Hamileliğinizde kendinize sürekli söylediğiniz bir cümle ya da bir ifade var mıydı? – ‘anı yaşa’ ya da ‘keşke erkekler de hamile kalsalar…’ gibi. Ya da takıntılı bir şekilde dinlediğiniz bir şarkı? Hamileliğiniz sırasında, böyle şeyleri defalarca söylediyseniz ya da duyduysanız eğer, bunları yeni doğan bebeğiniz de hatırlayabilir.
Amerika’daki Ulusal Bilim Vakfı Sosyal Davranışsal ve Ekonomik Bilimler Direktörlüğü tarafından finanse edilen bir çalışmaya göre, bebekler rahimde bilgi edinmeye, düşünüldüğünden daha erken başlıyorlar. Florida Üniversitesi'nden doç. Dr. Charlene Krueger tarafından yürütülen ve Infant Behaviour and Development dergisinde yayınlanan bir araştırma, fetüsün 34. haftada rahimde duyduklarının, öğrenmeye esin kaynağı olabileceğini kanıtladı – bir önceki araştırmada saptanan öğrenme kanıtından 3 hafta kadar öncesinde.
Öğrenme anne karnında başlıyor
Doğum genellikle hamileliğin 40. haftasında gerçekleşiyor. Araştırmalar, hamileliğin 38. Haftasına gelindiğinde öğrenmenin son derece belirgin olduğunu ortaya koyuyor. Krueger, erken gelişim döneminde sese maruz kalma üzerinde çalışmalar yürütüyor – özellikle de anne sesi üzerine. Krueger, Florida Üniversitesinden Cynthia Garvan ile birlikte 32 kadından, hamileliklerinin 28. haftasından 34. haftasına dek, 15 saniyelik aynı ninniyi, günde iki kez söylemelerini istediler. Anneler, 34. haftadan sonra, ninniyi tekrarlamayı bıraktılar. Süreç boyunca, 28, 32, 33, ve 34. haftalarda, doğmamış bebeklerin ninniye aşina olup olmadıklarının saptanabilmesi adına laboratuara geldiler. 36. ve 38. haftalarda ayrıca testler yapıldı.
Laboratuvar testleri, evde anneleri tarafından söylenen ninniyi tekrarlayan bir kadın sesini dinleyen fetüsün kalp atışlarını ölçmeyi içeriyordu. Kalp atışının hızlanması, fetüsün yeni sesleri henüz tam olarak algılayamadığı anlamına geliyordu; kalp atışının düşmesi ise, fetüsün, ninniye aşina olduğunu gösterecekti.
Bebek annesini tanıyor
Krueger ve Garvan, 34. haftada, kayıtları dinleyen fetüslerin kalp atış hızlarının düşmeye başladığını gözlemlediler. 38. haftada, annelerinin ninni söylemeyi bırakmalarından 4 hafta sonra, test sonuçları, belirgin kalp hızı düşüşü gösterdi; yani fetüsler, ninniyi hatırlıyorlardı. Aynı anda, kontrol grubundaki fetüslere, yine bir yabancı tarafından söylenen farklı bir ninni dinletildi. Doğmamış bir bebek için duyusal uyarımın ana kaynağı anne sesi olduğundan, araştırmacılar, fetüslerin aşina oldukları bir ses şablonuna mı yoksa yalnızca annelerinin seslerine mi tepki verdiklerini saptamak istediler. Bu gruba yeni bir ninni kaydı dinletildiğinde, kalp atışlarının hafifçe arttığı görüldü.
Krueger ve Garvan, deney grubundaki fetüslerin, ninniye tepki verdikleri, gebeliğin 34. haftasında öğrenme belirtileri gösterdikleri ve rahim içerisinde duyduklarını hatırlayabildikleri sonucuna vardılar. Araştırmanın amacı, insanların yalnızca ne zaman değil, aynı zamanda da nasıl öğrendikleri ve hatırladıkları konusundaki mevcut bilgiyi artırmaktı. Bu durum, yeni doğan yoğun bakım ünitelerindeki bebekler açısından oldukça önemli; çünkü yeni teknolojiler, prematüre bebeklerin hayatta kalma şanslarını artırıyor ve hem rahmin içindeki hem de dışındaki gelişen fetüsler için uyarım şablonlarını değiştiriyor. Hamileliğin son üç ayında süregelen gelişimin, öğrenmeyi ve hafızayı nasıl etkilediğini tam olarak anlayabilmek adına daha fazla araştırmanın yapılması gerekiyor.
Referanslar:
"Evidence of Learning and Memory in Fetuses Six Weeks Prior to Birth". Şuradan alındı: https://neurosciencenews.com/fetus-memory-learning-2211/. (08.07.2015).
YORUMLAR