X

Kış ayları bademcik ve solunum yolu enfeksiyonlarından kurtuluşun pek de olmadığı zamanlar. Hele toplu taşıma kullanıyor, havanın oradan oraya dolaştırıldığı bir plazada çalışıyor, evde de okula yeni başlayan çocuğunuzun getirdiği mikroplarla haşır neşir oluyorsanız bundan kaçış yok. Vücudun savunma sistemi organlarından olan bademcikler en ufak bir direnç düşmesi yaşadığınızda sizi korumak için tuttuğu mikroplarla başa çıkamaz hale geliyor ve hastalanıyor.


Korkulu rüyam haline gelen bademcik iltihabı geçen günlerde ilk sinyalini verdi: Bir halsizlik çöktü üstüme, akabinde de boğazım ağrımaya başladı. Geçen seferden öyle dilim yanmış ki bu sefer “Seni yeneceğim enfeksiyon” sloganıyla yaklaştım duruma. Ihlamur, ballı-limonlu sıcak su, tavuk suyu çorba eşliğinde kenara çektim kendimi. Lakin bu destek yeterli gelmedi ve boğaz ağrısı artmaya başladı. Bu sefer evdeki bütün sebze ve meyveleri yıkamak, olası ilaç kalıntılarını temizlemek için kullandığım elma sirkesi geldi aklıma. Yarım bardak suya yarım bardak elma sirkesiyle gün boyu gargara yaptım. Bir de C vitamini takviyesine başladım... Ve geçti.


Her derde deva elma sirkesi bu sefer benim boğazımdaki mikropları bertaraf etmeye de yaradı.


Elma sirkesinin çare olmadığı dert yok

Bizim evde lavaboyu ovmak için, fırında kalan balık kokusundan kurtulmak için, çamaşıra yumuşatıcı olarak, meyve sebze temizliğinde, canavar kovucu sprey olarak kullanılan elma sirkesinin faydalı olduğu alanları biraz daha araştırdığımda karşıma şunlar çıktı:








Yazı: Damla Çeliktaban