Uzmanlara göre bir evliliğin uzun süreli olmayacağını gösteren 8 işaret
Hepimizin 'kötü evlilik' tanımına dair bir fikri vardır. Ama boşanma avukatlarını bu konunun uzmanı olarak kabul edebiliriz.
İlişkilere dair en iyi tavsiyeler için boşanma avukatlarına güvenin. Ne de olsa her gün, çiftlerin ayrılmalarına sebep olan dramları en ön sıradan izliyorlar. Bu amaç doğrultusunda, boşanma avukatlarından, bir çiftin boşanma ihtimalini gösteren en açık işaretlerin neler olduğu konusunda tavsiyeler istedik.
1- Tepkilerini, tepkisiz kalarak gösteriyorlar
Bir çiftin atıştıktan sonra sessiz kalarak tepki göstermesi, kötü bir işarettir. Evet, kavga etmek, ilişki açısından sağlıklıdır; ancak kavgalar, düzenli olarak ciddiye biniyorsa ve sonunda taraflar sessizliğe bürünüyorsa, bu durum, uzun vadede zararlıdır.
2- Seks hayatları durgun
Bu, tabii ki gayet açık. İnsanlar, seks olmadan da yaşayabilirler; ancak bizler, yaşayan canlılarız ve seks, doğal bir arzudur. Evet, seks olmadan ayakta kalmayı başaran ilişkiler var; ancak boşanma avukatlarının, müşterilerinden yıllardır seks yapmadıklarını duymaları alışılmamış bir durum değil.
3- Ortak noktaları çok az
Evet, zıt kutuplar birbirini çeker; ancak aşık olduğunuz özelliklerin evliliğinizi ayakta tutacağını farz etmeyin. Örneğin, bir taraf dışadönük karakteri ile sabahın ilk ışıklarına dek dışarıda eğlenmeyi seviyorken, diğer taraf akşam 19:00’da ılık bir banyo yaptıktan sonra oturup kitap okumaktan hoşlanıyorsa, bu çiftin, hayat tarzlarındaki bu uzaklıkla uzun süreli olması imkansız.
4- Kariyerleri, her zaman aileden önce geliyor
Bir partnerin, kariyerini, ilişki de dahil olmak üzere her şeyden önce tutması, büyük bir sorundur. Kişiler, evlilikten önce belirli konularda anlaşmış olsalar da sonuç değişmez genelde. Bir taraf kariyer hedeflerini ilişkisinden önde tuttuğunda, en güçlü ilişkiler bile zamanla çürümeye mahkumdur.
5- Birbirlerini aşağılıyorlar
Göz devirme, küçümseme, aşağılama gibi davranışlar, ilişkinin zamanla tükeneceğinin belirtisidir. Mutlu bir evlilik, farklılıkları, diğer tarafın aptal olduğunun işareti olarak algılamakla değil, karşılıklı saygı çerçevesinde elde edilebilir.
6- Birbirlerinin sevgi dillerine saygı duymuyorlar
Partnerin sevgi dilini bilmek –karşı tarafın sevgiyi hangi yollarla hissedebildiğinin farkında olmak – uzun bir evlilik için elzemdir. Çiftler birbirlerini sevseler de sevgi dilleri farklı olduğunda, sevildiklerini hissedemeyebilirler. Örneğin, bir taraf sevgisini yardım ederek ya da hediyeler alarak gösteriyor, ama diğer taraf sevgiyi sözlü bir şekilde, dokunularak ya da birlikte zaman geçirerek alıyorsa, sevgi tam olarak ifade edilemeyebilir.
7- Harcamaları konusunda dürüst değiller
Evlilik, bir ortaklıktır ve taraflar, ailenin maddi konuları açısından birbirlerine güvenebilmelidirler. Gelirler ayrıldığında, her iki tarafın da harcamayı abartması kolaydır. Bir çift, ayrı ya da ortak hesaplar tutabilir; ancak paranın nasıl harcandığı ya da biriktirildiği konusunda transparanlık olmadığında, ev alma, emeklilik gibi finansal hedefler koymak ya da bu hedeflere ulaşmak, neredeyse imkansızdır.
8- Asla kavga etmiyorlar
Birçok insan, gerçeği örtbas ederek ya da akıllarına takılan bir şeyi görmezden gelerek, sıkıntılı durumlardan uzak kalmaya çalışıyor. Bu durum sonunda dargınlık getiriyor. Karşınızdaki insan, sizin en iyi arkadaşınız, sırdaşınız ve sevgiliniz. Ona her şeyi söyleyebilmeniz gerekiyor. Evlilik bağını yok etmeden, birbirinizin yorumlarını kabul edebilmeniz gerekiyor.
Mutlu ve uzun soluklu evlilik için 13 tüyo
Evliliğin çaba gerektirdiği bir sır değil. Her şeyden önce biz insanız ve insanlar hata yapar. Bununla birlikte, bazı çiftler aslında bir ömür boyu mutlu ve sağlıklı bir evlilik sürdürebiliyor. Nasıl mı? İşte bunu başaranların önerileri...
Tercih edebileceğiniz her durumda tavrınızı kibarlıktan yana koyun. Eşinize de en az yeni çıkmaya başladığınız bir yabancı kadar saygılı olmalısınız.
Eşiniz ve siz birbirinizin en iyi arkadaşı olun. Birlikte zaman geçirmekten keyif alın. Birbirinize karşı dürüst ve net olun."
Mümkün olduğunca çok seni seviyorum diyin. Gerçekten. Bunu mümkün olduğunca sık söyleyin ve sadece sözde kalmasın, hissetmesini de sağlayın.
Aklınızı kurcalayan şeyler konusunda dürüst olun, tartışmayı kısa tutup hemen sekse geçmeyin.
Aileleriniz elbette önemli ama artık siz kendiniz bir ailesiniz.
Onu sevdiğinizi söylemekle yetinmeyin, küçük hediyeler ya da sürprizler ile de bunu hatırlatın ve ifade edin. Duygusal bağlarınız sağlamlaşacak ve zorlukların üzerinden daha kolay geleceksiniz.
Yalnız zaman geçirin. Siz ya da partneriniz birbirinizden ayrı da bir şeyler yapabilmeli, hatta kendi arkadaşları ile tatile bile çıkabilmeli. Araya giren mesafe ve zaman birbrinizi özlemenize ve daha tutkulu yaklaşmanıza sebep olur.
Karım ve ben birbirimizi çok sevdiğimizi biliyoruz. Kimse bir başkasının isteklerine yüzde yüz karşılık veremez ama yüzde 80'ini karşılamaya çalışmak da önemlidir.
Küçük şeylerin ne kadar önemli olduğunu unutmayın, küçük bir kompliman gibi. Birbirinizi garantilediğinizi sanma yanılgısına düşmeyin
Elbette 'biz' olmanın önemini bilmelisiniz ama aynı zamanda her zaman bir 'ben ve sen' olacağını da unutmayın. Birbirinizle iyi anlaşmanız ve ortak fikirlere sahip olmanız güzel ama bazen farklılıklara düşeceksiniz ki bu çok doğal."
Arkadaş olmak zorundasınız. Karınız ya da kocanız birlikte takılmak isteyeceğiniz biri olmalı. Elbette cinsel arzu da oldukça önemli ama bir ilişkiyi tek başına yürütmek için yeterli değil.
"Ne istediğiniz ve ihtiyacınız olduğu konusunda dürüst olun ve karşınızdakinin ne isteyip neye ihtiyacı olduğunu da dinleyin, bilin."
Hiçbir şey sonsuza dek mükemmel kalmaz. Anlaşmazlıklar yaşanacak. Bazı anlar gelecek eşinizin söylediği ya da yaptığı bir şey sizi incitecek. Mutlu ilişkilerde çiftler bunları konuşarak hallediyor.
Bu yazı huffingtonpost.com'da yayınlanmıştır
YORUMLAR