HT Hayat Anasayfa Facebook ve Instagram'ı neden daha az kullanıyorum? | Yaşam

Sosyal medyadan uzaklaşmaya çalıştığımda fark ettim ki tüm sosyal mecralar bağımlılık yapmak için tasarlanmış. Ve hatta eminim ki sosyal sağlık problemleri ile karşı karşıya kalmamıza çok az kaldı. 2016 kışında bir sabah, 3 gün durmaksızın Facebook kullandıktan sonra, kalp çarpıntısı ile uyandığımda ölmek üzere olduğumu düşündüm. Yardım almam gerektiğini, bu bağımlılıktan kurtulmam gerektiğini biliyordum. O günden beri artık aklım başımda.


Bu bahsettiklerime inandınız mı gerçekten? Tabii ki işler böyle gelişmedi. Hepimiz sosyal medya bağımlısı olmakla ilgili şakalar yapıyoruz fakat nadiren bunun sağlığımızı ciddi derecede etkileyebilecek gerçek bir bağımlılık olabileceğini düşünüyoruz. Bu kadar şeyden bahsettikten sonra sosyal medyada çok zaman harcamamanız gerektiğini anlamışsınızdır eminim. Sigara gibi “Facebook öldürür” “Hamile kadınlar Instagram'dan uzak durmalıdır” yazılarını görmeyi bekleyemeyiz tabii ama artık bir şeylerin farkına varmak gerekli.


Araştırma sonuçlarına göre Facebook tek başına aylık olarak yaklaşık 2 milyar kullanıcıya sahip. 2016 yılında şirket 1.7 milyar kullanıcıya sahipti ve insanların Facebook, Messenger ve Instagram gibi uygulamalarda günlük olarak 50 dakika harcadıklarını açıklamıştı. Şimdi eminim ki bu süre bir saatin bile üzerindedir. Tüm insanlar bağımlı olduğundan bunun bir problem olduğunu fark etmek oldukça zor. 2014 yılında Palo Alto'daki Facebook merkezlerinden birini reklamcılık yaparken ziyaret ettiğimde satış yöneticilerinin Facebook kullanıcılarından edindiği verilerinin miktarını ve insanları nasıl reklamlarına “tıklatmaya” yönelttiklerini öğrendiğimde dehşete kapıldım -ki o zamandan beri Facebook'ta kişisel hiçbir paylaşım yapmıyorum. Facebook'un aslında bir sosyal ağ olmaktan çok bir gözlem sistemi olduğunu fark ettiğiniz andan itibaren kişisel bilgilerinizi oraya koymak emin olun ki zorlaşıyor.


Fakat Facebook'u kullanmayı bırakmanıza yetmiyor-veya herhangi bir sosyal platformu. Hala gün içinde Instagram, Facebook ve Twitter'ı defalarca kontrol ediyorum. Sosyal medyada harcadığım zaman aslında hiç de eğlenceli değil, aksine berbat! Facebook ve Instagram'ı çok net hatırlıyorum ki kendime zarar vererek kullanıyormuşum: Kendi hayatım için kötü hissettiğim zamanlar diğer insanların “mükemmel” hayatlarına bakıp kendimi daha da kötü hissediyorum. Facebook ise belli bir yaşa kadar evlenip çoluk çocuğa karışmak için o kadar büyük bir baskı kuruyor ve bunu o kadar abartıyor ki... Diğer insanların Facebook sayfalarına baktığımda daha önce hiç olmadığı kadar diğerlerine uyum sağlayamadığım için endişeli hissetmeye başlıyorum.


Evet, dediğim gibi Facebook'u bırakma kararı aldım fakat üzücü bir şekilde başarısız oldum. Çünkü Facebook, onun pençelerinden kurtulmamanız için elinden geleni yapmış. Hesabınızı dondurmak istediğinizde bile bunu yapmanız birkaç tık alıyor. O zaman bile en altta köşede “hesap varisi” ibaresi görüyorsunuz -ölümünüzden sonra hesabınızı yönetecek kişi. Yani başka bir deyişle Facebook siz öldükten sonra da hesabınızın varolacağından emin olmak istiyor.


Hesabımı dondur tuşuna basıp şifrenizi tekrar yazdıktan hemen sonra duygusal şantaj başlıyor: Facebook size arkadaşlarınızı gösteriyor ve onlara mesaj atmanızı öneriyor. Hemen ardından Facebook'tan ayrılma sebebinizi soruyor ve ardından bunu yeteri kadar iyi bulmuyor. Örneğin “Facebook'ta çok zaman harcıyorum” seçeneğini seçtiğinizde size Facebook'tan aldığınız mail sayısını sınırlandırma önerisini sunuyor. Bu pencereyi de kapatıp dondur tuşuna bir daha bastığınızda ise emin olup olmadığınızı soran başka bir pencere beliriyor. Evet en sonunda artık dondur tuşuna basabiliyorsunuz. Bu toplamda on tane tıklama ediyor. Karşılaştırmak için hemen bir örnek vereyim: Eğer isterseniz Amazon'dan tek tıkla Madagaskar'a özgü özel hamamböcekleri satın alabilirsiniz. Ben şahsen Amazon'dan, ya da herhangi bir yerden, hamamböceği satın alınabildiğini bilmiyordum. Siz biliyor muydunuz peki? Sanırım ben bunu Facebook'ta okuduğum bir haberden öğrenmiştim.


Neyse, hamamböceklerini boşverin. Hesabınızı dondurmak aslıda hiçbir şey anlamına gelmiyor. Yapmanız gereken tek şey hesabınıza yeniden girmek ya da Spotify gibi Facebook'la bağlantılı bir hesaba giriş yapmak. Hesabınızı silmek mi? Bunun ne kadar uzun süreceğinden bahsetmek bile istemiyorum.


Zor olmayan şey ise sosyal medya uygulamalarını telefonunuzdan silmek. Nisan ayında yayınlanan bir makaleye göre sadece Facebook logosunu görmek bile hemen çevrimiçi olma isteğini beraberinde getiriyor. Geçen yıl Facebook ve Instagram uygulamalarını telefonumdan sildiğimde bilgisayarımdan hesabıma giriş yapma isteğimin azaldığını fark ettim. Gerçekten çok az bir çabayla uygulamalarda daha az vakit geçirmeye başladım. Ayrıca daha fazla insanı engellemeye ve sessize almaya başladım. Engel tuşu, sosyal medyadaki düşmanlıkları engellemek için birebir.


Sosyal medyada az zaman harcamaya başlamak beni daha yaratıcı falan yapmadı. Zamanımı boşa harcayacak şeyler yine buldum. Fakat yine de Facebook'un hayatımda ne kadar az yere sahip olduğunu görmüş oldum. Devamlı hayatımda olan bu gürültüyü hayatımdan çıkarmak dikkatimi iyileştirdi ve rahatladım. Kendimi başkalarıyla kıyaslamayı bıraktım ve kendi hayatımla daha mutlu olmaya başladım. Ayrıca daha az endişeli biri haline geldim. Günümüzde sürekli göz önünde olan son dakika haberleri, sürekli sosyal medya tarafından meşgul edilmek cidden ruhunuza zarar verebilir.


Sosyal medyanın yararları da tabii ki var. Eğlenceli ve yararlı olabildiği zamanlar da var. Aslında genel olarak harika. Fakat sorun şu: Sosyal medyaya ortalama bir zaman ayırmak çok zor. Çünkü sosyal medya platformları bağımlılık yapmak için üretilmiş. Ayrıca bu şirketler kullanıcıları hakkında ne kadar çok bilgi alırsa o kadar çok bağımlı haline geliyoruz.

Mark Zuckerberg’in Harvard’ı bırakmadan önce Psikoloji bölümünde öğrenci olduğunu da hatırlamakta fayda var. Aslında düşünüldüğü zaman da Facebook’un bilgisayar programlama ile iligili değil de sosyal programlamayla ilgili olduğu ortada. Facebook’un ilk başkanı Sean Parker’ın bu Kasım’da Axios’a verdiği röportaja göre Facebook, “insan psikolojisinin kırılganlığından faydalanmak” üzerine tasarlanmış. Parker bu konudan şöyle bahsetmiş: Facebook gibi sosyal ağlarda işimiz sizin zamanınızı ve ilginizi nasıl harcayabileceğimizi keşfetmek yönünde. Yani bu da demek oluyor ki biri fotoğrafınızı beğendiği veya yorum yaptığı her seferinde size biraz dopamin yüklemiş oluyoruz. Bu da sizin sosyal medyaya daha fazla katkı sağlamanızı ve bununla bağlantılı olarak da daha fazla beğeni ve yorum almanızı sağlıyor. Buna sosyal medya-destek geri bildirim döngüsü de denilebilir. Bu yolla insan psikolojisinin zayıflığından faydalanmış olursunuz, bu bahsettiğimi yatırımcılar gayet iyi anlar ve de uygular.


Zuckerberg ve onun gibi girişimciler bu tarz bağımlılık yapan ağlar tasarladıklarının farkına varsalar bile bu düşünce onları rahatsız etmemiş olabilir çünkü hiçbirimizi etmedi. Bazı insanlar sosyal medyayı yeni tütün türü olarak tanımlamaya başladı bile. Ben de buna katılıyorum. Gelecek on yılda sosyal medya halk sağlığı krizlerinin beynimize, ilişkilerimize ve daha birçok şeye etkileri ortaya çıkacak. Facebok’un insanların zihinsel ve fiziksel sağlığını nasıl kötü etkilediğine dair kanıtlarımız sayesinde bile bunun gelecekte nasıl olabileceğine dair tahminler yapabiliyoruz. Ayrıca Facebook’un kendi yaptığı deneyler sayesinde de Facebook’un duygularımızı kontrol ve manipüle etme gücüne sahip olduğunu da anlamaya başlıyoruz.


Ayrıca Facebook’un insanları ayrımcı olmaya ve sosyal ayrımları daha da artırmaya yönelmesi de toplum üzerindeki bir başka etki. Facebook’ta kullanıcı miktarı gelişimiyle ilgilenen başkan yardımcısı ise çalıştığı platformda aslında kendini suçlu hissettiğini ve insanların birbirlerine karşı davranış temellerini sarstıklarını düşündüğünü belirtti. Buna ek olarak Facebook’un kötü niyetli insanlardan tarafından nasıl kolayca kullanılabileceği de ortada. Buna örnek ise 2016 ABD başkan seçimi zamanında Rus bir kullanıcının yaydığı yanlış bir haberin 126 milyon insan tarafından izlenmesi.


Ancak son birkaç yılda en çok ortaya çıkan şey ise “Büyük Teknoloji”nin kibirinin alarm vermeye başlaması. Kasım 2017'de, Facebook, Twitter ve Google, ABD'de Rusya'nın seçimlere karıştılar ve platformlarının suistimal edilmesini önlemek için yürüttükleri adımlar hakkında kongrede ifade vermeye çağırıldı. Şirketin CEO'larının hiçbiri ortaya çıkmadılar. Zuckerberg “topluluk” hakkında çok konuşmasına rağmen hesap verebilme konusunda yeterli değildir. Facebook'un beğenileri, daha büyük bir sorumluluk duygusuyla takip edilene kadar, dünya egemenliğine kadar giden bu yolculuğun bir parçası olmak hakkında ne kadar istekli olduğumuzu kendimize sormalıyız.


Kaynak


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.