Ebeveynliğe başladığınız andan itibaren, tüm hayat düzeniniz değişir. İster ev dışında tam zamanlı çalışıyor olun, ister evde sadece çocuklara bakım veren pozisyonunda olun; kendinizi sürekli aynı çarkın içinde dönüyor, hiçbir şeye yetişemiyor ve aynı zamanda da hiçbir şeyden keyif alamayıp sadece günü kurtarmaya çalışıyor gibi hissedebilirsiniz. Yalnız değilsiniz çünkü size bağımlı varlıklara bakım vermek herkes için neredeyse tam da böyle bir şey.
Duckbill ve The Harris Poll’un yaptığı yeni bir araştırma kapsamında ebeveynler arasında bir anket yapılıyor. Bu ankete göre, çoğu ebeveyn (%65) günü keyifle yaşamak yerine sadece “atlatmaya” çalışıyor. Yıllık geliri yüksek olan olan evli ebeveynler modern hayatın yükünden biraz daha az etkileniyor gibi görünse de onların yarısı da günü sadece ellerinden geldiğince atlatmaya çalıştıklarını söylüyor. Bu ve benzeri araştırmalar bir şeye dikkat çekiyor: Dikkatimizi neşeye yeniden odaklamaya teşvik… Bu elbette bazı günlerde imkânsız gibi hissettirse de şu noktalara odaklanmaya çalışabilirsiniz:
Bunun da geçeceğini hatırlamak
Muhtemelen çocuklarınızın ne kadar hızlı büyüdüğünü görmek, onlarla geçirdiğiniz bu zamanın aslında ne kadar kısa sürdüğünü fark etmenizi sağlayabilir ve bu da büyük bir minnettarlık hissi yaratabilir. Hatta çocuklarınız arasındaki yaş farkı da büyükse bu size birçok şeyi farklı bir açıdan görme şansı da verebilir. Örneğin, artık diş çıkarma, öfke nöbetleri ya da ortaokul dönemleri gibi zorlu süreçlerde sadece “geçip gitmesini” dilemek yerine, bu dönemlerin tadını çıkarabilirsiniz. Çünkü biliyorsunuz, tecrübe ettiniz; çok yakında hepsi bitecek, bunu artık fark edebilirsiniz.
Anda kalmak
Yaşadığınız deneyimler size zaman zaman sadece hayatta kalma içgüdüsüne direnmeyi ve ebeveynliğin her gününde kaçınılmaz olarak yer alan iyi ya da kötü anlarda daha fazla anda kalmayı öğretebilir. Kendinizi çoğu zaman, daha sonra ya da yarın yapmanız gerekenleri düşünmek yerine, şu anda olan şeye odaklamaya zorlayabilirsiniz. Bu, ister bebeğinizin ilk kez kıkırdaması olsun, ister 4 yaşındaki çocuğunuzun arabada 15 dakikadan fazla kalmak zorunda olduğu için üzülmesi… Anda kalmak her zaman büyük bir neşe getirmeyebilir ama bir sonraki adım ya da henüz yapılmamış şeylerle ilgili kaygınızı azaltacaktır.
“Kendinize ait zaman”ı sahiplenmek
Yeni verilere göre, kadınlar suçluluk duygusu ve “boş bir anları olsa bile o an başka bir şey yapmaları gerektiği” yönündeki ezici hislerle en çok mücadele eden grup. Yardım istemeye en az eğilimli olan da tabii ki kadınlar; ve kadınlar çoğu zaman kendi ihtiyaçlarının başkalarınkinden daha az önemli olduğuna dair yanlış bir inançla da yaşıyorlar. Ama bunun yerine, her gün sadece kendinize ait, sevdiğiniz tek bir şeyi sahiplenmeyi öğrenebilirsiniz: Bu ister yoga gibi bedensel bir aktivite, ister kitap okumak, ister kişisel bakım ya da doğada bir yürüyüş ya da belki kişisel bambaşka bir şey olsun. Bazen spor salonunda tek başına geçirdiğiniz 45 dakikada harika bir pratiğe tamamen odaklanabilirsiniz. Diğer günler ise, mızmızlanan bir bebek ve televizyonda bir kez daha açılmış çizgi film eşliğinde evde 15 dakikalık bir online dersi tamamlamaya çalışıyor olabilirsiniz. Ebeveynlikte zorlandığınızda, sevdiğiniz o bir şeyi bulmanızı ve ona sıkı sıkıya sahip çıkmanızı tavsiye edebiliriz. Belki spor yapmak sizin için asla vazgeçilmez bir şeydir, belki de kız kardeşinizi arayacak zaman yaratmak… Belki sabahları saçınızı kurutmak sizi daha “siz” gibi hissettiriyordur ya da bir arkadaşınızla öğle yemeğine çıkmak size iyi geliyordur. Her neyse, onu mutlaka gerçekleştirin.
Duygularınızı inkâr etmemek
Çocuklarınızla yaşadığınız zorlu anlarda, ki bu her gün defalarca olur, gerçekten ne hissettiğinizi dürüstçe kabul etmenin size iyi geldiğini fark edebilirsiniz. Bazen çocuklarınıza “Anne şu anda çok bunaldı ve bir dakikaya ihtiyacı var” diyebilirsiniz. Ya da eşinize dert yanıp, ondan çocukları devralmasını isteyebilirsiniz. Birkaç yakın arkadaşınız da bu duygulara tamamen empatiyle yaklaşabilir ve onlarla bağlantıda kalmak da sizin için büyük bir destek haline gelebilir.
Gülüp geçmek
Son olarak, belki şunu yaşam felsefeniz haline getirebilirsiniz: Ağlamaktansa gülmek daha iyidir. Şöyle bir sahne hayal edin: Bebeğiniz bezi taşırmış durumda acı içinde kıvranıyor, aynı anda okul öncesi yaştaki çocuğunuz tişörtü ters giydirildiği için çığlık atıyor, bu sırada 7 yaşındaki oğlunuz, kendisine gün boyunca yüz kere ekran süresinin bittiğini söylemiş olmanıza rağmen, ısrarla bir şey izlemek istiyor. Evet, tam bu anlarda içgüdüsel olarak ağlamak isteyebilirsiniz ama bunun yerine duruma mizahla yaklaşmaya çalışabilirsiniz. Sonuçta, sadece yatma saatine kadar hayatta kalmaya çalışmaktan daha fazlasını hedeflememiz gerekiyor. Kaosun ortasında neşe bulmak, bundan daha önemli olamaz; çünkü sinirli, tükenmiş bir ebeveyn çocuklarına iyi bir örnek teşkil etmez ve çünkü ebeveynler de mutlu olmayı hak ediyor hatta belki de herkesten çok, isterse sadece 15 dakikalığına olsun.
Referanslar
Melissa Willets. "The Majority of Parents Are Just ‘Getting Through the Day’ Instead of Enjoying It", Şuradan alındı: https://www.parents.com/parents-are-just-getting-through-the-day-11759316 (24.06.2025).
YORUMLAR