MS, kadınlarda 2 kat daha fazla olmak üzere, 15–50 yaş arasında herhangi bir yaşta ama özellikle 20–40 yaşları arasında sık görülüyor. Bu yaş grubunda en sık karşılaşılan nörolojik hastalık ve çok önemli bir sakatlık nedenini. Hastalığın seyri; tekrarlayıcı, ilerleyici-tekrarlayıcı, başlangıcından itibaren sürekli ilerleyici, hastalığın ileri safhalarında birden kötüleşme gösteren grup olarak değişik özellikler gösterebiliyor. Hastaların yüzde 10’unda, 10 yıldan daha fazla sürdüğü halde, belirgin fonksiyon kaybına neden olmayan ve "iyi huylu " olarak tanımlanan bir gidiş olabiliyor. Çok kötü gidiş ise MS hastalarının yüzde 10’unda ortaya çıkıyor.
MS ataklarının her biri hastada bir iz bırakıyor ve yıllar içinde sakatlık oranı artıyor. Hastaların yüzde 50’si 15 yıllık hastalık sonunda yardımsız yaşamlarını devam ettirebiliyor. Geri kalan hastaların yüzde 25’i yardımla ya da tekerlekli sandalyeye bağımlı olarak yaşıyor, diğer yüzde 25’i ise yatağa bağımlı kalıyor. MS hastaları, ileri derecede sakatlık nedeniyle yatalak hale geliyor. Bunun sonucunda hareketsizlik, enfeksiyonlar, yatak yaraları, yutamama ve solunum yetersizliği nedeniyle tekrarlayan ağır zatürreeler sonucu yaşamlarını yitiriyor. MS teşhisi ve takibi açısından hem hastaya hem hekime hem de hasta yakınlarına tıbbi, psikolojik ve ekonomik olarak ağır yükler getiriyor. Hastalığın özellikle üretkenliğin en yüksek olduğu yaşlarda daha sık görülmesi olayı daha dramatikleştiriyor. MS hakkında, hasta ve yakınlarının bilgilenmesi ve tedavinin iyi programlanması birçok hastanın sakatlık derecesinin artmasına engel olabiliyor.
MS belirtileri
Kol ve bacaklarda ani ağrılı kasılmalar, his kaybı, uyuşmalar, güçsüzlük, ağrı, elektriklenme hissi, kaşıntı gibi belirtiler olabiliyor. MS’li hastaların yüzde 17’sinde göz siniri tutuluyor. Bunun sonucunda bulanık ve çift görme, göz ağrısı gibi belirtiler olabiliyor. Beyincik tutulursa dengesizlik, omurilik tutulumlarında idrar tutamama ya da yetiştirememe gibi belirtiler görülebiliyor. Cinsel işlev bozukluklarına da oldukça sık rastlanıyor. Tekrarlayan ataklarla hastaların yüzde 40-70’inde okuma, yazma hesap yapma, muhakeme yeteneği ve anlama gibi bilişsel fonksiyonlarda bozulma ortaya çıkarken, yüzde 5’inde de epileptik nöbetleri görülebiliyor.
MS'in nedenleri neler?
Bağışıklık sistemi, çevresel etkenler, genetik özellikler ve enfeksiyon etkenleri sorumlu tutuluyor. Ancak halen MS’un nedeni tam olarak bilinmiyor. Kuzey Amerika ve Kuzey Avrupa’da görülme sıklığı fazla. Asya ülkelerinde ise oldukça az görülüyor. MS hastalarının ailelerinde MS gelişme oranı yüzde 4 ‘tür ve sağlıklı topluma göre bu artmış bir orandır. Çift yumurta ikizlerinde genetik benzerlik ve aynı çevre koşullarında yaşarlarsa MS görülme sıklığı benzerlik gösteriyor. Çeşitli virüslerın atakları tetiklemesi nedeniyle hastalıkla virüslar arası ilişki olabileceği düşünülüyor.
MS tanısı nasıl konuyor?
MS tanısı koymak için önce magnetik rezonanslı görüntüleme (MRG) ile mutlaka beyin görüntülemesi yapılmalı. "Demiyelinizan plaklar" olarak adlandırılan lezyonların MRG’de görülmesi tanı ve takip için kullanılabiliyor. İkinci yapılacak işlem lomber ponksiyon, yani belden su alma işlemidir. Belden alınan beyin omurilik sıvısında miyelin yıkımına bağlı olarak bazı proteinlerde artma olabiliyor. Uyarılmış potansiyellerle beyin sapı, göz siniri, işitme sinirinin tutulumu hakkında fikir sahibi olunuyor. Bu özel tetkiklerin yanı sıra kan ve idrar tahlillerine de bakılıyor. MS’e benzer belirtileri olabilen vaskülit, B12 eksikliği gibi, diğer hastalıkların olmadığının gösterilmesi gerekiyor.
MS nasıl tedavi ediliyor?
MS’da tedavi; atakların önlenmesi, atakların tedavisi, kronik ilerlemenin önlenmesi ve hastalığın yarattığı sakatlıklardan kaynaklanan şikayetlerle mücadele olarak gruplandırılabiliyor. MS’a özgü kesin bir tedavi yok. Nedeni ne olursa olsun hastalık bağışıklık sisteminde bir problem sonucu enflamatuar olayın vücut tarafından durdurulamaması nedeniyle oluşuyor. Tedavilerin bir kısmı enflamatuar olayı baskılamaya bir kısmı ise vücudun bağışıklık sistemine destek olmaya yönelik gerçekleştiriliyor. Bazen iki tür tedavinin birlikte uygulanması da gerekebiliyor. Hastaların idrar yolu enfeksiyonları, kasılmalar, kaşıntı, yanma ve elektriklenme hissi gibi şikayetleri de genelde ilaç kullanmayı gerektirebiliyor. MS hastalarında depresyon oldukça sık görülüyor. Hastaların psikolojik sorunlar açısından yakından izlenmesi gerekiyor. Fizik tedavi ve rehabilitasyon, yürüyüş, bisiklete binmek, yüzme gibi aşırı efor gerektirmeyen egzersizler tavsiye ediliyor.
MS hastalarının sıcak banyo ve saunadan kaçınmaları gerekiyor. Bu hastalara yağdan fakir beslenme öneriliyor ve kan yağlarını düşürmeye yönelik ilaçlar verilebiliyor. Basit enfeksiyonlarda hastaların ateşi düşük tutulmaya çalışılıyor. Çünkü ateş, yeni bir atağı başlatabiliyor. Gebelik öncesinde tıp uzmanıyla mutlaka ayrıntılı olarak konuşulması gerekiyor. Bir sakınca görülmeyen MS’lilerde gebelik döneminde alevlenme atakları azalabiliyor. Ancak doğumdan sonraki ilk birkaç haftada atak görülme sıklığı artabiliyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanları
YORUMLAR