X

Merhaba Yeşim Hanım,

3 yıllık evliyim, 2 yaşında bir tane kızımız var. Eşim ile severek evlendik. Eşim evliliğimiz ilk senesinde ve nişanlılık dönemimizde bana çok değer veriyordu, bana düşkündü, hep yanımdaydı. Evleneceğim insan kesinlikle bu diyerek karar vermiştim. Evliliğimizin ikinci senesine doğru şehir dışında bir işe başladı. 3 hafta gidip bir hafta yanımızda duruyordu. Yavaş yavaş daha da çok uzaklaştık fakat eşim bunun farkında olmadı hiç. Hatta ona kalırsa "geldiğimde zaten sizinle hep ilgileniyorum" diyip vicdanını rahatlatıyor. Ben 24 yaşındayım, kızıma hem anne hem baba olmaya çalışıyorum. Çok zorlanıyorum, kızıma yetemiyorum gibi hissediyorum. Babasına çok düşkün, babası var ama yok gibi. Geri gideceğini bildiğim için evimde misafir gibi hissediyorum eşimi. Evden soğudum, çoğu zaman annemlerde kalıyorum. Yemek yapmayı bile unuttum diyebilirim. Yuva yok gibi ortada. Herkes sadece evli olduğumu biliyor. Evli miyim ben gerçekten diyip kendimi sorguluyorum. Dışarıdaki çiftleri görünce eşimle ne kadar vakit geçirmediğimi anlıyorum. İşine verdiği değeri kızımla bana vermiyor artık. Çıkmazda gibiyim. Boşansam kızımla nasıl bir hayatım olur diyorum bazen de şey diyorum, zaten babası yanında değil ki var mı yok mu belli değil, belki zor olmaz diyorum. Ne hissettiğimi nasıl hareket edeceğimi bilmiyorum. Aileme kalsa direkt boşanıp gelmemi istiyorlar. Yorulmuş gibiyim. Eşim hiç farkında değil uzakta olduğu için, onun da canını sıkmak istemiyorum. Tartışmıyorum bile artık. Zamanında çok söyledim, çok dil döktüm "bizi bırakıp gitme, yapamıyorum artık" dedim. "Ama ev geçindirmek kolay değil sizin için çalışıyorum" diyip geçiştirdi her seferinde. Eşimden maddi yandan hiç sıkıntım yok. Ama manevi olarak hiç desteği yok bana. Ben tamamen kopmaktan, uzaklaşmaktan korkuyorum. Ama eşim, arkamda bıraktığım bir eşim var demiyor. Hep iş sadece iş. Sizin desteğinize ihtiyacım var. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok yorgunum, sırtımda kocaman bir yük varmış gibi hissediyorum kendimi.


Yeşim Tijen'in cevabı:

“Bana boş boş oturup duvar izlettiren herkese kırgınım...” -Oğuz Atay


İnsan birkaç senelik evliyken seyredeceği şey duvarlar ya da başka çiftlerin görüntüleri olmamalı. Eşi ve çocuğunun mutluluk dolu halleri, birbirlerine sevgiyle bakan gözleri olmalıydı. Siz birkaç senelik evliliğinizde uzakta çalışan ve üç haftada bir yanınızda olan eşinizin gelişini heyecanla, özlemle beklemeliydiniz. Bu bekleyiş size acı gelirken eşinizin tavrı nasılsa evlendik diyerek sizi cepte görmek demek. Bu günümüz kadının zekasını, hayattan beklentilerini yok saymak olur. Eşinizin hareketleri kadının doğasınını bilmeyen bir erkek rahatlığı, eğer başkaca bir sebebi yoksa tabii. Bunu anlamak için biraz derinden eşinize bakmanız lazım yoksa yeni evli bir kocada özlem olur, muhabbet olur. Bu kadar sizden uzak olması, sizi ihmal etmesi düşüncesizlikten olabilecek kadar boş biri olabilir mi bilemedim. Dünden çok farklı bir adamla karşılaşınca kabul edememeniz, hayal kırıklıkları yaşamanız, mutsuz hissetmeniz çok normal. Böyle bir durumun yaşanmaması ancak kadının ve erkeğin inceden düşünmesi, geride bıraktığı ailesinin eksik kalmış duygularını tamamlamaya çalışmasıyla bir nebze giderilir. Yeter demiyorum dikkatinizi çekerim. Hiçbir yeni evli kadın kocasından bu kadar ayrı kalmayı kabul etmez. Erkeklerle kadınların dünyası o kadar farklı ki erkek evlendim nasılsa diyerek ailesini geçindirmek için işine sarılırken, kadın eşine sarılmak, şımartılmak, kadın olduğunu hissetmek ister. İlişkinizin çözümüne gelirsek ya eşinizin yaşadığı şehirde beraberce yaşayacaksınız ya da eşiniz evinizin olduğu şehirde yeni bir iş arayacak. Her ikisi de olamıyorsa gerisi sizin bu duruma tahammülünüze, eşinizin sizin ruh durumunuzu fark ederek vereceği emeğe bağlı. Kendinizi üzmeyin yavrum. Bunları susarak aşamazsınız. Susmak hiçbir şeye çözüm olmaz, konuşacaksınız. Gerekiyorsa tavrınızı koyacaksınız ya da çalıştığı lokasyonda bir eve taşınacaksınız. İleriye bir keşke bırakmamak için elinizden gelen yapmak zorundasınız. Ortada bir küçük çocuk var, öyle hemen gitmek düşünülmemeli. İlerde pişman olabilirsiniz. Bunu öngörerek susmayın, konuşun. Utanmadan, sıkılmadan her şeyi açıkça konuşmanızı öneririm. Gerekirse senden ayrılıyorum diye bir blöf yaparak yaşamış olduğunuz sıkıntıları gerçekten görmesini sağlayabilirsiniz ama blöf diyorum, gerçek değil. Bir evliliği bitirmek için daha sağlam sebepleriniz olmalı, öyle hemen evlilik bitirilmez yavrum. Neden çocuğunuzu ailenize bırakarak eşinize bir sürpriz yapmıyorsunuz? Biraz heyecan ikinize de iyi gelebilir.


Sevgiler sevgili okurlarıma...