Terk edilen kişiye, arkadaşlık vaadi duygusal olarak güven verici bir teselli ödülü gibi gelebilir. Artık aynı yatağı paylaşmamanızın, birlikte geçirdiğiniz günlerin bitmesinin önüne geçmeyebilir ama en azından biten ilişkinin küllerinden bir şeyler kurtarılabilir: onu istediğiniz zaman arayabilmeye, korkularınızı paylaşmaya devam edeceksiniz.
Ayrılığı talep eden kişi için arkadaş kalma vaadi eşit derecede çekici olabilir. Partnerinizle ilişkinizi bitirmek istiyor olsanız dahi duygudan yoksun değilsiniz. Duygusal anlarda söylenebileceği gibi, müstakbel eski sevgilinize değer veriyorsunuz. Ayrıca, kötü biri olmadığınız fikrine de derinden bağlısınız. Ve bildiğiniz gibi, iyi insanlar her zaman eski sevgilileriyle arkadaş olmaya çalışırlar. Bu argümanlar kulağa akıllıca gelebilir, ancak yakından bakıldığında, her iki taraf için de çok derin ve farklı şekillerde bir felaket olabilir.
Reddedilen taraf için sevgiliden arkadaşa adım, ebediyen aşağılayıcı bir indirgemedir. Yaşam boyu ortak bir gelecek fikrinden arada sırada bir akşam yemeğine geçmek, en hafif tabiriyle, bir düşüştür. Daha da kötüsü, eski sevgiliyi her gördüğünüzde, umudun yeniden alevlenmesi ve ardından daha fazla kırılması garantilidir. Bu durumda kişi bir arkadaş değil, daha çok bir işkenceci edinir.
Bu görüşmelerde eski sevgili, diğer tarafın suçluluğunu ve acımasızlığını sürekli olarak hatırlatır. Kişi, niyeti yanlış anlaşılmasın ve bir süre sonra gözyaşlarına boğulmasın veya elini tutmaya kalkışmasın diye, nazik olmak için rahatlayamaz bile.
Arkadaş olmaya çalışma fikri, iki kişinin yoğun bir şekilde yatırım yaptığı bir ilişkinin en iyi taraflarını onurlandırmak için dokunaklı bir girişimdir. İki aşık kişi bir ilişkiyi yürütemez, yani düşünülürse, tüm yaşananlardan sonra birbirlerinin hayatlarından öylece yok olur; gerçekten önemli bu olayı anmak için dostluk kurmak istenir.
Ancak daha tarafsız bir gözle bakıldığında, arkadaşlık gerçek anlamda aşka sadık değildir. Eski sevgiliyle arkadaşlık, hem ilişkinin anısına hem de yakın arkadaşlığın esasına ciddi bir zarar verir. Aynı anda iyi bir ilişkinin olduğu her şeye ihanettir ve başka, daha ateşli bir şeyin kalıntılarından inşa edilmemesi gereken arkadaşlık ideallerine de aykırıdır.
Aşkın yerine arkadaşlık değil, çok daha dürüst bir durum koymalıyız: nazik bir mesafe. İlişkinin en iyi ve en kalıcı şekilde, her zaman güvenli bir yerde yaşayacağına dair gerçek bir güvence verebileceğimiz tek bir yer var: anılar.
Referanslar:
“Can Exes be Friends?” Şuradan alındı: https://www.theschooloflife.com/thebookoflife/can-exes-be-friends/
Aşık erkek ile arkadaş kalınır mı?
Âşık erkekten arkadaşlık bekleyen bir kadının, bunu teklif etmeden önce, rolleri değişerek bazı sorulara cevap vermesi gerekir:
Sevdiğiniz erkek bir gün ayrılmak istediğini söyledi ve onu beraberliğinizi sürdürmeye ikna edemediniz. Size dedi ki: “Ayrılıyoruz diye görüşmeyecek değiliz. Sonuçta bir arkadaşlığımız var.” Dün geceye kadar beraber uyuduğunuz, sıcaklığını hissettiğiniz erkek, arada bir buluşup kahve içip yemek yemekten, havadan sudan konuşmaktan, belki hayatına girecek kadınlarla ilişkilerini size anlatmaktan bahsediyor. Ne hissedersiniz?
Onu hiç görememektense arkadaş sıfatıyla bir araya gelmeyi kabul ettiniz. Çok âşıksınız ve sizin için onsuz yaşamak işkenceye eşdeğer. Arkadaşça sizi aramasını mı beklersiniz? Arkadaşlarını aradığı sıklıkta sizi aramasını hemen sindirebilir misiniz? Onu aramamak için kendinizi ne kadar süre tutabilirsiniz?
Artık arkadaşsınız ya... Buluştunuz ve karşınızda oturuyor. Eli masanın üzerindeyken ona dokunma arzusu duyuyorsunuz? Ne yaparsınız? Elini götürdüğü yanağına, dudağına artık öpücük konduramayacağınızı düşünmez misiniz? Bunun yarattığı yoksunluk hissiyle o anda nasıl başa çıkarsınız?
Düne kadar “Canım”, “Tatlım”, “Aşkım”, “Bir tanem” diye hitap ettiğiniz biricik aşkınıza birdenbire sadece ismiyle hitap edebilir misiniz?
Madem artık arkadaşsınız, birbirinize özel hayatlarınızdan bahsedebilirsiniz. Sizin ona olan aşkınızı anlatacak haliniz yok, dinliyorsunuz. Ama o heyecanla tanıştığı birinden bahsediyor. Kontrolünüzü kaybetmemek, ağlamamak için ne yaparsınız?
Sizce ona duyduğunuz aşk, bu arkadaşça buluşmaların kaçıncısından itibaren sönmeye başlar? Bu arkadaşça buluşmalar, ona karşı beslediğiniz duyguların değişmesine, dönüşmesine yardım eder mi yoksa onları körükler mi?
YORUMLAR