HT Hayat Anasayfa Alzheimer ve demans gibi hastalıkların erken belirtileri nelerdir? | Sağlık

Unutkanlık, odaklanma zorluğu, günlük işlerde zorlanma gibi belirtiler, çoğu zaman yaşla birlikte gelen sıradan etkiler gibi görülebilir. Ancak araştırmalara göre bu belirtiler, daha ciddi bir sorunun habercisi de olabilir. Alzheimer’s & Dementia dergisinde yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, Alzheimer ve diğer sporadik nörodejeneratif hastalıkların bazı belirtileri, tanıdan tam 10 yıl önce ortaya çıkabiliyor.


Bilim insanları, Fransa merkezli büyük bir sağlık verisi bankasında (UK Biobank) toplanan on binlerce kişinin davranışsal ve bilişsel değişimlerini inceledi ve Alzheimer da dahil olmak üzere farklı hastalıklara sahip bireylerde, tanı konmadan yıllar önce fark edilebilecek ortak belirtiler olduğunu ortaya koydu.


Bu erken belirtileri tanımak, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve daha sağlıklı bir yaşam planı oluşturmak için kritik olabilir. İşte Alzheimer’dan önce gelen 5 sessiz uyarı işareti:


1- Dikkat ve konsantrasyon sorunları

Alzheimer’ın klinik belirtileri başlamadan yıllar önce, bireylerin dikkatlerini toplamakta zorlandığı fark edilebiliyor. Özellikle karmaşık görevlerde konsantrasyon kaybı, yeni bilgilere odaklanmakta zorlanma veya dikkat dağınıklığı gibi durumlar, dışarıdan basit bir yorgunluk hali gibi görünebilir. Ancak Swaddiwudhipong ve arkadaşlarının Alzheimer’s & Dementia dergisinde yayımlanan 2022 tarihli çalışması, bu tür dikkat sorunlarının, hastalığın biyolojik süreçleri başladığında bile fark edilebildiğini gösteriyor.


Bu tür problemler genellikle okul ya da iş hayatında performans düşüşü olarak kendini gösterebilir. Birey, daha önce kolaylıkla sürdürebildiği zihinsel efor isteyen görevlerde başarısız olmaya ya da daha fazla hata yapmaya başlayabilir. Özellikle birden fazla işi aynı anda yürütmekte zorlanma ve dikkatin kolay dağılması gibi durumlar, yaşla ilgili doğal değişimlerin ötesine geçiyorsa ciddiye alınmalı.



2- Bellek problemleri (özellikle kısa süreli hafıza)

Kısa süreli hafıza kaybı, Alzheimer’ın en bilinen belirtilerinden biridir; fakat bu belirti hastalık öncesi dönemde de kendini göstermeye başlar. Araştırmalara göre, tanıdan yaklaşık 5 ila 10 yıl önce kişiler, yeni bilgileri öğrenmekte zorlanabilir ya da kısa süre önce yaşanan olayları unutmaya başlayabilir. Örneğin biriyle yapılan konuşmanın içeriği birkaç saat içinde unutulabilir veya sık sık “Bu konuyu konuşmuş muyduk?” gibi sorular sorulabilir.


Bu tür unutkanlıklar, yaşa bağlı hafıza dalgalanmalarından farklıdır, çünkü tekrarlayıcıdır ve giderek belirginleşir. Kişi çoğu zaman yaşadığı unutkanlıkların farkında olur ama başlarda bunu stres, uykusuzluk veya yoğunlukla açıklar. Ancak bu semptomlar, ilerleyici bilişsel bir sürecin erken habercisi olabilir. Özellikle yeni bilgileri kaydetmede belirgin bir zorluk yaşanıyorsa, bu duruma dikkat edilmelidir.


3- Kelime bulma güçlüğü ve dilde yavaşlama

Alzheimer sürecinin ilk evrelerinde sık karşılaşılan bir diğer belirti de, konuşma sırasında doğru kelimeyi bulmakta zorlanma ya da anlatımda akıcılığın bozulmasıdır. Bu durum bazen “dilin ucuna gelip söyleyememe” şeklinde yaşanırken, bazen de kişi sıkça dolaylı anlatıma başvurur: “Hani şu şey...” gibi ifadeler artar. Araştırma, bu tür dil yavaşlamalarının preklinik dönemde belirgin hale geldiğini ortaya koyuyor.


İletişimdeki bu zorluklar, günlük sohbetleri bile sekteye uğratabilir. Özellikle yazılı ya da sözlü anlatımda cümleleri tamamlamada zorlanmak, bir kelimeyi yanlış yerde kullanmak ya da konuşma sırasında sık sık duraksamak dikkat çekicidir. Bu belirtiler zamanla kişinin sosyal çevresinden çekilmesine ya da konuşmalara daha az katılmasına neden olabilir.



4- Karmaşık görevleri yürütmede güçlük

Alzheimer’ın erken evrelerinde, bireyin daha önce kolaylıkla yerine getirdiği karmaşık görevlerde zorlandığı görülür. Bu görevler arasında yemek tarifi takip etmek, faturaları düzenli ödemek, banka işlemleri yapmak veya teknolojiyle ilgili görevleri yerine getirmek gibi aktiviteler yer alır. Araştırmada, bu tür yürütücü işlev bozulmalarının tanıdan çok önce, özellikle hastalığın nörodejeneratif etkilerinin başladığı dönemde ortaya çıkabileceği gösteriliyor.


Bu durum yalnızca bir seferlik bir karışıklık değil; tekrar eden ve günlük yaşam işlevselliğini bozan bir örüntü şeklinde olur. Kişi adım adım yapması gereken bir görevde bir şeyleri atlamaya, işleri karıştırmaya ya da daha fazla yardım almaya ihtiyaç duymaya başlar. Genellikle bu tür belirtiler, yakın çevre tarafından “dalgınlık” ya da “unutkanlık” olarak algılansa da, hastalığın öncü işaretlerinden biri olabilir.


5- Görsel-uzamsal algılamada bozulma

Araştırma, Alzheimer’ın preklinik evresinde dahi kişilerin görsel-uzamsal becerilerinde sorunlar yaşamaya başlayabileceğini ortaya koyuyor. Bu, özellikle nesneler arasındaki mesafeyi ayarlayamama, eşyaları yanlış yere koyma ya da yön bulma becerisinde zorlanma gibi durumlarla kendini gösterebilir. Erken dönemde bu tür değişiklikler genellikle hafif düzeydedir ve fark edilmesi zor olabilir.


Örneğin bir kişi daha önce defalarca gittiği bir yerde aniden yönünü şaşırabilir ya da yeni bir yerde yol tarifi almasına rağmen kolayca kaybolabilir. Bazı bireylerde bu sorunlar araç kullanırken dikkat çekici hale gelir. Park ederken mesafeyi ayarlayamama, dönüşlerde zorlanma veya trafik işaretlerine tepki vermede gecikme gibi belirtiler görülebilir. Bu tür işaretler, beynin görsel bilgiyi işleme yeteneğindeki erken bozulmalarla ilişkili olabilir.


Erken belirtiler görüldüğünde ne yapmalı?

Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıklar, genellikle sessiz ve yavaş ilerleyen bir seyir izler. Bu nedenle, yukarıda sıralanan belirtilerden biri ya da birkaçı sürekli hale gelmeye başladıysa, zaman kaybetmeden bir uzmana başvurmak büyük önem taşır. Bu süreçte ilk adım, bir nöroloji uzmanına veya geriatrik psikiyatri alanında çalışan bir hekime danışmak olmalı. Erken evrelerde yapılan nöropsikolojik testler, detaylı bir bilişsel değerlendirme sağlar ve tanının netleşmesine yardımcı olur.


Tanı kesinleşmese bile, bu tür bilişsel değişimlerin farkında olmak, yaşam kalitesini uzun vadede korumak için önemli bir avantaj sağlar. Uzmanlar, düzenli fiziksel aktivite, uyku kalitesini artıran rutinler, sosyal etkileşimi sürdürmek ve beyni uyarıcı etkinliklerde bulunmak (kitap okuma, satranç, yeni bir beceri öğrenme gibi) gibi yaşam tarzı değişimlerinin, bilişsel gerilemeyi yavaşlatabileceğini belirtiyor.


Beslenme de bu süreçte kritik öneme sahip. Araştırmalar, özellikle Akdeniz tipi beslenme modelinin, Alzheimer riskini azalttığını ortaya koyuyor. Sebze, meyve, zeytinyağı, balık ve tam tahıllar açısından zengin bu diyetin; oksidatif stresi ve inflamasyonu azaltarak beyin sağlığını koruduğu gösterilmiştir. Ayrıca, B12 vitamini, D vitamini, folat ve omega-3 yağ asitleri gibi besin öğelerinin yeterli alınması da hafıza ve dikkat üzerinde olumlu etkilere sahip olabilir.


Erken belirtiler her zaman demans anlamına gelmeyebilir. Ancak bu tür değişimleri ciddiye almak, gerekirse düzenli takip ve uygun müdahaleyle, süreci yavaşlatmak ve kişinin yaşam kalitesini uzun süre korumak mümkün olabilir. Beyin sağlığı da tıpkı kalp sağlığı gibi, erken önlemlerle güçlendirilebilir.


Referanslar

“Pre-diagnostic cognitive and functional impairment in multiplesporadic neurodegenerative diseases” https://alz-journals.onlinelibrary.wiley.com/doi/epdf/10.1002/alz.12802




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.