X

Hepimiz aldatılmış birilerini tanırız ya da birinci elden sadakatsizliği tecrübe etmişizdir... Chicago Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaya göre, evli erkeklerin %20’sinin, evli kadınların ise %10-15’inin, geçmişte eşlerini aldatma deneyimleri olmuş.


Aldatma eylemine dâhil olan üçüncü kişiler hakkında ise çok daha az araştırma var. ‘Diğer kadın’ ya da ‘diğer erkek’, neden zaten bir ilişki içerisinde olan birisiyle etkileşime geçiyor ki?


Aşağıda bahsi geçen 6 kadın, başka birinin ilişkisinde üçüncü kişi olmaya dair – bazen bilmeden, bazense bilerek ve isteyerek – kendi hikâyelerinden bahsediyor:


“Evli olduğunu biliyordum. O da biliyordu benim evli olduğumu. Evlenmeden önce arkadaştık ve evlendikten hemen sonra bağlantımızı kaybettik. Onu Facebook’ta bulduğumda, 10 yıllık evliydim. En az benim kadar mutsuzdu o da. Eşini bırakmak istemedi; ben de metres olmayı kabul ettim. ‘Bir gün’ içerikli onlarca söz verdi bana. Bir süre sonra, suçluluk duygusu, içimi kemirmeye başladı. Sonunda ilişkiyi bitirdim – kendi eşime ve onun eşine her şeyi anlatarak.” -- K.R.



“Evli değildi; ama bir ilişkisi vardı. Başka bir kadınla birlikteydi ve ikimiz de durumdan haberdar değildik. Sonra her şeyi öğrendim. Diğer kadından ayrılacağını söyledi ve inandım ona. Sonradan ayrılmadığını öğrendim.” -- D.B.


“Çalıştığım yerde departman şefiydi. Doğrudan ona rapor vermiyordum; ama iş bağlamında biraz temasımız olmuştu. Arkadaş olarak başlamıştık – aramızda geçen ilk konuşma, biraz flört dahilinde olsa da. Bir gün, hafif çakırkeyiftim ve lavaboyu ararken kayboldum. Çarpıştık ve ona kim olduğunu sordum. “Kim olmamı istersin?’ diye cevap verdi. Daha sonra kodamanlardan olduğunu öğrendiğimde ise biraz ürkmüştüm. Bir ilişkisi olduğunu ve o kadından bir bebeği olduğunu biliyordum. Nasıl öğrendiğimi hatırlamıyorum; ama çok uzun süre kendimi tutmamın sebebi buydu. İlişkimize ‘başladığımızda’, içinde bulunduğu durum konusunda daima açıktı. Başlarda arkadaştık; ancak bir noktada, sınırı aştık ve artık geri dönüş yoktu. Âşık olmuştuk. Üzerinden çok uzun zaman geçti; ama onu hala en büyük aşklarımdan birisi olarak görüyorum. Harika anılarım var ve pişman değilim.” -- R. K.



“İş arkadaşım ‘K’ yi çekici bulmaya başladığımda, evli olduğunu biliyordum; arkadaş olduğumuz açık ve netti. Bir gün, Vietnam savaşı hakkında konuşmaya başladık. ‘K’, askerde zor zamanlar geçirmişti; deneyimleri, duygusal ve fiziksel yaraları hakkında uzun uzun konuştuk. Bir çatışmada vurulduğunu ve göğsünün bir kısmının parçalandığını öğrendim. Hikâyesi çok dokunaklı gelmişti ve ona karşı inanılmaz bir merhamet hissetmiştim. İlişkimizin arkadaşlıktan sevgililiğe ne zaman ve nasıl geçtiğini tam olarak hatırlamıyorum; ama evliliğinde mutsuz olduğunu, yalnızca çocukları üniversiteden mezun olana dek birlikte kalacaklarını ve birbirlerine cinsel partner edinme konusunda özgürlük verdiklerini söylediğini hatırlıyorum. Safça ama, inanmıştım ona. Birkaç ay boyunca, haftada bir buluştuk; ama onu, hiçbir zaman birlikte olmak isteyeceğim birisi olarak görmemiştim. Birbirimize değer veriyorduk; ancak aramızda, bundan ötesine dair herhangi bir konuşma geçmiyordu. Nihayetinde başka bir adama âşık oldum – beni, böyle bir klişeye inandığım için azarlayan birisine. ‘Hayır.’ derdim. ‘K ve ben farklıydık.’. Neyse, zaten sonunda K’i görmeyi bıraktım.”-- V. L.


“Onu bilerek ve isteyerek seçtim. Benimle benzer bir durumda olan birisini bulmaya ihtiyacım vardı (evli ve çocuklu). Evliliğimden önce bana ilgisi olduğunu bildiğim bir adamdı bu. Evli olduğunu biliyordum; hayır demeyeceğine dair güçlü şüphelerim vardı. Birbirimizi yıllardır görmemiştik; ama iletişimi hiçbir zaman kesmedi. Ailesiyle birlikte yaşadığı şehre geri döndüm. Bir gün aradım ve bir şeyler içmek için buluşmayı teklif ettim. Önce tereddüt etti – gelmesem daha iyi falan. En sonunda ‘Tamam, gelme. Alt tarafı bir şeyler içecektik.’ dedim. Gecenin ilerleyen saatlerinde buluştuk. Gecenin sonunda ise ben arkamı dönmüş giderken durdurup öpen, kendisiydi. İlişkimiz yedi yıl sürdü. Hala kasıtlı bir şekilde seçildiğini bilmiyor.’ -- A. C.



“Nasıl oldu ki? Yalnızdım ve bir bağımlı ile evlenmiştim. Benimle benzer durumda olan birileriyle konuşmaya ihtiyacım vardı; bu yüzden internete başvurdum. Kadın ya da erkek, fark etmezdi; kendime ilişki aramıyordum. Evli olduğum gerçeğini asla saklamadım. Çünkü dediğim gibi, aldatma amacında değildim. Bir yabancıyla yaptığım sohbetler, gittikçe daha rahatlatıcı olmaya başlamıştı. Zamanla birbirimizi tanımaya başladık. Çizgiyi aşan sohbetler etmiş olabiliriz; ama yalnızca konuşmak, aldatma sayılır mı? Evet ve hayır. Eşlerimiz, neler olduğunu bilselerdi, hayır derdim; ama bilmiyorlardı, bu yüzden ihanet sayılmazdı. Sonunda buluştuk ve işler karıştı. Görmezden gelinemeyecek duygular vardı ortada. Her ikimiz de eşlerimizle sorunlar yaşıyorduk, ihtiyaçlarımızın evde karşılanmadığını fark etmiştik; ama çocuklar yüzünden, evliliklerimizi bitirmek söz konusu bile değildi. Fiziksel açıdan birbirimizi görmeyi bıraktık; ama hala ara sıra konuşuyoruz. Asla elveda demedik.” -- M.M.