X

Çocukların şarkı ve mırıldanmalarını dinleyerek, oyunlarını izleyerek müziğe karşı doğuştan duyarlı olduklarını görebilirsiniz. Bu doğal yetenek, evrensel ve her topluma ait çocukta doğuştan var. 3-6 ay arasında bebekler, müziğin geldiği kaynağa doğru dönmeye ve bundan duyduğu keyfi ya da keyifsizliği göstermeye başlıyor.




Seslere duyarlılar



Bebekler evdeki olağan sesleri, aile bireylerinin seslerini fark ederken bu seslerin tonlarından, sesin ait olduğu bireyin keyifli ve kızgın olup olmadığını da algılıyor. Biraz büyüdükçe sözcüklerden anlamlar çıkarmaya başlayınca bebeğin seslere karşı duyarlılığı da azalıyor.





Normal gelişim çizgisindeki bebekler, 8. aydan sonra canlı ritimleri içeren müziklere aktif tepki veriyor. 9 aylık olduğundaysa müziğe verdikleri tepkinin kalitesi de yükselmeye başlıyor.





Müzik ruhun gıdası



Klasik müzik, öncelikle, şarkı ve tekerlemeler yoluyla çocuğun dil gelişimine katkıda bulunuyor. Bunun yanı sıra müzikal etkinlikler yoluyla çocuğun yaratıcılığını ortaya koymasına fırsat veriyor. Zihinsel, motor, sosyal beceri ve yeteneklerin gelişimine katkıda bulunuyor.





Müzik eğitiminin, okuma yeteneğine de katkıda bulunduğu araştırmalarca kanıtlanmış. Bu yapılan araştırmalara göre, akademik yılın başında ve sonunda okuma testi yapılan ilköğretim öğrencilerinden, müzik eğitimi alanların, almayanlara oranla daha iyi sonuçlar elde ettikleri görülmüş. Yapılan birçok testin sonucunda, notaları doğru seslendiren çocuklarda, harfleri doğru seslendirme oranının daha yüksek olduğu saptanmış. Klasik müzik eğitiminin olumlu etkisi, okumanın yanı sıra, öğrenme ve yaratıcılıkta da kendini kanıtlamış durumda.

Nasıl dinletilmeli?



Klasik müziğin faydaları