Balık burcunda Dolunay – Kaçmak, kaçınmak, kaçamak
6 Eylül günü, İstanbul saatine göre 10.03’te Zodyak çemberinin son burcu olan Balık’ın 13. Derecesinde Dolunay fazına tanıklık edeceğiz. Merkür’ün Retro döneminin bitişine ve transit Mars’ın Başak burcuna ilerleyişine de eşlik eden Dolunay fazı, en genel anlamıyla son 1 aydır hayatınızı meşgul eden mevzuların olumlu ya da olumsuz yönde bir sonuca bağlanması anlamına gelebilir. Dolunay, Balık/Başak eksenini kapsadığından “kurban ve kurtarıcı” komplekslerini bir hayli vurguluyor. Dolayısıyla son birkaç gün içinde birilerinin kurbanı olduğunuzu ya da birilerini sürekli kurtarmak zorunda kalanın siz olduğunu düşünmeniz mümkün. Tam da bu noktada, kurban ve kurtarıcı ikileminin bir madalyonun iki yüzü olduğunu, kendini feda etmenin ardında yatan kurtarıcı olma arzusunu ve her kurtarıcının aslında bir kurban olduğunu fark edebilmek gerekiyor. Başkalarının sorumluluklarının ne kadarının üstlenilmesi gerektiği ve sorumsuz davranışlar arasındaki dengenin sağlanması mühim.
Dolunay haritasında, Balık burcunun modern yöneticisi Neptün’ün Ay ile kavuşum, Güneş ile karşıt açıları göze çarpıyor. Neptün’ün açıları, anne ve baba, çocuk ve aile gibi konularda karmaşa, uzaklık, kararsızlık anlamına gelir. Bu açılar ebeveynlerinin kurbanı olduğunu hisseden veya kendini ailesini kurtarmaya adayan kişileri, davranış ve tutumları ön plana taşıyabilir. Suçluluk duygusunu ve duyguların derinliğini temsil eden Neptün bize, kırılgan buzun üstünde bir sisin içine doğru yürüdüğümüz hissini verirken, aslında başkalarının bizi gerçekte sevip sevmediklerini sorgulayabiliriz. Bunu yaparken de konuşmaktan, yüzleşmekten ve karar vermekten ilaçlar, alkol, TV, internet benzeri bağımlılıklara sığınarak kaçınmamız olasıdır.
Kuralların ve sınırların silikleştiği Balık burcu, siyah ve beyaz arasındaki gri bölgelerdir. Yakınlarına uzak olmak, uzaklara yaklaşmaktır. Bağımlısı olunan şeyler nedeniyle çekilen acının, açık yürekli davranıldığı için suiistimal edilmenin, azizler ve günahkârların, kalabalıklar içindeki yalnızlıkların simgesidir. Burçlar kuşağının son aşaması olan Balık’taki Dolunay ilişkilerin kadersel neticesi, psişik ve mistik rüyalar, uyku ihtiyacı, sezgisel gözlemler, derin düşüncelere dalmak demektir. Dolunay'ın yoğunluğu ve kaybolmuşluk hissi kişinin kendisine zarar vermesine sebep olabileceğinden, kendini korumaya yönelik insanlar, olaylar ve bunlara dair hisler arasında belli sınırların çizilmesi zorun hale gelir.
Balık burcundaki Dolunay akışkan ve sıvı bir enerjidir. Dünyanın tüm suları, gözyaşları da dâhil olmak üzere adeta Neptün’ün çağrısına kulak vererek yükselir, taşmak ve yeniden birleşmek için bir çatlak ararlar. Duygusal kırılganlığınızın fiziksel rahatsızlıklara dönüşmemesi için canınızı acıtan insanları değil, neden acı çekiyor olduğunuzu çözümlemeye çalışmanız faydalı olacaktır. Böylece içinde dönüp durduğumuz duyguların lodosunu, bereketli poyraza çevirebiliriz.
Dümenimizin bozulduğu, pusulamızın afalladığı böyle bir evrede devam edebilmek için içimizdeki şifacıya danışmayı, insanları yargılamadan ve duygusal ağırlıklarını yüklenmeden onları kabul gördüklerini hissettirerek rahatlatmayı öğrenmemiz gerekir. Zayıflıklarımız ve hatalarımız yüzünden kendimize acımak ve başkalarını suçlamak yerine, ruhen özgürleşmeli ve bağımlılıklarımızın objesi olan insanları da serbest bırakabilmeliyiz.
Venüs’ün bir üst oktavı olan Neptün spritüal aşk, yaratıcıya duyulan aşk anlamına da gelir ve Dolunay evresinde suyla ilgili tüm terapiler kadar dua etmek yani kendi içindeki yaratıcı enerjiyle iletişime geçmek de insana iyi gelir. Sanatın her alanında aktif olmak için ideal bir dönem olan Balık Dolunay'ında, kırık kalbimizi dönüştürmenin yollarına başvurmalıyız.
Tam da böyle bir niyetle çıktığım bir yolda, olağanüstü güzellikte bir bahçede, kırılmış şeylerin biraraya getirildiği bir zemine rastlamıştım. Kendine özgü yeni bir bütünde anlam bulan parçalara bakıp da “yüreğin içindekiler de biraz böyle olmalı” diye düşünmeyen var mıdır?
Cesaret ve umutla...
YORUMLAR