“Normal Doğum Eylem Planı”, Türkiye’de vajinal doğumun yaygınlaştırılması ve sezaryen oranlarının azaltılması amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından 4 Ekim 2024’te duyuruldu. Bu kampanya, sezaryen oranlarının Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği sınırların oldukça üzerinde olduğu Türkiye’de, sezaryen dışı doğum yöntemlerini teşvik etmeyi hedefliyor. Sağlık Bakanı’nın açıklamasına göre, kampanyanın temel amacı kadınların normal doğuma yönlendirilmesi ve bu süreçte gerekli tıbbi ve psikolojik desteğin sağlanması.
Bu eylem planı, sezaryen ameliyatlarının yalnızca tıbbi zorunluluk durumlarında uygulanmasını ve kadınlara normal doğumun daha güvenli olduğu konusunda rehberlik edilmesini hedefliyor. Plana göre, doğum öncesi ve doğum sırasında sağlanan destek hizmetleri, doğum eğitimleri ve hastane ortamlarının iyileştirilmesiyle, kadınlar için daha güvenli ve sağlıklı doğum ortamları yaratılacak. Ayrıca, sezaryen oranlarını düşürmek için vajinal doğum sonrası (SSVD) gibi seçeneklerin yaygınlaştırılması da planın temel unsurlarından biri.
Kampanya çerçevesinde, sağlık çalışanlarına yönelik eğitim programları, normal doğumun faydalarını vurgulayan kamu spotları ve hastanelerde doğum koşullarının iyileştirilmesi gibi uygulamalar yer alıyor. Sağlık Bakanlığı, bu planla birlikte sezaryen oranlarını azaltarak hem anne hem de bebek sağlığını iyileştirmeyi hedefliyor.
Tartışmalı kamu spotu: Sezaryen “kötü” bir alternatif mi?
Kampanyada “vajinal doğum” ifadesi yerine “normal doğum” ifadelerinin kullanılması tepki çekti. Sezaryen ameliyatını kötüleyen ve annelere normal doğumu ‘tercih’ etmelerini tavsiye eden kampanya tanıtım videosu ise, sezaryen ile doğum yapmak durumunda kalmış anneleri gücendirmekle kalmadı, sağlık uzmanlarının da tepkisini topladı.
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) yayınladığı bildiride, “Her gün hekime şiddetin konuşulduğu ülkemizde, hekim ve hastalar üzerindeki baskıyı gereksiz yere arttıracak böyle bir yaklaşım, istenen sonucun elde edilmesini zorlaştıracaktır. TJOD olarak, Sağlık Bakanlığından söz konusu videonun yayından çekilmesini ve uzman görüşlerinin dile getirildiği her kesimi kucaklayarak bilgilendiren videoların öne çıkarılmasını istiyoruz” dedi.
Sağlık uzmanları ise, sezaryenin zorunlu durumlarda hayat kurtarıcı olduğunu ve sezaryen doğumların kötülenmesinin tıbbi gerçeklerle örtüşmediğini belirtiyor. Tartışmalar, sezaryenin gereksiz kullanımını azaltmanın önemli olduğunu kabul ederken, vajinal doğumun “normal” olarak sunulmasının yanlış anlamalara yol açabileceği yönünde. Uzmanlar, anne adaylarının doğum tercihlerinin kişisel sağlık durumlarına göre şekillenmesi gerektiğini vurguluyor ve sezaryenin doğru koşullarda gerekli ve güvenli bir seçenek olduğunu hatırlatıyor.
“Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği sınırın çok üzerinde”
Dünya Sağlık Örgütü, tüm ülkeler için ideal sezaryen oranının %15’in üzerinde olmaması gerektiğini savunuyor. Türkiye’de bu oran 2023 yılı için %61,5 olarak açıklandı. İdeal oranın bu kadar üzerinde sayıda sezaryen ameliyatı yapılıyor olması ise, sağlık sisteminin durumu ile ilgili birçok ipucu sunuyor.
Sağlık Bakanlığı’nın 2010’da yayınladığı Güvenli Doğum Süreci Uygulama Rehberi, doğum sürecinde anne ve yenidoğan güvenliğini artırmak için uygulanan yöntemler detaylandırılıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) Güvenli Doğum Süreci Kontrol Listesi’ni temel alan rehber, Türkiye’de doğum hizmetlerinin kalitesini artırmak ve komplikasyonları en aza indirmek amacıyla hazırlanmış. Bu rehber, anne ve yenidoğanın hastaneye başvurusundan taburcu olana kadar geçen tüm süreçte uygulanması gereken adımları içeriyor.
Aynı zamanda Eylül 2024’te yayınlanan “Güvenli Doğum Standart ve Göstergeler” belgesi, doğum hizmetlerinde güvenliği artırmaya yönelik çeşitli standartları ve izleme ölçütlerini içeriyor. Belgede, doğum sürecinde uygulanması gereken fiziksel koşullar ve ekipmanlardan, annenin doğum öncesi ve sonrası izlenmesine kadar birçok önemli konu ele alınmış. Ayrıca, annenin partograf ile izlenmesi ve doğum sürecinin güvenli bir şekilde yönetilmesi için sağlık çalışanlarına eğitimlerin verilmesi gerektiği vurgulanıyor.
“Vajinal doğum teşvik edilmeli”
Sağlık Bakanlığı’nın bu yeni eylem planı, sezaryen oranlarını düşürmek ve doğum süreçlerinde daha güvenli koşullar sağlamak için bir adım olabilir. Ancak, kampanya ve tanıtım videoları etrafında oluşan tartışmalar, toplumda doğru mesajların verilmesinin ne kadar kritik olduğunu gösteriyor. Sezaryen ve vajinal doğum arasındaki tercihin, kadınların ihtiyaçlarına ve sağlık koşullarına göre şekillenmesi gerektiği gerçeği ise her zaman vurgulanmalı.
Uzmanlar, sezaryen oranlarının düşmesi için vajinal doğumu teşvik eden politikaların desteklenmesi gerektiğini, ancak bu süreçte doğru bilgilendirmenin büyük önem taşıdığını belirtiyor. Sezaryen ameliyatını kötülemek yerine, tıbbi gereklilik durumunda hayat kurtarıcı olabileceğini vurgulayan bir iletişim stratejisinin benimsenmesi gerektiği savunuluyor.
Doğum tercihlerinin bilimsel verilere ve anne-bebek sağlığına uygun şekilde yapılmasını sağlamak, hem sağlık otoriteleri hem de toplum için en kritik adımlardan biri. Doğru iletişim ve destekle, kadınların doğum süreçlerinde bilinçli ve güvenli tercihler yapabilmeleri sağlanabilir.
YORUMLAR