Davranışa değil kökenine bakmak...
Çocuğun sorunlu davranışının nedeni sinir sisteminin hassasiyetinde saklı!
** ** **
-Akşamları elimi tutmadan uyumuyor
-Kakasını tutmaya başladı
-Kreşe gitmek istemiyor
-Söz dinlemiyor
-Yemek yemiyor
-Çok yavaş
Ve ben anne baba olarak sorunlu bulduğum bu davranışın değişmesini isterim. Önce çocuğumu zorlarım: O kreşe gitsin, o kakayı yapsın, o yemeği yesin, elimi tutmadan uyusun diye. Sonra ağlamalar daha da artar; o yemek artık hiç yenmez ve o uyku hiç uyunmaz. Ya da tam o konuyu çözdüm derken yenen bir tırnak, hiç beklenmeyen bir tik, koparılan bir dudak çıkıverir karşıma.
Sorarım sağa sola "Ne yapabilirim?" diye. Ne kandırmalar, ne zorlamalar, ne de ödüllerin fayda etmediği o yerde, biri bir doktor tavsiye ediverir. "Şöyle yapın, böyle yapın" diye başlayan cümleleri dinleyip, hatta verilen ilaçlara tüm umudumu bağlayıp, "nasıl hallederim" diye başlayan konuşmalarla yatıp kalkıp, bir günden bir diğerine biraz değişen ama çözüme hala ulaşmayan davranışlarla devam eder bulurum kendimi.
Hayatımda pek çok şeyi halletmenin öyle veya böyle bir yolunu bulurken, çocuğumun sorunlu davranışına çözüm bulamamanın çaresizliği, kocaman bir strese dönüşür ailemin içinde.
**
-Sadece 3 yaşındayım. Sinir sistemim, annemin elini tutmadan uyumama izin vermiyor. Bana para kazanmak, işe gitmekten bahsediyorlar. Hiç birini anlamıyorum. Sadece akşamları karanlık ile tetiklenen sinir sistemimdeki anlamadığım kasılmayı annemin elini tutarak uyumak dindiriyor. Neden her zaman tutmuyor?
-6 yaşındayım ve annem yemek yemediğimi düşünüyor. Sofra zamanları gelince içimde bir şeyler oluyor ve acıkmıyorum. Annemin zorlama hali sinir sistemimde stres yaratıyor ve sindirim sistemim yavaşladığı için hiç bir şey yiyemiyorum. Artık nerdeyse hiç acıkmıyorum.
-5 yaşındayım. Kendimi bildim bileli bana "hadi" deniyor: "Hadi çıkıyoruz, hadi yemeğini bitir, hadi pijamanı giy". Yapamıyorum. Babamın sözlerinin telaşı ve sinirli yüzü benim sinir sistemimde bir sıkışma yapıyor ve o an ne olduğunu bilemediğim bir gerginlik oluyor bedenimde. Onlar benim bunu bilerek yapmadığımı düşünüp daha da zorluyorlar. Ben ise daha bir yavaşlıyorum. Üstelik her şeyin kendi suçum olduğuna inandığım bir gelişim döneminde bulunduğum için, bana söyledikleri tüm o olumsuz sözlere inanıyorum. İnandıkça daha da yapamıyorum.
-Kakamı tutmak çok zor. Canım acıyor. Ama o tutma hali bir şeye iyi geliyor sanki. Ne olduğunu bilemiyorum. Keşke bilsem. Belki babamın artık eve gelmemesi. Ya da o yeni gittiğim ve gitmek istemediğim kreş. Bana verdikleri o kayısı ya da o ilaç değil istediğim. Onları yiyince kakam akıveriyor. Neden bu benim kakam ve benim kendi istediği zaman tuvalete gitmeme izin vermiyorlar?
**
Çocuklar, halledilmesi gereken davranışlar bütününden daha öte bir şey. Gecenin karanlığına olan korku, tutulan kakanın acısı, tutturulan bir kurabiyenin öfkesi, başka duyguların maskesi olabiliyor kimi zaman: Karanlıktan korkmam, annemin öfkesinden korkmamdan daha kolay desem. Sinir sistemim kollarımı açarak sığındığım ebeveynimden korkmamı yönetebilir mi! Annemle babamın boşanması ile olan duygularımı, kakamın acısı ile bastırdığımı söylesem! Ya da tüm gün babamı görmememe olan öfkemi, kurabiye isteğimle dışa vurduğumu.
Çocukların beyin yapısı, tüm olanları anlayabilecek ya da söze dökecek olgunlukta değil. Beyin kabuğunun inşası 25 yaşa kadar devam ediyor. Sinir sistemleri ise ancak ilişki içinde olgunlaşmayı öğreniyor. İlişkide söylenen sözler değil, onların nasıl söylendiği sistemi etkiliyor. "Seni anlıyorum" cümlesi, altında yoğun bir empatiyi barındırmadıkça, sinir sistemine bir etki yapamıyor kısaca.
Sorunlu davranış, stresi yönetemeyen bir sinir sisteminin duruma adapte olma hali. Bu durumda ebeveyn konuya sadece davranışı düzeltmek olarak odaklanırsa, o davranışı daha da sorunlu hale getirmekten öteye gidemez. Örneğin elinizde bir sihirli değnek olduğunu ve sabah uyandığınızda kaka sorununun halledildiğini düşünün. Ertesi gün konu karşınıza sebepsiz ağlamalar olarak çıkabilir. Ona da "abrakadabra" yaparsanız, bir diğer gün tırnak yiyen ya da kekeleyen bir çocuk bulabilirsiniz karşınızda. Sorunun kökeni halledilmez ise sinir sistemi farklı adaptasyon yöntemleri bulmak zorunda.
"Anne niye babam artık eve gelmiyor, onu özlüyorum" diyen çocuğa verebileceğiniz bir çözüm yok. Her hangi bir çözüm için atılan her adım sinir sistemini acıtmaktan başla bir işe yaramaz. Oysa "kolay değil babanı özlemek, kolay değil bir o eve bir bu eve gidip gelmek" sözleri ile içinde yaşadığı yası dışa vurmasına izin vermek, sinir sisteminin olgunlaşmasına destek vermek anlamına geliyor. Gün içinde yaşanılan her zor olay sinir sisteminin esnemeyi öğrenmesi için bir fırsat.
Sağlıklı bir sinir sistemine ulaşmaya giden yol, duyguların dışa akmasından geçiyor. Bunun bir süresi veya bir yöntemi yok. İhtiyaç olan tek şey çocuğunu seven ve bu sevgisini dışa vurmaya zor duygularla da cesaret eden bir ebeveyn.
Son söz: Ancak kendi duygularımızı anladığımızda çocuklarımızın duygularını dışa vurmalarına izin veririz.
YORUMLAR