Jetgiller olmuşuz, haberimiz yok!

Teknolojik Anneler olarak her gün onlarca site dolaşıyor, onlarca makale okuyoruz. En ilginç bulduğumuz ürünlere her gün İnstagram hesabımızda yer veriyoruz. Gün geçtikçe ve fotoğraf koleksiyonu büyüdükçe fark ettik ki; hayatımıza eklenen her bir ürün, aslında küçüklüğümüzde izlediğimiz bilimkurgu filmlerini anımsatıyor. Jetgiller olmuşuz haberimiz yok!

Hepsinin kendi hayatımızda var olduğunu sayıp hayal kuralım mı biraz? ;)

Daha yataktan kalmadan başlıyor teknolojik hayatın. Akşamdan kurduğun kahve makinen sen kalkmadan kahveni yapmaya başlıyor, ekmeğin ise çoktan pişti, demleniyor. Az sonra kızartacağın dilimin üzerinde hava durumu basılı olacak. Buzdolabın kapağının üzerindeki ekrandan sana nelerin eksildiğini bildiriyor olacak.

Kuş sesli mizansenli alarmıyla akıllı telefonun çalıyor ve fırlıyorsun. Ama ilk önce ekran kilidini açıp telefona bakıyorsun! Ekranda son mesajların yanı sıra hava durumu, dünya üzerinde tam olarak bulunduğun nokta, dünyadan son haberler ve arkadaşlarından son gelişmeler var.

Dişini fırçalarken diş fırçan 2 dakika sonra otomatik olarak duruyor. Yüzünü yıkadığın jel 20 saniye sonra renk değiştirip sana ‘temiz’ olduğunu haber veriyor. Duşta telefonundan ayrılmayı istemiyorsan onu perdendeki su geçirmez cebe sokup, radyonu açıyorsun.

Çamaşır yıkarken renklileri beyazları ayırma gibi dertlerin yok; makineye çamaşırlarla birlikte -bu sorunu ortadan kaldıran- bir bez mendil atıyorsun. Klozetin kendi kendini temizliyor. Lavabon bakteri tutmuyor, halın mikrop barındırmıyor, perdelerin kumanda ile açılıp kapanıyor.

Evden çıkmadan önce şemsiyenin sapına bakıyorsun yan gözle, yağmur ihtimali varsa rengi değişiyor. Üzerindeki mont, vücut ısını zaten sabit tutuyor. Bileğindeki bileklik kalp ritmini ölçüyor. Çantandaki ilaç kutusu ilacın vakti geldiğinde sana haber veriyor.

Araban seni mutlu bir ses tonuyla selamlıyor. Lastik basıncı, benzin vb sıkıcı haberleri veriyor. GPRS sana gideceğin yere varana kadar eşlik ediyor. CD çaların ruh halini algılayıp, uygun müzikler çalıyor.

Telefonundaki uygulamadan çocuğunun okuluna vardığını görüyorsun. Zaten gün içinde istersen, USB’sine koyup götürdüğü ev ödevini sunarken onu web-cam’den izleyebilirsin.

Gün içinde sevdiklerinle mesajlaşıyor, görüntülü bağlanıyor, iş görüşmelerini online yapıyorsun.

Gözündeki ‘gözlük’ ile, o an gördüğünü, sevgilinle paylaşıyorsun.

Akşam yemek yapmak için mutfağa girdin; fırının sana mevsime uygun yemek önerisinde bulunuyor. Sağolsun, malzemeleri ve tarifi de paylaşıyor. Nano teknoloji mini seralarda yetiştirdiğin yeşilliklerden salatayı hazırlıyorsun. Sağlıklı içecekleri kabuğu/çekirdeği dert etmeyen akıllı robotun sağlıyor.

İki çekmeceli bulaşık makinesinin temiz çekmecesinden aldığın tabaklarla sofra kuruyorsun. İşleri bitince kirli gözüne bırakacaksın. Hazmı kolaylaştıran çayını alıp koltuğuna kurulacaksın.

Yorgunluğunu masaj yapan koltuğun 2 dakikada alıyor. Kablolu televizyonun sana film önerilerinde bulunuyor. Gözün yorulmasın diye ortam ışıkları otomatik ayarlanıyor.

Bu zooor günün sonunda (!) bakteri tutmayan, kas ve iskelet sistemini destekleyen sıcacık yatağına uzanıyorsun. Kişiye özel yastığın, sürekli yan yattığını biliyor, şekli ona göre belirlenmiş. Tabletinden kitabını okuyor, usulca gözlerini kapatıyorsun. Nasılsa tablet de, ışıklar da bir süre sonra uykuya geçiyor!...

Hayal mi dersiniz?