X

Çok uzun bir konu, özel bir konu ama fark ettim ki bunu yaşayan milyonlarca kadınız. İnsanın kalbinin en orta yerini acıttığı için bunu konuşmuyoruz, anlatmıyoruz, yazmıyoruz; fakat yalnız değiliz, yalnız değilsin. Ben de aylardır yazmaktan çekiniyorum, yazarken hıçkırıklara boğulurum diye korkuyorum ama yine de bu yaşadıklarımı, öğrendiklerimi içimde tutamıyorum. Yazabilecek gücü buldum ve tüm kadın dostlarım ile tecrübemi ve bilgimi paylaşmak istiyorum. Instagram hesabımdan gelen mesajlar ile anladım ki, bu konu kapalı bir kutu. Ben kutuyu açıyorum sevgili kardeşlerim... Bu konu belki üç haftalık yazı olur ama başlıyorum. Genç, yaşlı, çoluklu, çocuksuz herkesin okumasını isterim...


Ben 34 yaşımda evlendim ve hiçbir zaman öyle aman aman çocuk isteyen biri olmadım. Hatta itiraf edeyim, hiçbir hayat planımda yoktu. İlk başlarda evliliğe alışma, cicim seneleri vs derken geçti 3 sene, geldim 38’e. Bir anda ensemde yaş almanın soğuk nefesini hissettim. Eşimin de çılgınlar gibi çocuk istediğini biliyorum. Dünyanın en sevgi dolu erkeklerinden biridir ve harika bir baba olacağına eminim. Etrafımda devamlı çocuklarından ve çocuklu hayattan şikayet eden sosyal medya anneleri yüzünden, "hele sen bir doğur da ondan sonra seni görürüm"cüler yüzünden senelerce kaçmıştım ama eşimin elinden bu hakkını almak istemiyordum. Bir yandan da hayal edince benim de içim kıpırdamaya başlamıştı. Eşime söyledim, havalara uçtu... Karar verdik ve korunmayı bıraktık. 4 ay geçti ve hiçbir şey olmadı. Beni hep korkutan yaş etkeninden dolayı doktora gittik. Yumurtlamam yaşıma göre çok iyiydi, eşimde bir sorun yoktu ama doktorum yakından takibe başladı. Adına yumurta takibi deniyormuş. Bu dünyada daha çok yeniydim.


2 aylık takip sonrası beynime inen bir balyoz... Rahim duvarımda incelik var ve gebelik bu nedenden dolayı oluşamıyor. Geri dönüşü yok çünkü sebebi ilk evlendiğimiz aylarda yapılan bir yanlış kürtaj. O dönemde, daha hazır değilken, sadece bir kez korunmayıp hamile kalmıştım ve kürtaj olmuştum. Herkes kürtaj olduğu günün ertesi günü işine gücüne giderken ben bir hafta ağrıdan kalkamamıştım. Bir hafta sonra içeride parça kaldığı anlaşılmıştı ve canlı canlı alınmaya çalışılmıştı. Hayatımda yaşadığım en kötü dakikalardı. Yaşadığım acıyı kelimelerle anlatamam. Dayanamayınca anesteziye alındım ve 1 hafta arayla iki kez kürtaj oldum. Bu esnada rahim duvarım fazla kazınmış ve artık incecik!


Bunu duymam, o doktoru bulup boğazını sıkmak istemem, suratına tokatlar atmak istemem, gecelerce anıra anıra ağlamam ve sonrasında gelen kabul ediş... 1 ay da böyle geçmişti. Artık hayat aylarla ve adet döngüleri ile geçiyordu. Allahım ne zor bir süreçti...


Şimdiki doktorum tedaviler ile rahim duvarımın kalınlaşabileceğini, çok umutsuz olmamamı söylemişti. Bu esnada da psikolojik destek almaya başladım. Tek başıma kaldıramayacağım bir yükün altına girmiştim. Şimdiki jinekologum Arzu Ilknur Özdemir ve canım psikologum Begüm Kodalak olmasa o zamanki süreci atlatabilmem çok zordu. Bir başkası, bir insanoğlunun hatası yüzünden çocuk sahibi olamıyordum ve artık deliler gibi istiyordum.


Rahim duvarını gerekli kalınlığa getirmek, doğru zamanı tam ayarlayabilmek için ürememizde bir sorun olmamasına rağmen doktorumuz tüp bebek tedavisi önerdi. Bu şekilde kontrol bizde olacaktı ve Eylül 2017’de tedaviye başladık.


Hayatımda ilk kez , 39 yaşında bir tüp bebek merkezinin kapısından içeri girdim. Ben içeride hep bizim yaşlarımızda, 40-50 yaş arası, yaş alma nedeni ile üreyemeyen insanlar olacağını sanıyordum. Malum hepimiz bir geç evlenmeve kariyer peşinde koşar olmuştuk. Etrafta, bankolarda, transfer odalarında 25 yaşında gençleri görmemle şoka girdim. Bu çocukların burada ne işi vardı? Bunlar neden tüp bebek merkezindeydi? Bu çocuklar, hormonlarının ve üremelerinin tavan yapması gereken yaşta neden buradalardı? İşte o an, hayatımın değiştiği an oldu. Durmak bilmeyen sistemi ve hayatı sorgulayan yanım yine işbaşındaydı.


Konu çok uzun, anlatacak şeyim çok. Hiç konuşulmayan, dile getirilmeyen şeyler öğrendim ve Fonksiyonel Tıp okuma kararımı da o zaman verdim. Haftaya devam edeceğim...


Herkese şimdilik harika bir hafta dilerim..


Sema Sumeli