Balık Burcunda Ay Tutulması: Gölge Oyunu

7 Eylül gecesi, Balık burcunun 15. derecesinde İstanbul'a göre saat 21:08'de tam Ay tutulması gerçekleşecek. Yaklaşık 1 saat 22 dakika sürecek bu tutulma, Avrupa'dan Asya'ya, Afrika'dan Avustralya'ya kadar geniş bir coğrafyadan izlenebilecek.


Gölge Oyunu

Ay ve Güneş tutulmaları gökyüzünün en eski tiyatrosudur. Dünya usulca araya girer ve ışık kesilir. Ay kısa bir süre solgun bir maske takar, gövdesi sanki derin bir suya iner. O anda zaman akmayı bırakır, sesler susar, insan kalbinin karanlıkta nasıl attığını duyar. Sonra ışık ağır ağır geri döner, maske çözülür, Ay yüzünü dünyaya yeniden gösterir. Biz başımızı göğe döner ve her defasında yeni hissettiren bu eski oyunu sessiz bir hayranlıkla izleriz.


Yaşamın Sürmesi İçin Çözülme Kaçınılmazdır

Yılın bu aşamasında hayal ile hizmet, teslimiyet ile düzen, şefkat ile sınır yan yana durmak ister. Kaçışa dönüşmüş alışkanlıklar artık sığınak değil, yük olur. Bağımlılık tadı veren konfor alanlarının kabuğu çatlar ve içinden çıplak gerçek çıkar. Kurtarıcı ile kurban aynı sahnede yer değiştirir, rollerin cilası dökülür ve geriye yalnızca temeli sağlıklı olan bağlar kalır.


Hayat, hiçbir düzenin sonsuza kadar sürmesine izin vermez. Mutlaka bir şeyler çözülür, dağılır, bozulur, değişir. Çünkü yaşam durağan bir korunaklılık hali değil, sürekli bir akış ve dönüşümdür.


Sınırlar

Balıkta tutulma bilinçaltının arşivini aydınlatır. Perde incelir. İki uç aynı anda konuşur. Bir yanda merhamet ve ilham. Diğer yanda kendini feda etme ve gerçeklikten kaçma. Dengeyi belirleyen şey niyet ile sınırdır. Neyi bağışlayacağını, nerede duracağını, hangi duyguyu suya bırakıp hangisini karaya çıkaracağını bu çizgiler söyler.


Birincil Etkiyi Alan Burçlar

Etki en çok değişken burçların orta derecelerinde gezegenleri ya da önemli noktaları olanlarda hissedilir. İkizler, Başak, Yay, Balık hattı sahneye daha yakın bir sıradadır. Bu yakınlık ayrıcalık değil sorumluluktur. Duygusal arınma hızlanır. Toksik bağlardan geri çekilmek gerekir. Doğru mesafe doğru adımları da beraberinde getirir.


Tutulmanın Sorusu

Tutulmanın soruları yalın ve serttir. Düzen mi gerçek, kaos mu gerçek? Biçim mi önemli, öz mü? Kontrol mümkün mü? Kime merhamet ediyorum? Kimi bahane ediyorum? Kimi kandırıyorum? Nerede hayır demem gerekirken evet dedim? Hangi yük bana ait değil? Hangi bağ beni büyütüyor, hangisi küçültüyor? Neyi bırakmalıyım? Neyi korumalıyım? Hayatı tutarak mı yaşamak gerek, bırakıp akarak mı? Bu soruların cevapları ayrılacak yolları ve kalacak bağları ayıklayacaktır.


Rüyalar ve Rutinler

Tutulma zamanı rüyalar çoğalır, uykular kısa olsa bile hatırlanırlar. Bu rüyalar bedenin hafızasında saklı olan anıların ve duyguların yüzeye çıkmasına aracılık eder. Sezgiler derinleşir, bilinç katmanları incelir ve insan kendi içindeki saklı hikâyelerle karşılaşır. Böyle zamanlarda Güney Düğümün Başak tarafı mükemmeliyetçi yanımızı tetikler. Başak bize her şeyi kurtaracak tek yolun düzen kurmak olduğunu fısıldar. İşlemeyen düzenler artık taşınamaz, tıkanmış sistemler mutlaka bırakılır.


Başak'ın düzeninden ilham alarak bedeni besleyen, zihni berraklaştıran, gündelik işleri kolaylaştıran basit alışkanlıklar yaratılabilir. Balık'ın hatırlattığı ise bu rutinlerin ruhu boğmaması, esnekliğe izin vermesi ve ilham için boşluk bırakmasıdır.


Kolektif düzeyde vedalaşma arınma ve atalarla temas öne çıkar. Eski bir yük omuzdan inerken yeni bir çalışmanın zemini açılır.


Tutulmaların Ortak Dili

Tutulmaların dili bitiştir. Bazen bir ilişki bazen bir alışkanlık bazen de içimizde taşıdığımız eski bir duygu sessizce yer değiştirir. Görünürde küçük olan fakat içeride ağır duran yükleri bırakmaya zorlar. Bir başka ortak dil ise görünmeyenin görünür oluşu. Gündelik sisin içinde seçemediğimiz çatlaklar tutulma anında netleşir. Bir bakış bir cümle bir rüya derindeki fay hatlarını işaret eder. Duygular büyür kabarır olduğundan daha büyük görünür. Bu yüzden verilen kararlar kaderin yönünü sessizce bükebilir.


Önce Bırakış, Sonra Kuruluş

21 Eylül tarihinde Başak Güneş tutulması var.


Yani Ay tutulmasıyla önce bırakış, sonra Güneş tutulmasıyla birlikte kuruluş.


21 Eylül geldiğinde bu enerji yeni bir biçim kazanır. Önce kabarıp taşan su durulur. Sonra berrak bir kanala dökülür.


Bedenin Söz Hakkı

Balık burcu bedenin en hassas taraflarını temsil eder. Ayaklar, lenf sistemi, bağışıklık, hormon dengesi ve ruhsal hassasiyetler bu burçla bağlantılıdır. Ay tutulması sırasında bu konularda zorlanma görülebilir. Ayaklarda şişlik, ödem ya da hassasiyet artabilir, bağışıklık zayıflayabilir, alerjik tepkiler ortaya çıkabilir. Alkol ve ilaçların etkisi daha yoğun hissedilir, uykusuzluk ya da dengesiz beslenme bedeni çok daha hızlı yıpratır. Ruhsal sınırlar da bulanıklaştığı için kaygı ya da belirsizlikler bedene ağrı veya yorgunluk olarak yansıyabilir.


En iyi tutum gözlem yapmaktır. Bir adım geri çekil. Bu bana neyi gösteriyor/bana ne anlatıyor diye sor. Böylece karanlıkta kalan anlam ve şifa yavaşça ortaya çıkacaktır.


Tutulmaya Eşlik Eden Transitler

Satürn ile Neptün

Arka planda Satürn ile Neptün yan yana. Biri biçer kural koyar sınır çizer. Öteki taşkın denizdir sis dalga hayal getirir. Aynı noktada buluştuklarında tek bir soru büyür. Gerçek nerede başlar yanılsama nerede biter. Saturnus figürü hasadın efendisi olarak fazlayı keser. Neptunus sonsuz suyun efendisi olarak ufku eriten çizgidir. İkisi bir araya geldiğinde insan hem taş gibi bir hakikatle hem de gözün seçmekte zorlandığı bir ufukla yüzleşir.


Ay Satürn'e Yaklaşırken

Ayın Satürne yaklaşması duygunun duvara çarpmasıdır. İçeride kabaran şey dışarı akacak kanal bulamaz. Anlatmak istersin fakat karşındaki duvar gibi susar. Ağlamak istersin fakat göz pınarın kurudur. Sevmek istersin fakat karşılık gelmez. Duygu akmaz. Geri döner. İçeride uğuldar. İşte o anlar neyin mümkün olduğunu ve neyin artık mümkün olmadığını duru bir soğukkanlılıkla gösterir.


Mars ile Chiron Karşı Karşıya

Gökyüzünün başka yerinde Mars ile Chiron karşı karşıya duruyor. Yaralı savaşçı arketipi sahneye çıkıyor. Saldırmak istersin ve tam o anda kendi zayıf noktanı yoklarsın. Yumruğu savurursun ve acıyı en çok kendi elinde hissedersin. Bu açı öfkeyi, savunmayı, utancı aynı anda uyandırır. Doğru hamle bir güç gösterisi değil zekice ve temiz bir kesidir. Gereksizi kes. Kanayan yeri sar. Nefesini düzene sok.


Yükselen Boğa

Tutulmanın yükseleni Boğa. Soru net. Ayağın nereye basıyor. Ayağın yere sağlam bassın. Güvenlik kaynaklar beden somut dünya öne çıkar. Hayal kırıklığı bile bedende konuşabilir. Ağır bir uyku. Beklenmeyen bir direnç. Yavaşlama isteği. Boğa yükselirken doğru ritim acele değil istikrar olur. Evi geliri bedeni yeme içmeyi dokuyu ritmi düzenlemek soyut soruları sakinleştirir.


Jüpiter'in Açtığı Kapı

Jüpiter Ay ile Güneşe iyi bir kapı aralıyor. Boğucu ağırlığın içine giren ferah bir rüzgar gibi. Fırsat, anlam, genişleme. Bir sandal şişer ve seni kıyıya taşır. İyimserlik burada boş teselli değil kabı büyütme gücüdür. Duyguyu taşıyacak yeni bir kap bulunduğunda taşma durur. Öğrenmenin ve paylaşmanın yolunda olan insanlarla temas kurmak küçük de olsa doğru yöne atılan adıma bereket katar.


Eşik ve Tanık

Saturnus ölçüyü ve hesabı hatırlatır. Ektiğinin karşılığını biçersin. Neptunus ufku eritip sınırları bulanıklaştırır. Hem tehlike hem esin taşır. Jüpiter eşiğin tanrısıdır. İki yüze sahiptir. Geçmişe ve geleceğe aynı anda bakar. Tutulma tam olarak böyle bir eşik anıdır. Eski kapı kapanır. Yenisi açılmak için sessizce bekler.


Doğru Zaman Doğru Ritim

Bu günlerde asıl hüner aceleyi bırakmaktır. Önce duygunun ilk dalgasını izle, sonra kararını ver. Bedenine su ver, tuzunu dengede tut, uykunu düzelt. Rüyalarını yaz, küçük düzenlemeler yap, hafifle. Gücün gösterişte değil, ritmin tutarlılığında saklı olduğunu unutma.


Hikâyeni kime anlattığından çok, kimin seni gerçekten duyduğunu fark et. Yıllardır içinde taşıdığın sırlar herkese açılacak şeyler değildir. Dönüşüm kalabalığın gürültüsünden değil, sahici bir tanıklıktan doğar. Anlatacağın kişi çok olmak zorunda değildir, önemli olan seni duyan birini bulabilmektir.


Günlük hayatında atacağın küçük ama kararlı adımlar senin anahtarındır. Rüya defterini başucuna koy ve her sabah birkaç kelimeyle de olsa yaz. Kısa yürüyüşlerle ritmini koru. Bedeni yormayan hafif yiyeceklerle beslen. Cüzdanını, ajandanı, posta kutunu sadeleştir. Evinde tek bir köşeyi merkez seç ve onu her gün kusursuz tut.


Attığın küçük adımlar seni yavaş ama kalıcı bir dengeye taşıyacak. Tutulma sonrası bırakılan her şey, yerine daha temiz ve sade bir düzenin doğmasına izin verecek. Yol, acele etmediğinde ve kendi ritmine sadık kaldığında kendiliğinden açılacak.


Cesaret ve umutla



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.