X

“Merhaba Yeşim Hanım. 6 yıldır süren bir ilişkim var. Erkek arkadaşımla üniversitede tanıştık. Babam cezaevine girdi bazı sebeplerden ötürü. Ben birkaç yıldır yalnız yaşıyorum ve çalışıyorum. Babam ceza evinden çıkana kadar evlenmeyeceğimi aileme destek çıkacağımı belirttim hep - ki bunu yapmak zorundaydım, çünkü ailede benden başka çalışan ya da gelir kaynağı yok. Babam tahliye olalı yaklaşık bir sene oldu. Evlenmek istediğimi dile getirdiğim günden beri bütün ailenin tepkisini aldım. Erkek arkadaşımın hiçbir olumsuz özelliği yok. Saygısız, gelenekten görenekten mahrum bir insan değil kısacası. Buna rağmen çok ilginç farklılıklarla, olmayacağını dile getiriyor ailem.


Farklılıkları şöyle özetleyeyim:

Kürtmüş. (İlginç olan bizde Kürdüz.)

Erkek arkadaşımın okuduğu bölümü beğenmiyorlar. (İkimiz de lisans mezunuyuz.)

O Şafi, biz Hanefiymişiz. (Sonuç itibariyle ikimiz de Sünniyiz. Birimiz Sünni diğerimiz Şii değiliz ki!)

3 yıldır çalışıyormuş hiçbir birikimi, en azından bir evi ya da arabası yokmuş. (Ben de 2 yıldır çalışıyorum hiç bir şeyim olmamasından ziyade borcum var.)


Bir de ailemden habersiz erkek arkadaşım askere gideceği zaman hem onu yolcu etmek adına hem de ailesini, yaşadıkları ortamda görmek adına günü birlik erkek arkadaşımın memleketine gittim ve bu bir şekilde öğrenildi. Bu sebepten dolayı olmuş bitmiş şeyin onayı olmaz ama ya o ya biz deniliyor.

Çaresizliğin resmi gibi görüyorum kendimi. 2 yıldır sadece onlar için çalıştığımın (ki seve seve yaptım) inkar edilmesine mi yanayım duyduğum sözlere mi? Annem bütün hayatını bana harcamış okuyup rahat edeyim diye, ben ona ev mi almışım eşya mı, ben ona ne yapmışım gibi cümleler ve daha fazlasını duymaktan yaşama sevincimi kaybettim. Annemin fedakarlıklarını göz ardı edemem ama aklımdan şu da geçmiyor hani, şimdiye kadar yaptıkları annelik duygusundan ya da görevinden ziyade bugünkü beklentilerinin bedeli miydi? Seçim yapmak zorunda kalmak çok acı aileme çok kırgınım, haddinden fazla, ama yine de onlar benim ailem, tek kalemde silip atmak karakterime aykırı bir tavır. İleride ailemle eşim arasında kalır mıyım? Bu evliliği gerçekleştirmesem mi? Sevdiğim adam vazgeçmiyor, sen benim yanımda olduğun sürece ben sadece senin içine sinene kadar her şey sabırla bekleyeceğim diyor… Her iki taraftan da uzaklaşıp kendime yeni bir yuva kurmama müsaade etmiyor ailem. Lütfen, fikirlerinize ihtiyacım var. Teşekkür ederim şimdiden…”


Rumuz: V.

Yeşim Tijen’in cevabı:

Birçok kadın tarifi imkansız bir mutlulukla alır bebeğini kucağına, onu sevip koklamak, büyütmek ve iyi yetiştirebilmekten başka bir gayesi yoktur önceleri. Zamanla yaşamında gelişen olayların çaresizliğinde kocasından ve kendinden de ümidi kesince çare olarak görmeye başlar çocuğunu, hatta git gide o çocuk, çocuğu değil de kurtuluşunun umudu olur sevgili okurlar. İnsanın kendinden, eşinden ümidini kesip evladına ümit bağlaması, o evladı da bir çıkmaz sokağa götürür. Ne yapacağını bilemez evlat, bir yanda ailesi bir yanda yaşam ondan bir şeyler bekler. İki arada bir derede denir ya aynen öyle kalır evlat, atsa atamaz satsa satamaz bir şey ailesi, gerisini siz tahmin edin.


Ayağı yere sağlam basan bir genç kızsınız, yalnız yaşıyor ve ailenize de bakıyorsunuz, sizi kutluyorum. Herkes ailesine sahip olmalı tabii, yapabileceğini yapmalı ama bir yere kadar. Bir yerde de nokta koymak demeyelim de, kendi hayatına da başlamalı. Çünkü insanlar aldıkça daha çok almak ister, beklentiler bitmez artar, sonrası artık kullanılmaya gider. Aileler kullanır mı demeyin, herkes birbirini kullanabilir, evlatların aileleri kullandığı gibi ailelerde evlatlarını gayet güzel kullanır, çünkü insanlar yaş aldıkça daha bencilleşir sevgili okurlar. Siz de bunu göre göre içinize dönersiniz çoğu insanın yaptığı gibi kendi kendinizle konuşursunuz ve sorarsınız kendinize, “Ben ne yapacağım, ne yapmalıyım? İnsanlar sadece hayallerinde özgürdür sevgili okurum, diğer hiçbir şeyde özgür değil. Her tarafımız denizlerle çevrili gibi geleneklerle, tutucu düşüncelerle, birtakım kurallarla çevrili. Aslına bakarsanız dalgaların vura vura aşındırdığı kara parçası gibiyiz, bazen boğula boğula da yaşadığımız olur, ama her halükarda yaşamayı öğreniyor insan, yaşaya yaşaya. Tabii ki güzel günler de var onlar, umutlar ve vazgeçmediğimiz hayallerimiz bizim en güçlü yaşam köklerimiz.


Siz bir akıl tutulması yaşıyorsunuz, yalnız yaşayabilecek kadar radikal kararlar alabilen bir genç kızsınız. Demek ki çok bunaltmışlar, hadi başlayalım 6 sene uzun bir zaman, hem siz hem erkek arkadaşınız için. Bu konuda bir an önce karar vermelisiniz. Bunu nasıl yapacaksınız, ne ilginçtir şu sıralar Kürt konusunu içeren bir kitap okuyorum, bana okudukça neler katacak onu da okudukça göreceğim. Sizin aileniz Kürt olduğu halde Kürt bir gence karşı olması anlaşılır gibi değil diyemeyeceğim, gayet anlaşılır. Bu gençle evlendiğiniz takdirde onlara desteğiniz sürmeyecek, nedeni bu. 26 yaşında bir gencin evi, arabası vs. olması biraz imkansız, eğer ailesinden maddi destek yoksa. Anneniz bu hayatta yaşamıyor mu? Hayatın pahalılığından, insanların kredi kartları ve kredilerin arasında sıkışıp kaldığından bihaber sanırım. Bu genç ancak kendi gibi çalışan biriyle birlikte ev, araba her neyse başkalarıyla ortaya çıkarabilir. Bu da gayet doğal, bütün evli çiftler bu şekilde bir şeylerin sahibi oluyor.


Yazdıklarınızı okuduktan sonra bende oluşan kanı şu sevgili okurum, ailenizin sizin ancak zengin, mal mülk sahibi biriyle evlenmenize onayı olabilir. Bunun haricindekilere ben pek sanmıyorum izin vereceklerini. Çünkü siz onların umudu olmuşsunuz, diğer yandan o gencin de ümidi sizsiniz, bir seçim yapacaksınız güzel bir portre çizdiğiniz bu genç ile yaşlanmayı istiyor musunuz, bunu sorun kendinize. Yoksa büyük hayaller peşinde misiniz, öyleyse bu büyük hayallere bu genç ile ulaşamazsınız. Mütevazı bir yaşam, ev, araba bunlara sahip olabilirsiniz daha fazlası için Allah’tan ümit kesilmez diyebiliriz ancak yaşamda mutluluk çok parayla eşdeğer değildir, yeteri kadarıyla gayet mesut bir yaşam sürülebilir. Benim yaşamda gördüğüm, çok paranın olduğu evliliklerde kadınlar yalnız uyurlar genelde, hep bir bekleyiş, hep bir aileyi toparlama çabası ve kadına düşen kocaman bir sabırdır, bunu bilmenizi isterim.


Annenizin sizden beklentileri, babanızdan umduklarını bulamamış olduğundandır. Büyük ihtimalle hayallerini sizin gerçekleştireceğinizi ummuş. Önceki satırlarda da yazdığım gibi, beklentiler git gide artar, sonrası sizin hayatınıza mal olur. O kendi hayatını yaşamış, eşinin veya kendinin yapabildiklerinde son noktaya ulaşmış şimdi sizin hayatınızdan çalmaya kalkması bir anneye yakışmıyor. Hayattaki arzularını size yük etmesi hiç olmamış. Her evlat kendi hayatından artan fazla bir para varsa zaten ailesine bir şeyler yapmaya çalışır. İstisnalar bu kaideyi bozmaz. Yapmanız gereken yardımlar bitecek gibi gözükmüyor, öyle olsa biraz daha sabredin destek olun ne de olsa aileniz, ya sabır derdim ama maalesef ki siz verdikçe bu durum böyle devam edecektir. Bir de şunu söylemelisiniz ailenize, “Ben nereye kadar destek olabilirim, benimde yaşamam gereken bir hayatım ve arzularım var, artık sizler de çaba sarf etmeli, hep bana yüklenmemelisiniz.” Bu şekilde içinizdekileri anlatın ki bir gayret içine girsinler. Bu konuşmayı mutlaka yapmalısınız.


Diğer yandan siz tabii ki de gidip o gencin ailesini tanıyacaksınız, bu çok doğal. Uyuşabilecek misiniz, az çok fikir sahibi olacaksınız. Son noktaya gelince bilmelisiniz ki aileniz bu genci hiçbir zaman bağrına basmayacak. Belki ilerde barışsanız da onlarla bu durum yine böyle olacak. Siz 26 yaşında tahsilli, çalışan bir genç kız olarak ben bu genç ile mutlu olurum diyorsanız, gözünüz yükseklerde değilse, bu genç ile evlenmek için adımınızı atın, kendi hayatınız için bir şeyler yapmaya başlayın. Ailenizin diğer üyeleri de biraz elini taşın altına koysun. Anneniz, babanız varsa kardeşiniz illa ki yapabilecekleri işler vardır. Bu onların hayatı, eğer sevginizden emin değilseniz hiç o genci oyalamayın. O da kendi yolunu çizmeli diye düşünüyorum.


Ben şimdiye kadar yazılarımda çiftlerden biri yalan, aldatma, şiddet yaşatıyorsa direkt ayrılın diyebiliyorum rahatlıkla, ama diğer durumlarda hep sizlere bırakıyorum. Sevginiz ve bu sevgi için yapabilecekleriniz sizin yüreğinizde, bunu siz yüreğinize soracaksınız. Size en doğru cevabı verecek olan yüreğiniz ve beraberinde danışacağınız mantığınızdır. Hakkınızda her şeyin hayırlısı olmasını diliyorum. Sevgiler…


Sevginin Dili

Sevginin diline baktım

Dokunuşlarda.

Bazen bakışlarda,

Sımsıcak sarılışlarda.

Sevginin diline baktım dudaklarda,

Bazen ihtiraslı bazen kurumuş,

Sevginin diline baktım sözcüklerde,

Bazen suskun bazen süslü,

Yeter ki sevgi dolu ol sen.

Sevgiyi anlatan dil sende,

Sen söylemesen de bil ki var.

YEŞİM TİJEN


***



Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen