X

Merhaba Yeşim Hanım,

Eşimle 3 yıldır evliyiz, severek evlendik hatta çok büyük bir aşktı bizimki. Birbirimize karşı tutkularımız, arzularımız vardı. Son bir senede aile içi sıkıntılar yaşıyoruz, ayrıntı vermek gerekirse uzun sürer... Bir buçuk ay önce babam vefat etti, bir hafta cenaze evinde kaldım, döndüğümde ikinci yıkımı yaşadım. Eşim, bir aydır sanal ortamda başkalarıyla mesajlaşıyormuş. Bu bile yetti bitirmeme, çünkü çok güveniyordum. Ama bir kere dinleyip öyle bitirmek istedim, dinledim ve bana bazı sözler verdi bunun karşılığında affettim ve kesinlikle yapmayacağını söyledi. İnandım çünkü çok yalvardı. Ve bu akşam yine gördüm ki aynı şeyi yapıyor. Ben artık biz bitmişiz gibi hissediyorum. Bu evden gitmek istiyorum, hiçbir şeyine inanmıyorum, sevmiyorum. Kalırsam kendimi küçük düşürmüş olacağım, gururumu hiçe sayacağım gibi hissediyorum. Ne yapmalıyım? Affedersem bile nasıl değişmeliyim?


Yeşim Tijen'in cevabı:

Türkiye işini bilmeyi seksenli yıllarda benim memurum işini bilir diyen bir büyüğünden öğrendi. Çağ atlamıştı bu büyük değişimle, birçok şey yitirildi. Eskiden utanılan ayıp olanlar alenen yaşanmaya, yapılmaya, alkışlanmaya, takdir görmeye başladı. Bu başlayan yeni çağ ile bizim erkeklerimiz de işini hep bildiler. Eskiden çok az olan ve olanında toplumca hoş görülmediği aldatmalar aleni yaşanır ve alkışlanır oldu. Çünkü çağ atlamıştık. Atladığımız çağ ile beraber evliliklerimizi de atlar olduk. Eski ehemmiyetini yitirdi, değersizleşti. Artık evliliklere uzun ömür biçemiyoruz. Bir yastıkta kimse kocamıyor. Yastıklar ayrı ayrı olduğundan değil, artık tahammül kalmadığından… Nasıl kalsın sevgili okurlar? Hem ağır hayat şartları hem aldatılmak hangi biriyle boğuşsun kadınlar? Tahammül için birinden birine tutunması lazım. “Benim kocam beni seviyor, değer veriyor, kendi de değerli bir insan. Para kocamdan önemli değil” diyebilen kadınlar da var. Eşi aldatıp aldatıp yüzsüzce davranan erkeklere artık kapıyı gösteren kadınlar da var. Kadınlar da işini bilmeyi öğrendi. Öğretmenleri, işini bilen erkekler…


Siz de işinizi bilmelisiniz sevgili okurum çünkü aldatıldığını öğrenen kadın artık aynı kadın olarak kalamaz. İçinde bir şeyleri yitirmeye başlar, sevgisini, saygısını, ilgisini elinde olmadan kaybeder. Bazen bu aldatılışla ne kadar kalmak istese de gider. İlle de gitmeli mi? Evliliğini bitirmeli mi? Bu soru çok önemli sevgili okurlarım, hayatta her şeyin matematik olduğunu düşünüyorum. Artılar ve eksiler; hangisi fazlaysa o yönde adım atmalısınız. Artıları çoksa ve seviyorsanız niye başkasına bırakacaksınız? Her şeye rağmen kalmalısınız. Çünkü ne yazık aldatmayan erkek yok denecek kadar az. Gidip sıkıntılarla boğuşmaya değmez, onunla boğuşun. Eksileri fazlaysa kalmaya değmez. Hem hayatla hem onunla boğuşmak yerine hayatla boğuşun, belki başka bir şansınız olur. İyi hesap yapmalısınız.


Siz ne yapmalısınıza gelirsek; içinizde ne olduğuna kulak vermelisiniz. Eğer içinizi yoluna koymazsanız zaten dışınızda yoluna girmeyecektir. Siz gerçekten iyi düşünmelisiniz. Büyük bir aşkla evlenen biri üçüncü senede aldatmaz, aldatıp özürler dileyip bir hafta sonra yine aynı şeyi yaparken yakalanmaz. Üstelik eşinin bu hassas döneminde, eşine bir de bu sorunları yüklemek yerine daha duyarlı ve ilgili olması gerekir. Bu yaptıklarıyla düşünceli bir adamdan eser göremedim, rahat bir adam olsa gerek. Siz ben ona sevgi, ilgi dolu bir eşim diyebiliyorsanız o zaman eşiniz tatminsiz ve iradesiz. Aldatmaya devam edecek, zaten ediyor da. Eşinizin bu durumunu ya kabul edip deşmeyeceksiniz; yani hiçbir şeyi araştırmayacaksınız,yüz göz olmayacaksınız. En çok söylenen yalan kişinin kendine söylediği yalanmış. Bir düşünür böyle demiş. Siz kendinize ve bu duruma ne kadar tahammül edebilirsiniz? Ne kadar kendinizi zapt edebilirsiniz? Bu soruya ne cevap vereceksiniz, bunları hesap etmeniz lazım. Ya da bu durumu kabul etmeyip bu evlilikten gideceksiniz. Katlanmayacağınızı düşünüyorsanız çocuk yapmadan bu duruma son vermelisiniz. O zaman geleceğiniz için daha kolay bir şansınız olabilir. Benim kadınım da işini bilmek zorunda…


Sevgiler…