İnsan genomu döllenme anında sabitlenmiş olmasının aksine, insanların bağırsak mikrobiyomu büyük ölçüde yaşam tarzı ve çevrenin ürünüdür. En esnek olduğu dönem ise bebeklik ve çocukluktur. Çocuklar okul çağına geldiğinde, mikrobiyomlarının genel yapısı büyük ölçüde oluşmuş olur ve bu yapı yıllar, on yıllar, hatta tüm hayatları boyunca onlarla kalır. Neyse ki çocuğunuzun mikrobiyomunu beslemek zor değildir. İşte bunun için uygulayabileceğiniz basit kurallar:
1. İyi bakterileri besleyin
Bağırsak mikrobiyomu, bitkilerde bulunan karmaşık karbonhidratlar yani diyet lifi ile gelişir. Araştırmalar, aç kalan bir bağırsak mikrobunun bağırsak iç duvarlarını kaplayan ve koruyan mukusu yemeye başladığını gösteriyor. Eğer bakteriler bu duvarlara çok yaklaşırsa, bağışıklık sistemi alarma geçebilir ve bu durum sonunda bağırsak iltihabı hastalıkları, alerjiler ve astım gibi otoimmün bozukluklara yol açabilecek kronik bir iltihaplanma halini başlatabilir. Çocuğunuza meyve, sebze, tam tahıllar, kuruyemişler ve baklagiller açısından zengin bir beslenme sunmak, gelişmekte olan mikrobiyomunun bolca besin almasını sağlar.
Elbette, birçok lifli yiyecek çocuklara anında cazip gelmez. Bu yüzden tanıdık seçeneklerle başlayın: Humusa batırılmış havuç, buharda pişmiş sebzeler, tam tahıllı tortillaların içinde avokadolu siyah fasulye gibi. Çocuğunuzun hoşuna gideceğini düşünüyorsanız, hayal gücünü de işin içine katabilirsiniz.
2. Bakterinin kendini yiyin
Araştırmalara göre, birçok yoğurtta bulunan canlı ve aktif kültürleri (iyi bakteriler için kullanılan başka bir ifade) tüketmek, özellikle sinir bozucu mide-bağırsak enfeksiyonları olmak üzere çocuklarda hastalık sıklığını azaltabilir.
Fermente süt ürünü kefir de yenilebilir bakterilerin bir başka formudur. Ama alışveriş yaparken dikkatli olun: Çocuklara yönelik pazarlanan birçok yoğurt şekerle doludur ve yoğurt kaplı çubuk krakerler ya da yoğurt bazlı salata sosları gibi yiyeceklerin çoğunda aslında canlı kültür bulunmaz. Çocukların şekersiz yoğurdun kendine has ekşimsi tadını sevmeleri için, önce içine bir çay kaşığı akçaağaç şurubu koyabilir ve sonra haftalar içinde miktarı yavaş yavaş azaltabilirsiniz.
3. Sterilizasyonda seçici olun
Ebeveynler olarak, çocuklarımızı strep ve E. coli gibi hastalık yapıcı bakterilerden korumak isteriz; ancak çocuklarımızın temas ettiği her şeyi sterilize ettiğimizde, bağırsaklarında ihtiyaç duydukları iyi bakterilerle temaslarını da azaltmış oluruz. 2013 yılında bir grup İsveçli bilim insanı, emziklerini temizlemek için kaynatmak yerine ağızlarına alan çocukların egzama ve astım geliştirme olasılıklarının daha düşük olduğunu buldu. Emzikleri sterilize etmeyen bu ebeveynlerin, muhtemelen çocuklarını bakterilere daha fazla maruz bıraktıkları ve bunun da gelişmekte olan bağışıklık sistemlerini güçlendirdiği düşünülüyor. Diş hekimleri bu uygulamanın diş çürümesi riskini artırabileceğini söyleyebilir, ama bazı uzmanlar çocuklarımızın ortamını sterilize etme sıklığımızı azaltmamız gerektiğini savunuyor. Eğer emzik yönteminden rahat değilseniz, el dezenfektanını daha az kullanmayı deneyin ya da ağartıcı bazlı temizlik ürünleri yerine doğal ürünlere geçin.
4. Gereksiz antibiyotiklerden kaçının
Antibiyotikler hayat kurtarıcı olabilir, ama bu onların olumsuz etkileri olmadığı anlamına gelmez. Antibiyotikler bakterileri ayrım gözetmeden öldürdüğünden, mikrobiyomunuzun hem iyi hem kötü kısımlarını yok eder. Bu kayıp, çocuğunuzun uzun vadeli sağlığını düşündüğünüzden daha fazla etkileyebilir. 2014’te yapılan bir çalışma, antibiyotik kullanımını yer fıstığı alerjileriyle ilişkilendirdi; 2020 yılında yapılan bir araştırmada uzmanlar, 2 yaş altı çocuklarda antibiyotik kullanımının astım, çölyak hastalığı ve aşırı kilo alma riskini artırdığını buldu. Bazı uzmanlara göre, bu etki büyük olasılıkla antibiyotiklerin mikrobiyom fonksiyonunu kademeli olarak değiştirmesinden kaynaklanıyor. Bu araştırmalar ışığında, ebeveynler ve pediatristler için antibiyotikleri sadece gerekli hastalıklar için saklamak her zamankinden daha önemlidir.
İlginizi çekebilir: Antibiyotik sonrası bağırsak sağlığı nasıl düzelir?
5. Bahçede oynayın ve evcil hayvanlarınızla sarılın
Bu iki aktivite, çocuğunuzun iyi bakterilerle temas etmesini sağlarken, hastalanmalarına yol açabilecek bakterilerden kaçınmanın kolay yollarıdır. Köpeğiniz aslında bahçenizdeki bakteri yüklü toprak ile çocuklarınız arasında ideal bir köprüdür. Çocuklarınızı koklarken veya yüzlerini yalarken tedirgin olmak yerine, köpeğinizin taşıdığı bakterilerin onlara sağlayabileceği faydaları düşünebilirsiniz. Örneğin, yayımlanan bir çalışma, köpeklerle büyüyen bebeklerin 6 yaşına gelmeden önce astım geliştirme olasılıklarının daha düşük olduğunu gösteriyor. Bahçe işleri de çocukları toprak ve hayvan bakterilerine maruz bırakabilir. Dolayısıyla bağırsak mikrobiyotasına destek olabilir.
Referanslar: Jill Castle. “High-Fiber Food for Kids to Fight Constipation”. Şuradan alındı:https://www.parents.com/health/hygiene/5-ways-to-boost-your-kids-gut-health/. (17.11.2022).
YORUMLAR