X

Şu hayatta erkeklerin en büyük yanılgısı, seksi tekvücut olmaktan ibaret sanmalarıdır. Bilmezler ki çoğu kadın için bu bir detaydır, hatta bazen olmasa bile olur!


Kadın önce sevilmek ister. Erkek önce memelerine değil saçlarına dokunsun, dudağından değil yanağından öpsün ister. Girizgahtır bu. Kadının erkeğe hazırlanması için lazımdır, faydalıdır. Olmazsa olmazdır.


Ama ne olur?


Erkek en değerli parçasındaki değişikliği “sekse hazır olmak” şeklinde algılar. Bu değişikliğin başına bir şey gelmeden hemen yuvasına yerleşmesi gerektiğini düşünür. Acele eder, “Hadi” der. Kadının “Biraz sonra” ertelemesini anlamaz, ısrar eder. “Bak çok hoşuna gidecek” diye diretir, o derece kendinden emindir. Garantisi bizzat kendisidir! Sonra ne yazık ki en değerli parçasında henüz değişiklik meydana gelememiş kadın teslim olur. Canı yandığı için gayrıihtiyarı çıkardığı sesleri erkek “zevk çığlıkları” olarak anlamak ister. Sorar: “Hoşuna gidiyor mu?” Kadın ne desin? “Hı hı” yapar. Erkek yetinmez: “Ne kadar?” Tatmin etmese de idare eder cevap: “Çok!”


Sonra kadın bu eziyet bir an önce bitsin diye rol yapmaya başlar. Ne kadar çok ses çıkarırsa o kadar çabuk bittiğini çoktan öğrenmiştir çünkü. Sebep olduğu sesleri duymak, erkeği o kadar memnun eder ki sertleşir iyice. Zalimleşenleri de görülmüştür!


Bu işkence kadın şanslıysa beş, değilse on-on beş dakika sonra biter.


Ortada sevişme yoktur. Erkeğin kadını ilhak etmesi vardır. Kadının isteklerini yutup bir kez daha kendi içine yıkılması vardır. Erkeğin kadını "mahvettiğine" inanıp böbürlenmesi vardır. Kendini kastığı için yanarak acıyan kadının, erkeğin en değerli parçasında bir kere daha değişiklik olmaması için dua etmesi vardır.


Ortada ihtiyaçları karşılanmış bir erkek ve tatmin edilmemiş bir kadın vardır.


Kadının başının ağrıması, yorgun olması, canının çekmemesi hep bu eziyet törenleri yüzündendir. Erkek kadına internet manşetlerinde gördüğü iç çamaşırlarını giydirip “Azdır beni” der, izlediği pornodaki artistin hizmetlerini talep eder de şu soru aklına gelmez: “Acaba o beni nasıl hayal ediyor?” Kadının tek hayalini –en değerli parçasında meydana gelen değişiklik!– gerçekleştirdiğine inanır.


Oysaki kadın “sevişmek” ister. Kadın için sevişmek, karşılıklı birbirini sevmektir, “erkeğin en değerli parçası değiştiği zaman tek vücut olmak” değildir.


Kadın için sevişmek, kendisi hakkında güzel sözler duymaktır. Dokunulmaktır. O sırada ne yaptığını konuşmaktır. Olacakları duymaktır.


Kadın erkeğe hazırlanmadıysa eğer, pozisyon teferruattır.


Bütün bunları idrak etmiş, kendisine hazırlanmış kadınla çok iyi saatler geçirebileceğini fark etmiş ve en değerli parçasındaki değişiklikleri kontrol etmeyi öğenmiş erkek yok mu şu yerkürede? Elbet var. Fakat bu erkek cinsi –ne yazık ki!– az ve tecrübelerini uluorta paylaşmıyor.


Kadınlar kocalarıyla sevişmiyorlarsa nedeni var. Gece yatarken çocuğun odasının kapısını açık bırakıyorlarsa, sabah “İşe geç kalacağım”, “Kahvaltı hazırlamam lazım” diye alelacele kalkıp yatak odasına dönmüyorlarsa, başka odada soyunup giyiniyorlarsa nedeni var. Anne olduktan sonra sevişmeyi unutuyorlarsa nedeni var. “Görev kadını” olmaktan sıkılıyor kadınlar.




“Erkeğin en değerli parçasında meydana gelen değişiklik” sevişmeye yetmiyor.


Hadise aslında bu kadar basit.