X

Otistik çocukların eğitimi, akademik eğitimden önce, onların toplum hayatına ayak uydurabilmeleri için, özbakım ve günlük hayatta bağımsız yaşam becerilerini onlara kazandırmakla başlar. Örneğin elini yıkamak, dişlerini fırçalamak, göz kontağı kurmak, sosyal becerilere sahip olmak ve konuşmak gibi istendik davranışların geliştirilmesi ve tekme atmak, ısırmak gibi istenmedik davranışların kontrol altına alınması, eğitimlerinin vazgeçilmez parçalarıdır.





Otizmin eğitim ve tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli unsur “EĞİTİME AİLENİN KATILIMINI” sağlamaktır.






Otistik çocuklar bireysel olarak, öğrenme stilleri ve yetenekleri açısından birbirlerine benzemezler ve birbirlerinden çok farklı özelliklere sahiptirler. Öğrenirken farklı alanlarda farklı hızlarla gelişim gösterirler. Bu nedenle eğitime başlarken her çocuğun özellikleri ve gereksinimleri gözönüne alınarak o çocuğa özgü bir “Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı” (BEP) hazırlanır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Programları (BEP) hazırlanırken, yapılan toplantıya uzmanlarla birlikte ailelerin de katılması gerekir. Çünkü, ailenin öncelikle öğrenilmesini istediği beceriler olabilir. Örneğin; programda elini yıkama becerisi konulmuşsa, aile önce tuvalet eğitiminin kazandırılmasını isteyebilir ve aileler kendi isteklerinden oluşan programları benimseyecekleri için o programlar daha başarılı olacaktır.





Ailenin uzman tarafından öğretilen becerileri evde de öğretmeye devam etmesi gerekir. Bunun sağlanabilmesi için özel eğitim verilen terapi odaları ya da özel eğitim okullarının sınıfları aileler tarafından kameralardan ya da özel gözlem odalarından gözlenebilir özellikte olmalıdır. Böylelikle hem uzmanlar hem de aile aynı beceriyi aynı yöntemle aynı zamanda öğretecektir.





Otistik özellikleri olan çocuklar ya da bireyler hem yeni becerileri öğrenmekte, hem de öğrenilen becerileri genelleştirmede sorun yaşarlar. Örneğin, eğitimcileri ile selamlaşmayı öğrenir evde ya da dışarıda diğer kişilerle selamlaşmayı genelleştiremezler. Ailenin becerileri genelleştirmedeki rolü çok önemlidir, çünkü özel eğitim okullarında öğrendikleri becerileri evde, dışarıda, parkta uygulamaları ancak ailenin eğitime katılması ile gerçekleşir. Ailelerin zaman zaman biraraya gelerek uzmanlarla, eğitim ve psikolojik danışma grup çalışmaları yapmaları da onların çocuklarının eğitim ve gelişimini anlamasına katkı sağlar. Ayrıca, ailelerin kendilerine güvenmelerinin artmasına ve anne baba olma becerilerinin gelişmesine de fırsat verir.





“Eğitimin Yoğun ve Sürekli Olması”:


Eğitim programının, çocuğun uyku saati dışındaki tüm zamanlarında eğitimciler ve aile bireyleri tarafından çocuğa uygulanmasıdır. İdeal olarak bu çocuklar HAFTADA 40 SAATLİK EĞİTİM almalıdırlar. Bu yoğun ve sürekli programı uygulayabilmek için işbölümü yapılarak özel eğitim uzmanları, anne, baba, bakıcı, sınıf öğretmeni, stajyer öğrenci ve gönüllüden oluşan bir ekip kurulması ve eğitimin bu ekip tarafından paylaşılarak sürdürülmesi gerekir.





İdeal koşullarda en az yüksek lisans derecesinde eğitim görmüş özel eğitim uzmanı veya uzman psikolog eğitim programını çıkarır, hedeflerini koyar, uygulamada çocuğun bir günü her bir ekip üyesine 2-3 saatlik çalışma yapmak üzere bölünür. Ekibin her elemanı o gün ne yapacağını önceden planlar, uygular ve notlarını alır. Bu notları eğitim programını hazırlamış olan eğitimci, belirli aralıklarla inceleyerek çocuğu hedeflere ulaşması açısından değerlendirir, programa devam edilmesi ya da tekrar düzenlemesi için gerekli çalışmaları yapar.





“Eğitimde Genel Özellikler”: Çocuğa uygulanacak eğitim modeli ne olursa olsun eğitim programının bazı özelliklerinin olması gerekir.






Eğitim programının;