X

“Yeşim Hanım, 1 sene önce eşimi kaybettim. Tarifi imkansız acılar içindeyim. Yaşam bitti, yaşamıyorum sanki artık, ilaçlarla ayaktayım. İki çocuğum var, ikisi de büyük, 22 ve 24 yaşlarında, ben de 47 yaşındayım. Eşim 52 yaşındaydı, trafik kazasında vefat etti. Öyle mutlu etti ki beni evliliğim boyunca, iş için uzağa gittiğinde ‘Aşkım Allah böyle ayrılık versin’ derdi bana. Şimdi ben bu acıya nasıl dayanacağım? Özlüyorum, özlüyorum. Bu halimle çocuklarımı da perişan ediyorum ama nafile benim kimseye, hayata dahi tahammülüm yok. Onsuz bu yıllar nasıl geçecek söyler misiniz bana?”


Yeşim Tijen’in cevabı:

Zor olan gitmek mi yoksa geride kalıp yaşamak mı? Giden, sevdiklerini geride bıraksa da dünyanın dertlerinden kurtuluyor bir bakıma. Kalana ise geride anılar ve dayanılmaz acılara katlanmak kalıyor. Seçin seçebilirseniz. Böylesi büyük sevgilerde geride kalmak gerçekten zor. Daha siz ölümü düşünmezken aklınıza geldiğinde ‘hazır değilim yarabbim’ diye Allahtan zaman isteyip, bereberce torunları görmeyi umut ederken, o sizin kapınıza kendi kendine gelir. Tak tak, kapı daha siz “Kim o?” bile diyemeden içeri girmiş bile, tarumar eder güzelim hayatınızı. Sonrası gözyaşı, dayanılmaz acı ve özlem, değil mi?


Özlediniz biliyorum. Onun hiçbir zaman yanınızda olmayacağını bilerek her sabaha yeniden yeniden uyanmak ve bu sabahlara alışmak, 25 sene sonra bile konuşacak, ona söyleyecek bir sürü şeyiniz varken susmak, susmak, susmak, kendi içinizden onunla konuşmak, akşam olsun eve gelsin diye sabırsızlıkla saatleri sayıp beklerken, o gittikten sonra o saate bakmaya bile korkmak… Ve en acısı da rüyalardan medet ummak, belki onu rüyamda görürüm umuduyla uyumak, göremeden, hayalkırıklığıyla uyanmak. Yaşadıklarınızın küçük bir kısmını yazdım. Bazı erkekler kadınlarının kalplerinde böylesine bir sevgiyi büyütürler. Onunla bu sevgiyi yaşadıktan sonra yaşamak, yaşamak değildir artık. Sadece yaşar gibi yaparsınız, şu an sizin yaptığınız gibi. 25 sene az bir zaman değil böylesi güzel bir beraberlik için. Hiç yaşayamayanları düşünürseniz şanslısınız desem bana kırılmazsınız değil mi? Tabii ki sizi teselli etmek için söylüyorum, yaşadığınız acıya bir de bu tarafından bakın diyerek, yaşadınız şanslı bir kadınmışsınız diyorum size, yetmemiş olsa da. Keşke beraberce yaşlanma şansınız da olsaymış ama takdir-i ilahi, konu ölüm olunca çaresizlik giriyor işin içine. Sizin çaresiz kaldığınız gibi.


Her gün hiçbir şey olmamış gibi sizin acınıza inat doğacak güneş ve o her doğuşuyla siz ona kızıp niye doğuyor artık, o yok ki diye düşünürken aslında o size her sabah yeniden doğuşuyla ümit olacak. Ümidin sizin kendi içinizde olduğunu yolladığı ışıklarla sıcaklığıyla anlatacak, her sabah bıkmadan yapacak bunu siz kızsanız da. Ta ki size anlatana değin ve bir sabah uyandığınızda perdelerin arasından sızan ışığa bakıp gülümseyeceksiniz, evet evet gülümseyeceksiniz. Şimdi inanmıyorsunuz ama böyle olacak inanın, bir gün o ışıyan gün sizi canlandıracak, yaşamak için enerjiniz olacak. Ne zaman derseniz, hemen yarın değil, ama yakında, çünkü insanlar çektikleri acıları çoğunlukla yenmişlerdir. Ben bu acıya dayanamam der de yine yaşar insan. Bu yaşamdan gitmek için nedeniniz eşinizin ölümüne dayanamamanız olsa da kalmak için iki nedeniniz var; çocuklarınız. Onları unutmayın. Yaşları küçük olmasa da onların hala size ihtiyaçları olduğunu unutuyorsunuz. Hem şimdi eskisinden de çok siz ailenizi toparlayacak olansınız. Siz dağılırsanız onları kim toparlayacak? Anne olmak acı çekerken bile dik durabilmeyi istiyor. Eşinizde sizden toparlayıcı olmanızı beklemez miydi bir düşünün.


Bazı ölümler geride kalanlarında içlerinde bir şeyleri öldürür ama yaşama yeniden tutunmak için iki nedeniniz olduğunu hatırlatın kendinize. Bu nedenler sizin bundan sonrasında teselliniz olacak. Bugün acı veren anılar yarınlarda acı değil mutluluk verecek. Sabırlar diliyorum, sevgiler...


***

Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen