X

Bazen kimi danışanlarımla konuştuğumda, kendileri dışında herkesle ilgilendiklerini, ailelerinin ve arkadaşlarının tüm istek ve arzularını yerine getirmek için sürekli çaba içinde olduklarını, bu sırada da kendilerini unuttuklarını görüyorum. Ben de eskiden sürekli herkesi mutlu etmeye çalışırdım, işyerinde sesimi çıkarmazdım, "Aman huzurum bozulmasın" derdim, ailemden, arkadaşlarımdan biri bir şey için yardım istediğinde hiç gözümü kırpmadan "evet" derdim.


Elbette birbirimize yardım etmemiz önemli, elbette işyerinde belli görevlerimiz var ve onları yerine getireceğiz ama hayatımızı devam ettirebilmek ve sevdiklerimizin yanında olabilmemiz için enerjiye de ihtiyacımız var. Burada seçimlerimizi, kendimizi de unutmadan yapmamız gerekiyor. Kendimizi hiç düşünmeden, kendimizle ilgilenmeden ne kadar dayanabiliriz? Bildiğiniz gibi, uçağa bindiğinizde hostesler acil durumlarda neler yapılabileceğini anlatırken, oksijen maskelerini ilk önce kendinize, sonra çocuğunuza takmanızı söyler. Ben ilk uçağa bindiğimde ve bu anonsu duyduğumda şok olmuştum, gerçekten kabullenemedim, "Nasıl yani, ilk nasıl kendimize maskeyi takacağız?" diye düşündüm. Ancak, doğru, ilk önce kendimiz iyi olmalıyız ki, sonra sevdiklerimizin yanında olabilelim, destek olabilelim. Yaşamımız boyunca sevgiyi çevremizdekilere vermeyi, paylaşmayı, başkalarına nazik, cömert ve merhametli olmayı öğrendik. Ancak bu güzellikleri kendimize vermemiz söz konusu olduğunda kimilerimiz nedense bunu bencillik olarak görüyoruz.


Eskiden, bırakın gerçekten kendimle ilgilenmeyi, bu konu aklımdan geçip de düşündüğüm bir şey dahi değildi. Kendimle ilgilenmeye zamanım olmadığını düşünüyordum, sevdiklerim, kariyerim ve bitmek bilmeyen bir yapılacak listem vardı. Kanserle beraber, kendimle ilgilenmemin bir öncelik olduğunu anladım. Kendime iyi bakmazsam, yarın bu dünyada olamazsam, zaten başkalarına nasıl yardımcı olabilirdim ki, ben olmazsam zaten kariyerim de olamaz, yapılacaklar listesi de kimsenin umrunda olmaz, unutulur giderdi. Çok düz bir mantık ama gerçekten öyle. Hastalanınca, bedenimin sınırları olduğunu ama ben sınırlarımı yeterince koyamadığım için bedenimin sınır koymak durumunda kaldığını fark ettim. Lösemi, bedenimin bana kendimle ilgilenmem, durmam, yavaşlamam, sakinleşmem, sınır çizmem, "hayır" demem gerektiğini anlatma şekliydi. Bunu fark etmemle beraber gerçek bir yol ayrımında olduğumu anladım. Ya eskisi gibi hayatımı devam ettirecektim, kendimi ön plana almadan, kendimi zorlamamam gerekirken sonuna kadar gitmeye, "hayır" demem gereken şeylere "evet" demeye devam edecektim ya da bedenimle ve kendimle ilgilenmeye başlayacaktım.


Kendimle ilgilenirsem bencil bir insan mı olurum?

Kendimizi önemsemek ve ilgilenmek, bencil olmanın tam tersidir çünkü bizi güçlendirir ve sevdiklerimizi daha iyi desteklememizi sağlar. Özellikle, kadınlar olarak, biz kendimizle ilgilendiğimizde bencillik yaptığımızı düşünüyoruz ve suçluluk duyuyoruz. Oysa, içsel mutluluğumuzu bulamaz, enerjimizi yükseltemezsek bir zaman sonra kendimize ve sevdiklerimize faydamız azalır ve en iyi halimiz olamayız. Her zaman verdiğim bir örnek var; kendimizi bir kupa ya da kova gibi düşünelim, kovanın altında delikler varsa, ne kadar su doldurursak dolduralım, içi dolmaz. Ne kendimize su verebiliriz ne de sevdiklerimize. Kendimizle ilgilenmek, delikleri yamayıp, kovanın altını güçlendirip kendimizi daha güçlü, enerjik ve sağlıklı yapabilmenin bir yolu.

Kendimizle ilgilenmenin yapı taşları


Kendimle nasıl ilgilenebilirim?








Kendimizle ilgilenmenin faydaları nelerdir?


Benimle beraber kendinizle ilgilenmeye ne dersiniz?


Bazen nereden başlayacağınızı bilemeyebilirsiniz. Olsun, küçücük bir adımla başlayın, merak etmeyin, gerisi gelecek. Bu ay Instagram’ımda “kendinle ilgilenme maratonu” başlattım. Hadi, yılın son ayında hep beraber kendimizle ilgilenelim, ne dersiniz?





Sevgilerimle, mutlu haftalar