Diş bakımı nasıl olmalı?
Diş hekimleri ağız ve diş sağlığınız için kaçınmanız gereken hataları açıkladı.
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Yeni bir alışkanlığı öğrenmek yaklaşık üç hafta sürer. Her hafta diş fırçalama rutininize bir değişiklik ekleyin. Ağzınızı eskisinden daha ferah hissedeceksiniz. Ayrıca diş hekiminizi düzenli ziyaret etmek ve bu diş fırçalama hatalarından kaçınmak, dişetinizin uzun süre korunmasını da sağlar" dedi. Diş Hekimi Pertev Kökdemir, basit ama aslında sık sık yaptığımız diş bakım hatalarını anlattı…
Sürekli kullanımda (haftada yedi gün boyunca günde iki defa) bir diş fırçasının ortalama ömrü üç aydır. Yaklaşık 200 kullanımdan sonra fırçanızı değiştirmeniz gerekir; çünkü diş fırçasının kılları yıpranır. Kıvrılmış veya kırılmış kıllar dişlerinizi düzgün şekilde temizleyemez. Birkaç ay sonra diş fırçasında bakteri ve gıda parçacıkları birikmeye başlar. Diş fırçanızı üç ayda bir değiştirdiğinizden emin olun.
Bir diş fırçalama seansı için önerilen süre iki dakikadır. Ortalama bir kişinin dişlerini fırçalama süresi ise sadece 45 saniyedir. 2 dakikadan kısa fırçalama, diş macunundaki florürün diş minesine ulaşması için yeterli bir zaman değildir. Fırçalama süresi kısaldıkça ağız hijyeni eksik yapılır. Çoğu zaman dişlerin kenarları veya ağzın arkası ihmal edilir. Ben bunun için zamanlayıcılarla birlikte elektronik diş fırçalarını öneriyorum. Zamanlayıcı yoksa bir kronometre, iki dakika süren bir şarkının melodisini veya telefonunuzu kullanın. Dişlerinizi iki dakikadan az fırçalamamak için elinizden geleni yapın.
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Dişlerinizi fırçaladıktan sonra ağzınızı su ile çalkalamayın” diyor ve nedenini şu sözlerle anlatıyor: “Diş macununu tükürüp atabilirsiniz. Ancak ağzınıza su girdiğinde diş macununuzdaki florürün verimliliğini düşürür. Bazılarınız ağzını arındırmak isteyecektir. Su yerine florür içeren bir gargara veya ağız yıkama suyu kullanın. Ayrıca su içmek veya içecek tüketmek için dişlerinizi fırçaladıktan sonra en az yarım saat bekleyin.”
Henüz günlük diş ipi kullanmayı alışkanlık haline getiremediyseniz; hemen başlamalısınız. Diş fırçanızın ulaşamadığı dişler arasındaki artıkları çıkarmak için günde en az bir kez diş ipi kullanmak gerekir. Fırçalama ve diş ipi ile çıkartılmayan artıklar dişlerinizde bakteri cenneti oluşturur. Günün sonunda hep diş ipi kullanın.
Dişlerinizi fırçaladıktan sonra ağız kokusunu önlemek için dilinizi mutlaka temizleyin. Dil temizleyicisi kalan bakterileri dilden sıyırır. Dişlerinizi fırçaladıktan sonra dilinizi temizlemek için fırçanızın kıllarını da kullanabilirsiniz. Dişlerinizi her fırçaladığınızda dili temizlemek önemlidir.
“En büyük yanlışlardan bir tanesi de daha iyi temizleyeceğine inanıldığı için sert diş fırçası tercih etmektir” diyen Kökdemir, “Kıllar çok sert ise diş etinize zarar verebilirler. İhtiyacınız olan tek şey, dişlerin arasına sıkışmış yiyecek parçacıklarını çıkarmak için bir fırçadır. Yumuşak veya ekstra yumuşak kıllı diş fırçası kullanın” dedi.
Dairesel hareketler, dişler arasındaki boşlukların temizlenmesinde daha nazik ve etkilidir. Diş fırçası hem dişler hem de diş etleri ile temas etmelidir. Geniş yan yana hareketler, dişlerinizle diş etleri arasındaki yumuşak doku astarına zarar verebilir. Fırçanızı ön ve alt dişlerin arkasında dikey olarak eğin ve fırçanın sadece ön yarısını kullanarak yumuşak hareketler yapın.
Fırçanızı daima 45 derecelik bir açıda tutun ve kısa dairesel hareketler yapın. En etkin temizleme açısı budur. Diş fırçasını bu şekilde kullanmak diş eti çizgisinin altında ve üstünde mükemmel temizliği garanti eder. Dişler ve diş etleri arasını temizlemek için kılların orta satırını kullanın. Diş eti çizgisini doğru şekilde temizlemek, renk kaybını ve daha da önemlisi boşlukları ve diş eti hastalıklarını önler.
Dişlerimizi her gün iki kez fırçaladığımız için sürekli aynı hareketleri yapar, hep aynı alanları fırçalarız. Farklı bir alandan başlayarak ve düzensiz bir desen izleyerek rutininizi değiştirin. Elektrikli bir diş fırçasını kullanmanın avantajı ise, daha az çaba sarf ederek ağzınızda ulaşılması zor yerlere ulaşmanın daha kolay olduğudur.
Diş Hekimi Pertev Kökdemir, “Dişlerinizi günde iki defadan fazla fırçalamaya gerek yoktur. Bazı insanlar dişleri günde üç veya dört kez (genellikle her yemekten sonra) fırçalamanın daha uygun olduğunu düşünür. Ben buna katılmıyorum. Günde iki defadan fazla fırçalamak diş ve diş etlerinize zarar verebilir” diyor.
Yazı: Diş Hekimi Pertev Kökdemir
Diş bakımında 'şehir efsaneleri' ve kulaktan dolma bilgiler bakımından hayli zenginiz! Dişleri çizer diye macun kullanmayanlar, daha iyi temizler diye en sert diş fırçasını arayıp bulanlar Uzm. Dr. Ahmet Mihmanlı'nın söylediklerine kulak verin.
İyi fırçalamak, fırçanın sertliğiyle değil, fırçalama tekniğiyle ilgilidir. Genellikle orta sertlikte diş fırçaları kullanılır. Çok sert fırçalar dişleri aşındırabilir. Çok yumuşak fırçalar ise dişleri temizlemeyeblir.
Dişleri sert fırçalamak, dişleri temizlemek yerine, 'fırça çürüğü' dediğimiz aşınmalara neden olur. Dişlerin mine tabakası aşındığı için, alttaki sarı tabaka ortaya çıkar ve dişler daha sarı gözükür. Ayrıca sert fırçalamak, dişlerde hassasiyete ve diş eti çekilmesine neden olur.
Dişlerin mine tabakasının çizilmesi, macunun fazla kullanılmasıyla ilgili değil, kullanılan macunun granüllerinin büyük olmasıyla ilgilidir. Granülleri büyük olan macunların uzun süreli kullanımından kaçınılmalı. Fırçanın üzerine konulan macunun miktarı ise 'mercimek tanesi' büyüklüğünde olmalı.
Bu maddeler iri granüllü olduğu için dişin mine tabakalarını çizer ve aşındırır. Bunun sonucunda, dişin parlaklığı gider ve yediğimiz ve içtiğimiz besinlerle, dişler daha kısa zamanda renkleşmeye başlar.
Dişin rengi dişin sağlamlığını belirlemez.
Dişler, macun ve fırça ıslatılarak fırçalanmalı. Diş fırçası, fırçalamaya başlamadan önce ıslatılmamalıdır. Çünkü, fırça kılları ıslatılınca, sertliğini kaybeder. Macunun köpürmesi için de yeterli sıvı ağızda mevcuttur.
Macun, dişleri fırçalarken sabun görevi görür ve içeriğinde dişlerde biriken mikroorganizmaları yok etmek için etken maddeler vardır. Yani çürümeye neden olmaz.
Bireyler arasında çürüğe yatkınlık farklı olabilir. Fakat kötü beslenme alışkanlığının düzeltilmesi, ağız hijyenine önem verilmesi ve düzenli diş hekimi kontrolleri durumunda çürüğe yatkınlığın bir önemi kalmaz.
Dişler günde en az iki kez, kahvaltıdan sonra ve yatmadan önce fırçalanmalı. Diş fırçalama işlemi bitince, dilin üst kısmı da yumuşakça fırçalanmalı.
Diş düzeltme (ortodonti), dişler ağızda mevcut olduğu sürece her yaşta uygulanabilir. Ortodontik tedavi sayesinde, dişler mevcutsa, her yaşta düzeltme yapılarak, güzel gözüken dişlere sahip olunabilir.
İmplant, eksik olan dişlerin yerine çene kemiğine yerleştirilen yapay diş kökleri olarak tanımlanabilir. Sadece yara iyileşmesini etkileyen bir sistemik hastalık ile kontrol altında olmayan kalp ve şeker hastalığı varsa yapılmaz.
Hareketli protezleri çamaşır suyuna koymak zararlıdır. Protezin kırılganlığını artırır ve protezin ömrünü azaltır. Protezler için özel temizleme tabletleri vardır, onlar kullanılmalı.
Çekilen 20 yaş dişlerinin yerine protez diş yaptırmaya gerek yoktur.
Diş röntgenleriyle alınan radyasyon çok azdır. Bu radyasyon doğada alınan radyasyondan daha azdır.
Beyazlatma, normal diş rengini daha da açmak için yapılır. Beyazlatmanın ilk yapıldığı dönemlerde, kahve, çay ve sigara gibi dişleri renklendirecek etkenlerden uzak durmak gerekir. Beyazlatmayı yapacak hekimin tavsiyelerine uyulursa, beyazlatmanın hiçbir yan etkisi yoktur.
Düzenli ve doğru fırçalama diş taşı oluşumunu engeller. Altı ayda bir diş hekimi kontrolü sayesinde, iyi fırçalayamadığımız alanlarda oluşan diş taşları, hekim tarafından temizlenmiş olur. Bunun da herhangi bir zararı yoktur.
Diş taşı temizliği doğru uygulandığı takdirde minenin zedelenmesine neden olmaz. Çünkü diş taşı temizliği işleminde, diş dokusundan değil, diş yüzeyine ait olmayan oluşumlar (plak, diş taşı) uzaklaştırılır.
Diş fırçalarken görülen kanamalar, diş eti iltihabının belirtilerinden biridir. Vakit geçirmeden bir diş hekimine başvurmak gerekir. Diş etlerinin, kanamadan dolayı fırçalanmaması sonucu, mevcut iltihabi durum şiddetlenecektir. Hastalar kanama olan bölgeyi daha iyi fırçalamalı ve diş hekimine tedavi için başvurmalı.
Süt dişinin erken çekimi, alttan gelen daimi dişlerde çapraşıklığa ve çene kemiği gelişiminde bozulmalara neden olur.
Diş çekimi belli prosedürler doğrultusunda uygulanan bir işlem olup, uygulanan kuvvetle alakalı değildir.
Diş hekimliğinde kullanılan lokal anestezik maddeler morfin içerikli değildir, alışkanlık yapmaz. Morfin, tıp alanında sınırlı vakalarda kullanılan bir ilaçtır.
Günümüzdeki lokal anestezik maddeler belli standartlarda üretilmiştir. Avrupa malı olmasına gerek yoktur.
Alkol ve alkol içerikli maddelerin diş ve diş eti bölgesine uygulanması sonucu diş etlerinde 'alkol-aspirin yanığı' denilen komplikasyonlara neden olur. Dişlerin üzerine uygulanan diğer maddelerin (tütün, tuz vb.) de ağrı kesici özellikleri yoktur. Ağrı, ancak mevcut sorun giderildiğinde ortadan kalkar.
Diş çekiminden sonra, çekim boşluğuna hastanın yaptığı müdahaleler sonucu bölgenin sürekli kanatılması ya da pıhtının uzaklaştırılması, diş çekimi yapılan yerin iltihaplanmasına neden olur. Oluşan pıhtı korunmalıdır.
Çürük diş için mümkün olan her türlü tedavi uygulanmalı. Çünkü ne fonksiyon ne de estetik yönünden hiçbir protez kendi dişinizden daha iyi olamaz.
Ağız kokusu, diş çürüğü, diş eti hastalığı, sindirim sistemi ile ilgili rahatsızlıklar, sinüzit ya da üst solunum yolu enfeksiyonları kaynaklı olabilir. Bu hastalıkların tedavisi sonucunda ağız kokusu önlenebilir.
Ortodonti (tel tedavisi) alanındaki son gelişmeler sayesinde, tel tedavisi sadece çocuklara değil, erişkin hastalar için de uygulanabilir.
Her hamilelikte diş kaybının gerçekleşmesi söz konusu değildir. Ağız bakımının tam olarak sağlanamaması, tedavi edilemeyen çürüklerin varlığı ve diş eti hastalıklarının ilerlemesi durumunda diş kayıpları görülür.
Hamilelikteki diş eti kanaması, dişten kalsiyum çekilmesi nedeniyle olmaz. Kanamanın nedeni, ağız bakımının yeterli sağlanmaması durumunda hamilelikteki hormonal değişiklikler sonucu diş eti iltihabının oluşması ya da mevcut diş eti iltihabının şiddetlenmesidir.
Acil olan diş tedavileri, hamileliğin her döneminde yapılabilir.
Yazı: Uzm. Dr. Ahmet Mihmanlı