Korona virüs enfeksiyonu etkisini Türkiye’de ve tüm dünyada sürdürmeye devam ediyor ve bu durum uzun bir süre daha gündemimizde kalacak gibi görünüyor. Bu süreçte maske kullanımı günlük hayatın bir parçası haline geldi. Bunun sonucu olarak maske kullanımına bağlı çeşitli deri şikâyetlerinde artışlar oldu. Peki ne yapmalı? Koç Üniversitesi Hastanesi'nden Dermatoloji uzmanı Dr. Banu Taşkın konu hakkında bilgiler verdi.
Maskenin cilde olumsuz etkileri nelerdir?
Uzun süreli maske kullanımı sonrası maskenin temas ettiği yerlerde tahrişe bağlı kızarıklıklar ve hassas deriye sahip kişilerde egzama alevlenmeleri görülebilir. Maske altında kalan alanda sürtünme ve terlemeyle oluşan tahriş, gözeneklerin tıkanması ve deri florasındaki değişikliklere yol açarak, akne (sivilce), gül hastalığı (rozasea) ve yağlı egzama (seboreik dermatit) gibi bazı hastalıkları da şiddetlendirebilir. Ayrıca, ıslanan ve nemlenen maskenin üzeri de enfeksiyon ajanlarının çoğalması için uygun bir ortam olacaktır. Bu nedenle, maskede ıslaklık veya nemlenme fark ediliyorsa, hemen değiştirilmesi gereklidir.
Yaygın olarak kullandığımız cerrahi maskeler, yıkanıp tekrar kullanılamaz. Maske yüzdeyken sık sık ellememek ve de çıkardıktan sonra uygun şekilde atmak gerekir. Bez maskeler ise, yıkanıp kurutulduktan sonra tekrar kullanılabilir.
Maske kullanımının neden olduğu cilt problemlerine karşı...
Maske kullanımının neden olduğu cilt problemlerini çeşitli önlemler alarak azaltabilir veya ortadan kaldırabiliriz. Öncelikle, maskeyi çıkardıktan sonra yüzümüzü nazik bir temizleyiciyle yıkayıp nemlendirmeliyiz. Benzer şekilde, maske takmadan önce de nazikçe temizleyip, yağsız ve uzun süre nemlendirici etkisi olan bir nemlendirici kullanmak uygun olacaktır. Nemlendiriciyi sürdükten sonra bir süre emilmesi için beklemek gerekir. Tahrişlerin önlenmesinde nemlendiriciler faydalı olur. Kızarıklık, kaşıntı, içi su dolu kabarcıklar vb. geliştiyse, mevcut tablonun tedavisi için uzmandan yardım alınması önerilir. Yine düzenli temizleme ve nemlendirme yapılmasına rağmen geçmeyen akne lezyonlarının tedavisi için dermatoloji uzmanına başvurulması uygun olur.
Maske kullanımıyla alevlenme izlediğimiz hastalıklardan biri de, yüzde kızarma ve sivilce benzeri lezyonlarla seyreden “rozasea” yani gül hastalığıdır. Özellikle sıcak banyo, güneş ışığı gibi cildin ısısını artıran faktörlerle stres, alkol kullanımı, baharatlı gıda tüketimi vb. sebepler alevlenmeleri artırabilir. Uzun süreli maske kullanımında ise, maske altındaki derinin nefes nedeniyle ısınmasıyla hastalık aktivitesinde artış olabilmektedir. Bu tablonun izlendiği hastaların ciltlerini mümkün olduğunca havalandırması ve dışarıda kaldıkları süreyi azaltması fayda sağlayacaktır. Ara ara maske çıkarılıp, termal sprey veya suyla yüzün serinletilip, ince bir nemlendirici kullanılması faydalı olacaktır. Tüm bunlara ek olarak, açık alanlarda maske dışında kalan yerlere güneş koruyucu sürülmesi de unutulmamalıdır.
Özellikle yüksek riskli meslek gruplarında, uzun saatler maske kullanımına bağlı burun üzeri ve kulak arkası gibi basıya bağlı alanlarda, tahrişlerin yanında, ülser dediğimiz küçük yaralar gelişebilir. Böyle durumlarda, eğer mümkünse maske kullanımına ara verilmeli, mümkün değilse, maskenin baskı yaptığı alanlar gazlı bez, koruyucu yara örtüleri veya silikon örtüyle kapatılmalıdır. Hafif vakalarda, bası gören alanlara bariyer kremler sürülmesi de yarar sağlayabilir.
YORUMLAR