X

“Merhaba,

Sevgilim 3 ay önce askerden geldi, 1 yıldır çok güzel bir ilişkimiz var. Askere gitmeden 1 yıl önce uyuşturucu kullanmaya başlamış ve o 1 yılda çok sık olmasa da içmiş. Askerdeyken de içiyordu. Biz tanıştık, aylarca içmedi. Askerden gelince yine başladı. Son 2 aydır da içiyor. Ailesi biliyor. Bunun temel neden ailevi sıkıntılar, çok fazla üstüne gidiyor ailesi. Bu konuda psikologla görüşmeyi teklif ettim ama o kabul etmedi. Ailesi gitti psikoloğa, en çok iş bana düşüyormuş. 1 hafta önce bana söz verdi. 3 ay sonra evleniyoruz, bütün kötü şeyler bitti dedi ve içmiyor 1 haftadır. İkna ettim, eğer bir daha içerse doktora gideceğiz ama bu konuda güvenemiyorum ona… Açık açık da konuşamıyorum, çok çabuk sinirleniyor. Herkes diyor ki istese bırakır ama tedavi olmazsa 1 sene sonra bile olsa içer yine. Evlendikten sonra böyle şeyler olsun istemiyorum. Fikirlerinize ihtiyacım var.”


Yeşim Tijen’in cevabı:

“Hayat olması gerektiği gibi değildir, olduğu gibidir. Onu değiştiren onunla başa çıkma biçimidir.”


Yaşam denen güzelliğin bedelidir acı çekmek. İnsanoğlu, yaşamın acılarının içinden çıktıkça güç kazanıyor. Yaşamın ağır geldiği kişilerse mücadele etmekten, güç kazanmaktan kaçıp uyuşturucu maddeyi bir umut ışığı olarak görüyorlar. “Bir kereyle bir şey olmaz” bu düşüncenin dürtüsüyle maddeye sığınıyor, yaşamdan kopuyorlar. Çünkü kaçışı maddede bulan insanlar sonra kendilerinden uzaklaşıyorlar. Bazen kendilerini aramaya çalışsalar da maddenin idaresi altında olduklarından kendilerinden kolay vazgeçiyorlar. Madde çağırıyor onları, yeniden maddeye yöneliyorlar. Bazen kendilerini yaşadıklarının akışına bırakıp hiç aramıyorlar. Hele bir de sahip çıkanları, sevgiyle sarılanı, peşinden koşturanı yoksa o nerde, ona bir şey olmasın diyeni yoksa yazık oluyor bu insanlara. Yoklar mı götürüyor daha ziyade maddeye? Sevgi eksikliği, ilgi ve para eksikliği; herkes içinde neyi büyütüyorsa. Bazen acılardan kaçarken bazen fazla kendine güvenden ‘bir kereyle bana bir şey olmaz’ düşüncesinin tuzağına düşüyorlar. Bağımlılığın ne yok edici bir istek olduğunu göz ardı ederek. Yaşamlarındaki yerlerini yeterince tayin edememiş insanlar, yaşamın içinde bu maddelere sığınır, ona kaçar ve yaşamın acılarından uzaklaşabileceklerini umarlar.


Bizim ülkenin halkının alışkanlığıdır, bana bir şey olmaz zihniyeti hep hakim. Asgari ücretle bile yaşamayı becerebilen bir halk olarak bu yanılgıya düşmek mümkün oluyor. Yaşamla mücadele etmek gibi bir güç sergilemekten kaçıp içlerindeki mutsuzluğun temel nedeni kendi olumsuz düşüncelerine teslim oluyorlar. Kestirmeden bir yol olarak gördüklerim maddeyle mutlu bir hayata ulaşmak isterken yere çakılıyorlar. Oysa olumsuz düşüncelerinizi kendinizden çekip çıkardığınızda yaşamınızdaki olayların sizin abarttığınız kadar önem taşımadığını görürsünüz ama o düşüncelere takılı yaşıyorsanız kendinize acılar oluşturursunuz. Özetlersek, insan yaşamındaki yarattığı her şeyin sorumlusudur. Sorumluluğunu almak ve çözmek de ona düşer. Bunun için ayık bir kafa lazımdır. O ayık kafaya ulaşmak için de bırakmak gerekir. Her bırakışta uyanık kaldığı dünyada gerçeklerle yüz yüze gelecektir. Yeniden başlayabilir, bu hep olasıdır ama içinde bırakma isteği, aile desteği varsa bu bir parça daha kolaylaşacaktır. Tamamen bırakamaz mı? Çok zor olduğu ama başaranların da olduğu biliniyor. Tamamen kişiyle ilgili, onun hayata bağlılığı, kendine güveni, inancı, bırakmayı istemesi, çaba sarf etmesi, ailesinin yılmadan arkasında durup sahip çıkması ve ondan vazgeçmemesiyle bağlantılı olan bir çözüm...


“Büyük sıçrayışı geçekleştirmek isteyen birkaç adım geriye gitmek zorundadır.”


Sevgili okurum, zor bir yaşama hazır mısınız ? Nişanlı olduğunuz için bırakın diyemiyorum. Bir yola çıkmışsınız ama çok iyi düşünün demeden de geçemeyeceğim. Keşke nişanlınızın söylediği gibi kolay bırakılsa... Kolay bırakılabilse bunca hayat heba olmazdı ama içenler bırakabileceklerine inanmak gibi bir yanılgı içinde oluyorlar. Bilmenizi isterim ki ha deyince bırakılan bir alışkanlık değil.


Size neler yaşayacağınızı anlatmak istiyorum. Bıraktım demesine sakın inanmayın. Onu hep takip etmek zorundasınız; ne yapıyor, kiminle arkadaşlık kuruyor her şeyin, her davranışının altına bakmak zorundasınız. Sigaranın içine bile sarıp bu zehirleri içiyorlar. İğneden korkanlar bu şekilde kullanıyor. Tabii bu maddeler çeşit çeşit, hangisi olduğunu yazmamışsınız sadece uyuşturucu demişsiniz. Eşyalarını, kıyafetlerini araştırmanız gerekiyor. Bunları her yerde saklayabilirler, çok kolay saklanabilecek şeyler olduğundan gözünüz hep üzerinde olacak. Cep telefonunu kontrol edin, kimlerle ilişki içinde, tanımadığınız birileri arıyor, gizli gizli konuşuyor mu takip edin. Çok yalan konuşurlar. Birdenbire ortaya çıkan arkadaşları olur, bunlar hep aklınızda soru işareti uyandırmalı. Acaba? Ne yazık ki bu acabalar yaşamınızın bir parçası olacak. Hep korku içinde olacaksınız. Paralarının hesabını tutun. Bu parayı nereye harcadın? Bunları yaparken itham eder gibi sormayacak, araştırmayacaksınız, hep sezdirmeden yapacaksınız. Çok enerjik olabiliyorlar, kullandıkları maddelere göre bu durumlar değişiyor ya da uyku halinde iştahsız ve ya aşırı iştahlı bu anormallikler fark edilir zaten. Gözbebekleri de bu insanları ele veriyor. Toplumdan uzaklaşıyorlar. Çok iyi bir bakım görmeliler, vücutlarındaki tahrip yüksek, o yüzden iyi beslenmeliler. Nelerden zevk alıyor, neleri seviyorsa onlarla daha çok ilgilenmeli. Bu şekilde yaşamın tadını alarak hayatla aralarında tutunacak bağ oluşturuluyor. Ailesi kesinlikle destek olmalı. Sadece sizinle bir yere varamaz. Aile ona sevgisiyle, ilgisiyle onun yanında olduğunu hissettirmeli, aralarındaki sorunları onu dinleyerek, anlamaya çalışarak çözmeli. Bu duruma gelmesinde katkıları olmuş mu, geçmişle kendi içlerinde hesaplaşmalılar. Ailesi onunla birlikte savaş vermeden bu savaş kazanılmaz. İmkan varsa psikolojik yardım da alınmalı. Bu maddelerin tedavi edildiği hastanelerde tedavi yoluna gidilmeli. Belki birincide bırakacak, hayat mucizeleri içinde barındırır. Ümit etmek güzel, belki 5 belki 10. kez ama her defasında ümitle, ondan vazgeçmeden meşakkatli bir yol.


Gerçekten bütün bunlara hazır mısınız? Nereye kadar bu hayatı sürdürebilirsiniz? Bugün sevginin gücü her şeye yeter. Yarın acımaya başlarsınız ama öbür gün maddeyi bırakamazsa bir zavallı olarak görmeye başlar, tiksinirsiniz. Omuzlarınıza binen yük gibi onu taşırsınız ve sonunda pişmanlık size “Sen ne yaptın” demeye başlar. Göze alabilecek misiniz? Allah tüm insanları bu illetten korusun. Size bu savaşınızda yardımcı olsun ve kuvvet versin. Umarım yardımcı olmuşumdur.Sevgiler…





***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen