X

Merhaba Yeşim Hanım,


İnsan bazen yaşadıklarını sağlıklı yorumlayamıyor ve kimseye danışamıyor. Yazılarınızı okudum. Zaman ayırıp tavsiyelerde bulunursanız çok sevinirim. Teşekkürler...


12 yıllık evli, 7 ve 10 yaşında 2 çocuk babasıyım. Eşimle memur olarak farklı yerlerde çalışıyoruz. Çok iyi, çok masum, samimi fedakar ve beni dinleyen, anlayan bir eş olarak evlendim ve hala öyle diye düşünüyordum. 1 yıl kadar önce tüm ikazlarıma rağmen bir beye bayram mesajı yakaladım. Tekrar kızma, ikaz, bağırıp çağırma derken söz verdi bir daha hiçbir erkeğe mesaj atmayacağına. Yılbaşında önce taslak olarak yazılmış yılbaşı mesajı yakaladım. Mesajlarda yoktu benden gizlemek için silmiş. Telefona da şahsın ismini kadın olarak kaydedip onu da benden gizlemiş. Önceleri sadece 3 mesaj diye ısrar etmişti ben de gevşemiştim. Ancak sıkıştırınca bizimkinin adamı kurumunda 2 kez ziyarete gittiğini, karşılıklı bir kaç şarkı sözleri, genel anlamda sevgi içeren mesajlar ve metinler paylaştıklarını itiraf etmek zorunda kaldı. Dünya başıma yıkıldı. Adam bizimkine canım ve senden hoşlanıyorum diye bir kaç kez ifade etmiş. En sonuncunda bizimki ayağıyla gidip, eliyle mesaj çektiği halde “Ben bundan rahatsızım, eşimi seviyorum” falan deyince adam “Madem öyle, beni niye kullandın?” demiş ve mesajlaşmayı kesmiş. Ancak bir iki ayda bir, hatta en son yılbaşında bizimki yine yılbaşı mesajı çekmiş.


Dünyam başıma yıkıldı. Örnek bir aileydik. Çocuklarımız hem ahlak hem çalışkanlık olarak imrenilen çocuklardı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Sinirden her gün ağlıyorum. Bu iş nereye varır, cinsellik veya temas yok diye yemin ediyor ama nereden emin olacağım? Dışarda görüşme yok, zaten “İkinci görüşmede kesildi, sonra beş-altı mesaj oldu” diyor. Ne yapmalıyım, nasıl davranmalıyım? Kimseye açamıyorum. Elimde delil yok. Onun sıkıntı yaşamasına da gönlüm razı gelmiyor. Yemin ediyor, ağlıyor, “Çok pişmanım ben, seni ölümüne seviyorum, böyle bir şeyi nasıl yaptım, anlamıyorum” diyor.


Hocam ne yapmalıyım? Gizli başka şeyler de olabilir mi? Nasıl davranmalıyım? Yardım ederseniz sevinirim.


Yeşim Tijen’in cevabı:



Körükler cılız olmak

Evlerin hiddetini

Evlerle savaşımız

Savaşların en çetini

Evler her gün yollar bizi dışarı

Git, getir

Emredilen ekmeği akşamları

Alın terimiz getirecektir

Evler ezer insanları dağ gibi

Çeker evler boynumuzdaki ipleri

Taş develerce yük

Nedir anlamıyorum evlerdeki hırs

Cansızlarla birlik

Canlılara karşı

Tenceremin azgınlığı başta,

Sofralarla beraber Getir

Dünya durdukça

Tencere pişecek sofra eritecektir

Eşyaların azgınlığı tamam

Hepsi evlerden taraf

Kopar musluk, kırılır cam

Hiç yoktan bir masraf

Erzaklar halimizden anlasa ya

Anlamaz

Biter sabun biter şeker biter yağ

Biter gaz

Körükler cılız olmak

Evlerin hiddetini

Evlerle savaşımız

Savaşların en çetini


Behçet Necatigil’den sizin için şiirinin bazı dizeleri paylaştım…


Behçet Necatigil şiirinde erkeğin mücadelesini, savaşını ne güzel anlatmış. Ha bire “getir” denen erkeğin kıymeti de bilinmeli ama bazen bilinmediği de oluyor. Hayat bir mücadele, sevgili okurum. Çalış, didin, dur sonunda ölüm olan bir hayat için bunca emek, bunca mücadele, üstelik yanımızda hiçbir şey götüremiyoruz da. Çalışıp didindiklerimiz dünyada kalıyor, biz öteki tarafa yıllarca yüklendiğimiz anılarımızla geçiyoruz. Biraz gülün istedim. Tabii kendimiz ve sevdiklerimiz için bunca didinmek… Siz de keyfinizden eşinizle ayrı şehirlerde değildiniz, her ikiniz de ayrı şehirlerde daha iyi bir hayata ulaşabilmek için sabrettiniz. Bu mücadelenin içinde her şey var, aldatılmak da bunlardan biri. Yaşamın acı da olsa bir gerçeği, aldatılmak. Aldatılmak, işte bunda kadın veya erkek diye bir ayırım yok. Erkeğinki daha mı az acıtıyor, kadınınki daha mı çok acıtıyor? Hayır tabii, aldatma aldatmadır. Aldatılmak her iki cins içinde kötü bir durum. Sadece kadınların aldattığı ortaya çıkmıyor, daha alışık olmadığımız bir durum, “daha dikkatliler” diyelim. Şunu da belirtmek zorundayım, aldatan erkek bir daha aldatacağı gibi kadın da aynı şekilde tekrar aldatabilir, sevgili okurum. Neden derseniz çünkü başka birinden hoşlanabileceğini fark etmiş oluyor, bunları bir kenarda tutalım. Bu aldatılmayla bir şok yaşadınız. Beklemediğiniz, hatta aklınıza bile gelmeyen bir durumla karşılaştınız, bu durumun sıkıntılarının içinde kıvranıyorsunuz. Kaderinize, kendinize, eşinize kızıyorsunuz. Bu kolay atlatılan bir durum değil, gerçekten de paylaşılması zor bir durum. Eminim hayatınızda bir deprem etkisi yaratmıştır.


Bundan sonrası da ne yazık ki hiç kolay değil çünkü sonrasında artçı depremler olacak, düşünecek ve sorgulayacaksınız. Birçok şeyi geriye dönük düşünmeye, anlamlandırmaya çalışacaksınız. İşte bu artçıları atlatabilirsiniz, evliliğinizi devam ettirebilirsiniz. Eşiniz, hatasının farkındalığıyla evliliğine sahip çıkıp güven verici davranışlar içinde olursa zaman, sabır, özveri, sevgi birleşince insanlar birbirlerinin yaralarını iyileştirebilirler. Bunun için zamana ihtiyacınız var. Diğer yandan eşinizin sözleri insanı düşündürüyor, sizi ölümüne sevdiğini söylemiş. Sizi gerçekten ölümüne sevmiş olsaydı bugün bunları yaşamıyor olurdunuz, aldatmazdı, yani gözü sizden başkasını görmezdi. Bu büyük ve güzel sözler yaşadığınız durumun ağırlığını sizin üzerinizden sevgi sözcükleriyle kaldırmaya yönelik ikna çabası olmalı ya da bu kadar büyük sevgisi olduğunu sizi aldattığını öğrenmenizden sonra fark etti. Bu da olabilir. Bunları zaman gösterecek siz de anlayacaksınız. Siz ikna olmamışsınız ki bana yazmışsınız.


Bu sözler yaşadığınız durumu örtüp sünger çekmenize yetmez daha fazlası gerekir. Bundan sonrasında daha ince düşünerek hareket eden, daha sadık ve iradeli bir eş olmak zorunda. Eşiniz de bunların bilincindedir. Bunları ancak onu gözlemleyerek görebilirsiniz. Aldatılmanızın nereye vardığını merak ediyorsunuz. Bunu öğrenmeniz neyi değiştirecek? Aldatmak aldatmaktır. Siz inanmak istemeseniz de beraber şarkı dinlemelerle sınırlı kalmış da olabilir. Olmayabilir de… Bunun yükü eşinizin ruhunda.


Sizin için önemli olan, bu evliliğe onunla devam edebilecek misiniz, edemeyecek misiniz, bunu anlayabilmek olmalı. Bundan sonrası sizin bakış açınızda, onda ne gördüğünüzde. Affedebilecek misiniz? Buna siz karar vereceksiniz. Eşiniz, sevgiliniz değil, hayatınızdan hemen beni aldattı diyerek çıkaramazsınız. Çocuklarınız, geçmişiniz bu evliliğe 12 senedir bir emeğiniz var. Hangi birini söküp yüreğinizden hemen atabilirsiniz? Bunlar için biraz düşünmeye, görüp anlamaya ihtiyacınız var. Bekleyip görecek, kendinizi ve onu yeniden çözmeye çalışacaksınız. Diğer yandan evlenmek gibi ayrılmak da haktır. Kimseye temenni etmesem de bazen olmayınca olmaz. Beraber yaşamak bir işkence olacaksa “Hep beni aldatacak mı acaba?” diye şüphe içinde kalacaksanız. Ayrılmak da bir çözümdür ama lütfen bir karara varmak için acele etmeyin, kendinize en doğru kararı verebilmek için zaman tanıyın.


Yazımın sonuna geldim, son olarak şunu söylemek istiyorum: Kesin fikirlere sahip olmak insanı hiçbir şey yapmamaya götürürmüş, sevgili okurum. Siz kesin fikirli olmamaya çalışın, Rabbim insanı yaşayacağı tüm kötü durumları aşabilecek kadar büyük bir ruh vermiş. Çocuklarınıza bakın, onlara bakıp gördüğünüzde güçlü olmak için gereken enerjiyi ruhunuzda hissedeceksiniz.


Sevgiler…