanın geçmişinden gelen birliktelik duygusu hep aynı. Kızım ve oğlumun senede üç ay bile olsa bu ortamda zaman geçirmelerine öyle çok seviniyorum ki.
Harika komşularımız var. Bir tanesi Beki İkala Erikli’nin GOA yayınlarına ait, benim için en özel kitabı ‘’Meleklerle Yaşamak’’ ın yayıncısı Penso ailesi.
Sohbetlerimizi, paylaştığımız konuları, soframızı, biribirini çok seven çocuklarımızın keyifli oyunlarını düşündükçe gerçekten de meleklerin Büyükada’da bizlerle olduğunu hissediyorum.
Geçen gün anneler sohbet ederken, özellikle kız çocuklarının etraflarında kendi anneleri hariç örnek alacak kadın figürlerinin olmasının ne denli önemli olduğundan bahsettik. Annelerimiz hepimizin yol göstericisi, kraliçesi ama biz kadınlar kendi kişiliğimizi, stilimizi, dünyaya bakış açımızı oluştururken değerlerini paylaştığımız başka kadınları da örnek alırsak bambaşka bir sağlam duruşa sahip olarak başlarız hayata.
Belki bir gün Ece Tülin ablası gibi gülümsemenin, olumlu ve organize olmanın her işin başı olduğunu bilerek erkenden başlayacak gününe, belki dünya tatlısı Güneş, sofrasını kurarken benden esinlenecek... Paylaştığımız aile tarifleri bir onların evinde, bir bizim evimizde görüşemediğimiz bütün kış biribirimizi hatırlatacak, mutfağımız bu sefer özlemle Büyükada kokacak. İleride kızlarımız dostluğumuzun izleriyle yuvalarını yapacak, çocuklarını büyütecek.
Sayıları artık çok azalsa da güvenilir ve candan komşuluklar bunun için günümüzde altın değerinde. Büyükada’yı bu nedenle her geçen gün daha çok seviyorum ve herkes Adalar’ın değerinin farkında olsun istiyorum.
Bu hafta Heybeli’ye doğru bakan mutfağımdan, sizler için bir sandviç tarifi seçtim. Keyifle denemenizi dilerim.
YORUMLAR