Geçtiğimiz yıl ikinci bebeğinin doğum sürecinin çoğunu evinde geçiren Cambridge Düşesi Kate Middleton, hastaneye gittikten yalnızca iki buçuk saat sonra bebeğini dünyaya getirdi. Doğumun hemen ardından tüm dünyanın merakla beklediği mini prensesi kucağında, kameralara el sallıyordu. Bu görüntüler sosyal medyada milyonlarca kez paylaşıldı ve sık gelen tepkilerden biri de “Aman Tanrım, ben de doğumdan sonra hemen ayağa kalkabilecek miyim? Böyle güzel görünebilecek miyim?” diyen kadınlarınki oldu.
Doğum süreci deyince aklımıza saatler süren doğum sancıları, alelacele hastaneye koşturmak, kalabalık bir ekibin bir sürü aletle doğumu yaptırmaya çalışması geliyor ne yazık ki. Oysa normal doğum, düşünüldüğünden daha sakin, nazik ve keyifli bir süreç şeklinde de gerçekleşebiliyor.
Yıllardır büyük bir gizlilik içerisinde gerçekleştirilen kraliyet doğumlarının detaylarına ulaşmak elbette mümkün olmuyor, ancak gördüğümüz kadarıyla Kate Middleton’ın doğumu kolay ve çabuk oldu. Basına yansıtılan en önemli detaylardan biri, doktorların bir odada acil bir durumda müdahale etmek üzere beklerken düşese doğumda yardım eden iki profesyonel ebenin varlığıydı.
Kraliyet Sağlık Koleji’nde profesör olan ebe Jacqui Dunkley-Bent ve yardımcı ebe Arona Ahmed, prensesin dünyaya gelmesine yardımcı oldular. Profesör ebe Jacqui Dunkley-Bent, düşesin ilk doğumunda da bulunmuştu. Arona Ahmed ise daha uzun süren ilk doğumun yarısında vardı, vardiyası bitince yerini başka bir ebeye devretmişti. Burada benim dikkatimi çeken detay, hastanenin günlük işleyişinden herhangi bir şekilde sapmamış olması, vardiyası biten ebenin evine dönebilmesiydi. Kraliçenin torunu da olsanız, gelini de olsanız, doğum profesyonelleri işini daima olması gerektiği gibi yapıyor demek ki!
Bu kadar doğal ve normal bir şekilde gerçekleşen bir doğum hakkında söylenenler de çok çeşitli oldu. Örneğin Rus basınında yer alan bir iddiaya göre, bebek prenses yeni doğmuş olamayacak kadar büyük gözüküyormuş, düşesin bu kadar kısa sürede doğum yapmış olması imkansızmış. Acaba prensesi kimsenin bilmediği bir taşıyıcı anne mi doğurmuş?
1982’de Hampstead’de büyük bir doğum eylemi yapılmıştı. 6000 kişinin katıldığı bu eylemde kadınlar, kendi doğumlarında aktif olabilmek için, kesintisiz destek alabilme haklarını dillendirmek için yürümüştü. Aktif Doğum Hareketi’nin kurucusu olan Janet Balaskas, bugün İngiltere’de düzenli işleyen doğum sisteminin bu harekete çok şey borçlu olduğunu söylüyor. Düşesin doğumuyla da gördüğümüz kadarıyla, kadınlar hastanede ya da doğumevlerinde kesintisiz ebe desteğine ulaşabiliyor.
Türkiye’de ebelerin durumu
Günümüzde ne yazık ki ebeler için işler o kadar da iç açıcı değil. Serbest çalışmak isteyen ebeleri çeşitli zorluklar bekliyor. Hastanelerde çalışan ebeler ise doğumlarda tam yetkili olamadıkları için, kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktorların yanında ‘yardımcı’ olarak mesleklerini icra edebiliyorlar.
Oysa ki bütün mesleki eğitimlerini kadın sağlığı, doğum ve doğum sonrası bakım üzerine alan ebeler, ciddi cerrahi müdahale gerektiren durumlar haricinde her doğumun sorumluluğunu alabilecek donanıma sahipler. Ancak maalesef bugünkü sistem, ülkemizde ebelere hak ettiği değeri vermiyor. Geçen yıl yayınlanan bir habere göre, Türkiye'de normal doğum yaptıracak ebe sayısı Avrupa Birliği ortalamasının çok altında. AB'de her 100 bin kişiye 836 ebe ve hemşire düşerken bu oran Türkiye'de 252 seviyesinde. Sağlık Bakanlığı 2013 sağlık istatistiklerine göre Türkiye'de 53 bin 427 ebe ve 139 bin 544 hemşire bulunuyor.
Dileriz ki minik prensesin meşhur ebeleri tüm dünyaya örnek olur ve doğum yapan her kadın, doğumda ve sonrasında ebe desteği alma imkanına kavuşurlar. Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan, pek çok mesleğe göre daha fazla özen, emek ve sevgi isteyen bu işi hakkıyla yapmaya çalışan ebelerimiz de uygun çalışma koşullarında, rahatlıkla mesleklerini icra edebilirler.
5 Mayıs Dünya Ebeler Günü kutlu olsun!
Yazı: Duygu İslamoğlu
(Haberin başındaki fotoğraf, BBC'de yayınlanan "Call the Midwife" adlı diziden alınmıştır. 1950'li yıllarda İngiltere'de ebelik yapan Jennifer Worth'ün anılarını anlattığı aynı adlı kitaptan uyarlanan dizi, zor koşullarda ebe olmanın ne demek olduğunu anlatıyor. Tavsiye edilir!)
YORUMLAR