Dünyadaki tüm yükün omuzlarınızda olduğunu ya da başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarınızın önünde tutma zorunluluğunu hissettiniz mi? Bu aşırı sorumluluk duygusu, ve bununla birlikte gelen suçluluk, kaygı ve tükenmişlik, nasıl yetiştirildiğinizin bir sonucu olabilir.
Travma, duygusal iyilik hali ve ilişkisel dinamikler konusunda uzmanlaşmış lisanslı klinik psikolog Dr. Thai Alonso’ya göre pek çoğumuz, ebeveynlerimizin ihtiyaçlarımızı karşılayamamasıyla büyüdük ve biz çocuklar olarak, sorumluluklar üstlenmemiz gerektiğini bilinçli ya da bilinçsiz olarak hissettik. Bu psikolojik dinamik, ebeveynleşme ya da tersine ebeveynlik olarak bilinir ve sadece çocuklukta değil, yetişkinlikte de zihinsel ve duygusal sağlığınızı derinden etkileyebilir.
Tersine ebeveynlik nedir?
"Ebeveynleşmiş çocuk sendromu" ya da "tersine ebeveynlik" olarak da bilinen ebeveynleşme, aile hiyerarşisinde bir rol değişimi anlamına gelir; bu durumda bir çocuktan, genellikle yetişkinlere ya da ebeveynlere ait olan sorumlulukları üstlenmesi beklenir. Klinik Psikolog Dr. Thai konuya ilişkin "Bunlar fiziksel görevler veya duygusal işler olabilir ve bu, çocuğa açıkça söylenmiş olabilir; ya da çocuk, kendini güvende hissetmesi veya ailenin işleyişi için neler olması gerektiğine göre, bu beklentiyi ortamdan sezebilir" diyor.
Ebeveynleşme çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bu, ebeveynin genel bir bunalmışlık duygusundan, finansal stres, zihinsel hastalık, bağımlılık ya da sağlıkla ilgili bir sorundan ve hatta bazen, ebeveynlerin üzerinde çalışmadığı çözülmemiş travmalardan da kaynaklanabilir. Ebeveynleşmenin sadece erken yıllarımızda değil, yetişkinliğimize kadar kendimizi ve ilişkilerimizi nasıl hissettiğimizi etkileyebileceğini bilmek de önemlidir. Ebeveynleşmeyi deneyimlediğinizi gösteren bazı işaretler şöyle sıralanabilir:
Tersine ebeveynliğin yetişkinlikteki yaygın belirtileri
Kendinizle bağlantı kurmakta zorluk çekiyorsanız
İnsanlar olarak, hayatta kalabilmek için ebeveynlerimize bağlanma ihtiyacımız olduğu gibi, aynı zamanda kendimizi ifade etme ve özgünlük ihtiyacımız da vardır. Çocuklar, ebeveynlerinin sevgisinin ve kabulünün koşullu olduğunu duyduklarında ya da sezgisel olarak bunu anladıklarında, kendi ihtiyaçlarını bastırma eğiliminde olurlar; bu, yetişkinliğe kadar taşınan bir durumdur ve o kadar derinleşebilir ki en derin benliğimizi bile bilmeyebiliriz.
Herkesi memnun etme eğilimindeyseniz
Ebeveynleşmiş çocuklar olarak, ebeveynlerimizin hayal kırıklığına uğrayacağı ya da üzüleceği, cezalandırılacağımız ya da onların tamamen ayrılacağı konusunda endişeleniriz. Bu yüzden kendi ihtiyaçlarımızı bir kenara bırakmayı ve başkalarının ihtiyaçlarını önceliklendirmeyi öğreniriz. Bu uyumsuz başa çıkma mekanizması genellikle yetişkinliğe kadar devam eder.
Suçluluk, anksiyete ve bunalmışlıkla mücadele ediyorsanız
Ebeveynleşmiş bireyler, başkalarına karşı büyük bir sorumluluk hissi taşır, aşırı sorumluluk alır veya kendilerini fazlasıyla zorlarlar; bu da anksiyeteye, bunalmışlığa ve tükenmişliğe yol açabilir. Ayrıca, bu yoğun duygusal yük, günlük yaşamda topraklanmış ve varlık içinde hissetmeyi zorlaştırabilir.
İlişkilerinizde derin bağlantılar kurmakta zorlanıyorsanız
Ebeveynleşme sonucunda, başkalarının duygularımızı veya ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğine dair bir güven eksikliği oluşur. Bu durum, açık ve savunmasız olmak konusunda kendini güvende hissetmeyi özellikle zorlaştırır ve dengesiz ilişkilere yol açabilir.
İhtiyaçlarınızı iletmekte zorlanıyorsanız
Ebeveynleşmiş çocuklar, hayatları boyunca başkalarını yatıştırma çabasında dışa dönük oldukları için, kendilerini ifade etmekte zorlanabilirler.
Tersine ebeveynliğin iyileştirilmesi neden bu kadar önemlidir?
Çoğumuz için ebeveynleşmenin etkileri derinlemesine varlığımıza işler ve genellikle yetişkinlikte kendimizle ve başkalarıyla olan ilişkilerimizi etkiler. Ebeveynlerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önünde tutan çocuklar, ebeveynleriyle bağ kurabilmek için özgünlüklerinden vazgeçmek zorunda kalırlar ve bu bağ, hayatta kalmak için gereklidir. Ebeveynleşmiş çocuklar daha yüksek depresyon, anksiyete, madde kullanımı ve bağımlılık, eksik istihdam ve işsizlik, kötü fiziksel sağlık durumu ve daha düşük eğitim düzeyleri gibi sorunlarla karşılaşırlar.
Ebeveynleşme, kimsenin isteyeceği bir durum olmasa da harika bir fırsatın başlangıcı olabilir: Kendimizi tam anlamıyla tanımak ve bilinçli bir şekilde doyurucu, dengeli ilişkiler kurmak. Ebeveynleşme yarasını, entelektüel, duygusal ve somatik çalışmaları ele alarak bütünsel bir bakış açısıyla iyileştirmeye yaklaşırsak, kendimizi ve ihtiyaçlarımızı daha derinlemesine anlayabilir ve duygusal dayanıklılığımızı besleyebiliriz.
Ebeveynleşme yaralarını iyileştirmenin zihinsel ve duygusal faydaları
Ebeveynleşme temelde ihmal edilmek veya duygusal ve bazen fiziksel ihtiyaçlarımızın göz ardı edilmesidir. Bu yüzden duygusal manzaramızı keşfetmek bunaltıcı olabilir. İyileşmenin ilk adımı, kendimize yeterince meraklı olmak ve gerçekten yavaşlayıp buna zaman ayırmak olacaktır: “Şu anda birey olarak ne yaşıyorum?”, “Duygularım ne?”, “İhtiyaçlarım neler?”, “Endişelerim ne?” diye sormak önemlidir. “Bir kez ne hissettiğinizi gerçekten anlayabildiğinizde ve bu veriyi, zorlayıcı olsa da doğru olan seçimleri yapmak için kullanabildiğinizde, bundan pek çok fayda elde edebilirsiniz.”
İyileşme yolculuğundan gelebilecek hayatı şekillendiren bazı değişiklikler şunlardır:
Kendinizi derinden anlayabilirsiniz
Geçmişinizi iyileştirmeye başladıkça, kendinizi bir birey olarak anlamaya, kim olduğunuzu ve neye ihtiyacınız olduğunu keşfetmeye başlarsınız. Ancak o zaman, gerçekten kim olduğunuzla uyumlu olan ve başkalarının sizden ne beklediğini düşündüğünüz şeyle değil, daha tatmin edici seçimler yapabilirsiniz.
Daha tatmin edici ilişkiler ve daha sağlıklı sınırlar kurabilirsiniz
Neye ihtiyacımız olduğunu fark ettiğimizde, girmeyi ve beslemeyi istediğimiz ilişki türleri konusunda daha proaktif olabiliriz. Bu ister arkadaşlıklar, ister romantik ilişkiler ya da aile ilişkileri olsun. Kendimizle bağlantıya geçmek, sınırlarımızı anlamanın başka bir sonucudur ki bu da daha tatmin edici sosyal ve romantik hayatlar kurmak için temel bir adımdır.
Kendinize şefkat duyabilirsiniz
Ebeveynleşmeyi iyileştirmek, kendinizle bilinçli olarak zaman geçirmek, kendinizi tanımak ve size rahatlatıcı ve besleyici gelen ortamlarla kendinizi çevrelemek anlamına gelir. Bu, kendinize şefkat ve bakım becerinizi geliştirir. Yapılan çalışmalar, kendine şefkat göstermenin çok sayıda fayda sağladığını söylüyor.
Duygusal özgürlük hissine kavuşabilirsiniz
İyileşme, suçluluk ve aşırı sorumluluk duygularından özgürleşmek anlamına gelir. Bu genellikle ilişkilerde, başkalarını sürekli olarak önceleyip kendimizi hiç düşünmeden, ortaya çıkar. Ebeveynleşmeden iyileşmeye başladıkça, kendinizi de göz önünde bulunduracak ve yanlış bir şey yapmadığınızı bilerek huzura kavuşacaksınız.
Daha gerçek ve duygusal olarak açık olabilirsiniz
Duygusal ihtiyaçlarınıza daha fazla dikkat etmeye başladığınızda, daha açık ve gerçek olma kapasitenizin arttığını fark edeceksiniz; olduğunuz kişi olarak ve nasıl hissettiğinizle karşınıza çıkabilirsiniz ve başkalarından kabul görebilirsiniz... Bazen, başkalarının duygusal yüklerinden bunalmaktan korktuğumuz için, ilişkilerde duygusal anlardan kaçma eğilimindeyiz. Ama aslında bu anlar, bağlantıyı güçlendiren anlardır ve bunları tolere edebilmemiz gerekir.
Öz-değeriniz, özgüveniniz ve genel duygusal sağlığınız iyileşebilir
Yapılan bir çalışma, ebeveynleşmenin kötü bir özdeğerle bağlantılı olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, kim olduğunuzla barıştıkça ve duygularınızın yüzeye çıkmasına izin verdikçe, derin bir öz-kabul, öz-değer ve özgüven geliştirmeye başlarsınız. Duygusal düzenlememiz de içimizde neler olup bittiğine dair farkındalık kazandıkça iyileşir. Öncelikle neler olduğunu fark etmemiz gerekiyor ki kendimizi sakinleştirebilelim ya da güvendiğimiz diğer insanlardan yardım isteyebilelim.
Sonuç
Çocukken pek fazla özerkliğimiz veya kontrolümüz olmamış olabilir, ancak yetişkin olarak kendimize bakma gücüne sahibiz. Bu, kendimizi tamamen görmek ve tüm benliğimizle var olmak için cesaret ve isteklilik gerektirir.
Ebeveynleşmiş bir çocuk için duygularımıza ve ihtiyaçlarımıza yer açmak her zaman kolay olmayabilir. Bu zaman alabilir. Ancak doğru destek ve araçlarla, çocukluk yaralarımızı iyileştirebilir ve gerçekten olması gereken en otantik, duygusal olarak dengeli, dirençli, neşeli ve sevgi dolu kişi haline gelebiliriz.
Referanslar:
Amanda Lieber, “What Is Parentification? Plus, Why Healing This Childhood Wound Is Vital to Your Well-Being”, https://www.dailyom.com/journal/what-is-parentification-plus-why-healing-this-childhood-wound-is-vital/
YORUMLAR