X

Her kafadan bir ses çıkıyor. Herkes bir şeyin zararından bahsediyor. Ne yesek ne yapsak "bu da şöyle zararlı" diyenler bol bol var maşallah. Çok merak ediyorum herkes bu kadar izole yaşayabiliyor mu?


O kadar küçük detaylara takılıyoruz ki ana tabloyu kaçırıyoruz. Bana gelen bazı sorularla örnek vermek istiyorum.


Şöyle bir gerçek var. Doğadaki tüm besinleri doğal formunda yemek en sağlıklısı. Buğdayı tane olarak, elmayı elma olarak, domatesi domates olarak... Pişirilen, püre yapılan, ufaltılan her şey doğal halinden bir şeyler kaybediyor. Vücudumuz onları sindirirken daha az enerji harcıyor ama bu yüzden yemek mi yapmayacağız? Yapmayın allah aşkına. Yulaf ezmesini biraz daha ufaltma ile azalacak yarar o kadar küçük ki. Siz paketli, işlenmiş ekmek tüketeceğinize yumurtanızın içine rondodan geçmiş yulaf koyarsanız burda azalan faydaya üzülmeyin. Ekmekle kıyasladığınızda yaptığınız tercihin güzelliğine sevinin.


Spor yapmanın saati olmaz. Siz yeter ki yapın. Tabii ki sabah yapılan spor daha iyi oluyor, gün boyu metabolizmanız daha çok çalışıyor ama sabah yapamadık diye hiç mi yapmayalım? Vücudumuzu bundan mahrum mu bırakalım? Spor yapılırken nabız yükseldiği için bu yükselen nabzın uyku kaçıracağı söyleniyor. Zaten spor yapmanın zor geldiği bir toplumuz. Hop bu bahaneye hemen tutunuyoruz. Akşam yapılan spor uyku kaçırmıyor. Aksine hareket ettiğiniz için daha derin ve temiz uyuyorsunuz.


Kabartma tozu, paketli mayalar biraz kimyasal madde içeriyor. Buna söz yok. Kullanmasak ne kadar iyi olur aslında. Karbonat da kabartma tozunun görevini yapıyor ve daha masum bir seçenek ama onun da içeriği çok temiz denemez fakat evde yaptığımız krakerlerde, poğaçalarda, ekmeklerde kullanıyoruz. Bu sefer "vay efendim kabartma tozu zararlı". Bana inanın evde faydalı bir unla kendi yaptığınız kabartma tozlu poğaça marketten aldığınız paketli sunta bisküviden, pastaneden aldığınız içinde ne olduğu belli olmayan yağlı, beyaz unlu poğaçalardan yüzlerce kat daha iyidir.


Kim demiş? Kefirin içinde ne kadar güzel probiyotikler var. Bağırsağımıza faydaları sonsuz. Vegan olmak takdir edilesi bir tercihtir ama şayet vegan değilseniz kendinizi kefirden uzak tutmanızın hiçbir mantığı olamaz. Keçi sütü sevmiyorsanız, inek sütü zararlı diye kefir mi içmeyeceksiniz? Organik inek sütü ile kefirinizi mayalayıp lütfen her gün tüketin. Bağırsaklarınız size teşekkür edecek.


Örnekler bunlar gibi çoğalır gider. Bir de bunlar devamlı sosyal medyada yazılınca hepimizin kafası karışıyor. Sırf bu yüzden sağlıklı beslenmek çok komplike gözüküyor ve nereden başlayacağımızı bulamayıp tamamen boşveriyoruz. Devamlı bu detaylara takılanlar acaba kendileri bir fanusun içinde mi yaşıyor? Şu anda tükettiğimiz tüm sebze meyvelerde tarım ilaçları had safhada. Maalesef bizim çiftçimizde bunları denetlemek, az kullanmak gibi bir şey yok.


Tüm baklagiller ilaçlı. Kurubaklagil içinde en fazla tarım ilacını tutan yiyeceklerin başında geliyor.


Hayvan endüstri deseniz zaten içler acısı. Hayvanların beslendiği mamalar kimyasal dolu. Tavuklar oksijen almıyor, yürümüyor. Balıklar çitfliklerde hiç yüzemeden mama ile büyüyor vs...


Bence yulafın un haline gelince zararlı olmasını değil de bunları konuşalım.


Genel tabloda nasıl beslenmeliyiz?





Her şeyin en doğalını tüketin, daha da fazla detayını düşünüp kendinizi çıkmazlara sokmayın. Hayatınızından ve yediklerinizden zevk alın. %90 temiz beslendiğinizde %10 da kendinize şımarma payı bırakın ki devam edebilmek için gücünüz olsun.


Bugün biraz şikayet ettim ama uzun zamandır bunu yazmak istiyordum. Sizlerden o kadar çok soru geliyor ki kafa karışıklıklarını biraz aydınlatmak istedim.


Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim.

www.semasumeli.com