Hafta sonu ne yapsak?

Hazır olun

Yaz bitmeden 2 güzel konser haberi daha var: İlki 13 Eylül’de Küçükçiftlik Park’ta gerçekleşecek Lenka konseri (Yeni nesil kadın şarkıcıların en sevdiklerimizden biri Lenka), ikincisi 26 Eylül’de Ankara’da (Congresium), 27 Eylül’de ise İstanbul’da (İstanbul KongreMerkezi) sahne alacak olan Pink Martini.

Açıkhavada sinema

Santralistanbul’un şahane ortamında açık havada sinema keyfi devam ediyor. 10 Ağustos’ta 21.30’da A Good Day To Die Hard, 16 Ağustos’ta 21.30’daWolverine filmlerini izleyebilirsiniz.

Sergi

Galerist’te devameden Zamanın İşaretleri sergisini görmek için son haftanız! Sergide Zamanın İşaretleri’ni meydana getiren sanatçılar Huo Rf, MerveMorkoç ve Sena’nın farklı disiplin ve teknikleri kullanarak ürettiği yeni işleri izleyicilerle buluşuyor. Taner Ceylan’ın destek verdiği genç isimlerin biraraya gelmesiyle hayata geçirilen proje 17 Ağustos’a kadar açık.

Trend

Bu yazın popüler markalarından biri Nike. Kadın, erkek gece-gündüz herkesin ayağında. Kışın da ayağı kavrayan özel bir köpük kullanılan Hyperfeelmodeli, özel bir örgü teknolojisi kullanılarak ısıyı ayarlayan Dri-Fit Knit özellikli modelleri etrafta olacak...

Yemek

İstanbul’da her şey var. Var ama ucuz ve iyi Uzakdoğu yemekleri bulmak çok zor! Gerçekten ucuz olanlar kötü, gerçekten iyi olanlar çok pahalı. İkisinin arasındaki yerler ise ancak Etiler taraflarında var. “Taksim, Cihangir taraflarına da şube açsa” dediğim yerlerden biri P.F. Chang’s China Bistro. Özellikle Çin mutfağını seviyorsanız Nispetiye’deki mekânda acılı karides, deniz tarağı ya da bunların karışımından oluşan Dynamite Shrimp, siyah mantar, yeşil soğan ve su kestaneleri eşliğinde sunulan tavuk parçaları Chang’s Chicken LettuceWraps tatları denemelisiniz.

Haftanın konseri

Vodafone İstanbul Calling senenin en heyecan verici konser serisini açıklamıştı ama maalesef bu yaz aylarının gündeminin farklı olması sebebiyle konserlerin çoğu iptal olmuştu. İptal olmayan konserlerden biri The XX geçen haftaydı ve muhteşemdi. Ayın 16’sında ise yine Parkorman’da Vodafone’un ana sponsorluk, Garanti Bankası’nın ve Coca-Cola’nın resmi sponsorluk desteğiyle gerçekleşecek Placebo konseri var. 6 Grammy ödüllü 11 milyon albümsatışına ulaşan ve şarkıları insanda hemâşık olma hemde aşktan arkana bakmadan kaçma isteği yaratan Placebo öncesinde İngiliz grup The Veils sahnede olacak. Kaçırılmayacak bu konsere hazırlık ya da Placebo’yu tanımak için şu 5 şarkıyı dinleyin:

Şehirden fısıltılar

• Her bayramda “Bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısıyla uyanmak güzeldir belki ama kaç kişi bayramı böyle heyecanla karşılıyor ki artık?

• Umutsuzsam kusuruma bakmayın. Umutsuz değil, sadece yorgunum.

• Marina Abramoviç (New York’ta yaşayan Sırp asıllı muazzam performans sanatçısı) bir akademi kuruyormuş. Abramoviç 2010’da New York Moma’da “The Artist Is Present” performansı için 736 saat 30 dakika boyunca aynı masada oturmuş ve hiç konuşmadan gelen herkesle 1 dakika göz göze kalmıştı. Hatta teatral biçimde ayrıldığı büyük aşkı Ulay da oraya gelmiş ve sonuçta Youtube’da milyonlarca kez izlenen aşırı duygusal bir bakışma ortaya çıkmıştı.

• Abramoviç’in kuracağı akademi, 6 saatten uzun süren performans sanatı icra edenler ya da etmek isteyenlere yönelik olacak.

• Bunun için Kickstarter’da bir kampanya başlatmış. 600 bin dolar toplayacağı kapmanyanın sonunda akademisini açacak, derslere başlayacak.

• Bu akademiye gitmek gibi hayallerim var. 6.5 saat boyunca hiç durmadan “adalet” diyeceğim.

• Artık adalete ya da karmaya öyle çok iş düşüyor ki, hiçbirine yetişememesi normal.

• Abramoviç, kuracağı akademinin ilk faaliyeti olarak 1861 tarihli bilim kurgu romanı olan Solaris’in bölümlerini farklı farklı isimlere okuttu. Mesela ilk bölümü okuyan kişi Lady Gaga oldu. Gerçi Lady Gaga okuduğu bölümün kaydını “Kitap okuma performansı”ndan 15 dakika önce göndermiş ama olsun.

• 50 yazar, çizer, oyuncu, müzisyen, ressam başka bir bölüm okudu. Solaris yeniden hayat buldu.

• Abramoviç, dinleyicilerden gözlerini bağlamalarını istedi. Böylelikle söylenenleri daha iyi anlayacaklardı.

• Şimdi biz, hepimiz gözlerimizi kapatsak ve konuşsak, birbirimizi daha iyi anlar mıyız?

• “Bayram” diyerek birbirimizi sever miyiz?

• Her gün bir başka “siz/biz” oldurtuluyorken yakınlaşabilir miyiz?

• Bugüne dek sizi kıran, üzen, acıtan, aşağılayan herkes adına özür diliyorum sizden. Nasılsa o özür beklediklerimizden hiç gelmeyecek. Nasılsa kendini haklı sanmak şeytanın en sevdiği günah olarak baki kalacak. O yüzden bari birimiz özür dilemiş olalım.

• Doğduğunuz günden beri sizi ısıran sinek adına da, sevdiklerinizi alan hastalıklar adına da, bu dünyada haklarını arayanları öldürenler adına da özür dilerim.

• Ha bir de iyi bayramlar olsun. Hepimize.