X

Kadınlar Günü yurdun dört bir yanında reklamlarla kutlandı.


Bir temizlik markası ‘Kadınların içi rahat olsun, bütün pislikleri biz temizleriz’ derken inşaat firması ‘evi yuvaya dönüştürmeyi başaran kadınlarımızın’ kadınlar gününü kutluyordu.


Bu örnekler çoğaltılabilir, çünkü Kadınlar Günü’nün ne olduğunu anlamayan, anlasa da anlamazlıktan gelip bir fırsata dönüştürmeye çalışan pek çok marka var. Kadınlar Günü indirim yapılacak bir gün değil, sizi Anneler Günü ya da Sevgililer Günü’ne alalım.

Birleşmiş Milletlerin ‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ olarak kabul ettiği 8 Mart, çok az ülkede amacına ulaşıyor belki... Türkiye’de de bu anlamda bir hareketlilik var son senelerde: En büyük holdinglerin cinsiyetçiliğe karşı çıkan, kadına şiddete karşı duran mesajlarını görür olduk son zamanlarda...


Bunlar çok güzel hareketler ve gerçekten de umut verici... Ama bir yandan da insan merak etmiyor değil. Kadınlar Günü’nde bunca reklam veren şirketlerin kadın çalışanlarına karşı olan tavırları nasıl acaba?


Yasal hak ve yükümlülüklerden bahsetmiyorum. Onların ‘kağıt üzerinde’ olması gerektiği gibi olduğunu biliyoruz. Ama uygulamada nasıl?



Bunlar, sadece yeni doğum yapmış kadınları ilgilendiren sorular olsa da, anne çalışanların yaşadığı güçlükler bitmek bilmiyor. Okul zamanları, çocuğun hastalıkları, kar tatili gibi ani tatiller kadınları işyeri ile çocukları arasında bölünmek, dahası sıkışmak zorunda bırakıyor. Tüm bunlar sadece kadınların sorunlarıymış gibi görünüyor, erkek (baba) çalışanların bunlara dahil olması hiç düşünülmüyor.


Evet, kurumsal firmaların kadınlar gününde anlamlı mesajlar vermesi umut verici. Uzun vadede, yavaş da olsa değişimin başlangıcı belki de... Ama resmin tamamına bakınca henüz çok eksik var.