X

Bugün size zor bir kavramdan bahsedeceğim. Ölüm temizliği.


Aslında ölüm konuşmaktan çok hoşlanmadığımız bir kavram ama arkasından şöyle bir gerçek geliyor; vefat eden kişinin eşyalarının elden geçmesi, dağılması, bağışlanması. İsveç'te bir adet var. Adına ölüm temizliği deniyor. Burada amaç şu; başkaları sizin için bunu yapmak zorunda kalmadan sizin yapmanız.


Bu konuda yazılan The Gentle Art of Swedish Death Cleaning kitabında yazar Margareta Magnusson, İskandinav mizahı ve bilgeliği ile okuyuculara bu açıdan bakarak minimalizmi nasıl benimsemeleri gerektiğini anlatıyor.


Konu, başlığından dolayı biraz sarsıcı olsa da sadeleşmeye bakış olarak değerlendirince gerçekten farklı ve aslında çok hayatın içinden bir yerden önerilerle geliyor.


Yazar Margareta Magnusson, insanları küçülmeye ve yaşlandıkça kendi eşyalarını sorumlu bir şekilde temizlemeye başlamaya teşvik ediyor, böylece bir gün gittikten sonra akrabalarının her şeyi yapmak zorunda kalmayacağını bilge, kibar, esprili ve iyimser bir şekilde, nasıl başlayacağınızı, kıyafetlerle, kitaplarla, koleksiyonlarla, fotoğraflarla, hatta evcil hayvanlarla nasıl başa çıkacağınızı ve hayatınızın gizli kısımlarını nasıl temizleyeceğinizi yazıyor. Kendi hayatından pek çok kişisel hikaye ve anekdotta olduğu gibi çoğumuz, kocasının kariyeri ve beş çocuğunu yetiştirdiği süre boyunca Margareta'nın olduğu kadar -toplamda on yedi kez- taşınmadık. Yazar kitabı yazarken 80 yaşını aşmış. Artık bir bahçeye veya bir ev dolusu şeye bakamaz durumda olduğunu da belirtiyor. Bu yüzden buna ek olarak neyin önemli olduğunu ve daha küçük yaşam alanlarında işe yarayacak şeylerden nasıl keyif alınacağını anlatıyor. Daha küçük bir dairede yaşayanlar için neye ihtiyacı olabilecekleri gibi önerileri de var.


Kitaptan bir alıntı bakalım sizin de hoşunuza gidecek mi; “Başkaları için birçok kez ölüm temizliğini yaptım. Kimsenin bunu dileyeceğini - ya da yapabileceğini asla hayal etmeyin."


"Kendinle ilgilenmek için zaman ayır. Seni ne kadar severlerse sevsinler, bu yükü onlara bırakma."


Ve bazı öneriler;


- Büyük eşyalarla başlayın ve küçük şeylere (resimler, mektuplar) kadar inin.


- Sevdikleriniz sizden güzel şeyleri miras almak istiyor.


- Anılarınız ailenizinkiler ile aynı değil. Bir kişinin kurtarmaya değer olduğunu düşündüğü eşyası bir sonraki kişiden farklıdır.


- Değer verdiğiniz ve ölene kadar saklamak istediğiniz ancak atılabilecek şeylerden oluşan bir "atma kutusu" oluşturun.


- Ölüm temizliği 65 yaşından sonra biri için hoş bir deneyim olabilir.


- Kendinize sorun: Bunu tutarsam tanıdığım biri daha mutlu olacak mı? Değilse, gönderin!


- Öldüğünde tüm eşyalarına ne olacak? Eşiniz evdeki tüm çöpleri atmak için yıllarını harcamak zorunda mı kalacak? Çocuklarınız hepsini çöplüğe mi gönderecek?


Kültür olarak bu konuları düşünmek bize çok uzak ama fikir beni etkiledi. Özellikle de ailemden bir kayıptan sonra bizzat ev temizliğini yapınca. Sizlerin de neler düşündüğünü merak ediyorum. Yazıyı okuyunca bana sosyal medyadan mesaj atabilirsiniz.