HT Hayat Anasayfa Banu’nun kredi kartı borcu – 6. bölüm | Hayatın Sesi

“Sana ‘diyet gibi düşün’ demiştin. Kilo verdiğini görünce motive oluyorsun ve diyete kararlı bir şekilde devam ediyorsun, değil mi? Aynı hesap. İki hafta sonunda eline kalan para bak 400 lira. Öngördüğün şekilde harcamaya devam etseydin üçüncü haftaya meteliksiz girecek, kredi kartına sarılacaktın. Ay sonunda giderlerin, gelirini aşmış olacaktı. Kira, fatura türünden kalemler için otomatik ödeme talimatı ver, tamam. Ama bunun dışında kalan ödemelerin tamamını, kesinlikle –bak, üzerine basarak söylüyorum– kesinlikle nakit yapmaya devam. Kredi kartı kullandığında, ne para kazandığını anlıyorsun ne de para harcadığını. Kontrolünü kaybediyorsun, sonrası ise sırtında borç kamburuyla yaşamak. Hangisini tercih edersin?”


“Tabii ki borçsuz yaşamayı ve kenarda param olmasını Taner.”


“Yani artıda olmayı. Sen yıllardır eksidesin. Her şeyin var ama asla rahat değilsin.”


“Evet.”


“Üçüncü haftaya hazır mısın?”


“Evet ama...”


“Ama ne?”


“Hep bu şekilde devam edemem.”


“Nasıl devam edemezsin?”


“Yani saçlarımı hep evde kendim yapamam, öğlenleri hep kendi hazırladığımı yiyemem, sokaklarda parklarda bir yere kadar vakit geçirebilirim. Arada bir alışverişe, yeni bir şeyler almaya ihtiyacım var.”


“Çok iyi. Bunları söylemeni bekliyordum.”


“Önerin ne peki? Ne yapacağım”


“Kemerleri sıkmıştın, şimdi biraz gevşeteceksin. Kontrolün senin elinde olacak şekilde.”

“Ne yapacağım?”


“Haftada bir kuaföre gidebilirsin. Haftada iki gün iş arkadaşlarınla yemeğe çıkabilirsin. Perşembe günü kurulan pazardan tişört, çorap birkaç parça vs. alabilirsin. Bütün bunların kararını veren sensin. Kuaföre gideceğin güne, yemeğe çıkacağın güne, pazara gitmeye karar veren sensin. Anlaştık mı?”


“Niye böyle dedin?”


“Çünkü gerçek bu. Ben sana önerilerde bulunuyorum ama karar verip uygulayan sensin. Bu başarı senin. Basit ama sihirli sonuçlara ulaştıran, alışveriş sırasında kendine hatırlatabileceğin bir önerim daha var.”


“Hemen söyle. Ne?”


“Bir şey satın almak istiyorsun. Fiyatı yüksek. İlk sözün şu oluyor: Alamam, çünkü çok pahalı.”


“Aynen böyle söylüyorum.”


“Bunun yerine şunu söyle kendi kendine: Onu almamayı tercih ediyorum. Kıyasla. ‘Alamam, çünkü çok pahalı’ dediğinde nasıl hissediyorsun? ‘Almamayı tercih ediyorum” dediğinde nasıl hissediyorsun?”

“...”


“Bütün kararları alan, tercihleri yapan sensin. Ne bir marka, bir mağaza ne bir site ne bir banka, bunların hiçbiri değil. Satın almamayı tercih eden sensin.”


“...”


“Bugün itibarı ile bunu denemeye başla. Sonuçlarını gör.”


“Tamam.”


“Şimdi söyle bana, düşündün mü ‘arabam olmasa ne olur’ diye?”


“Evet. Aklıma ilk gelenleri not ettim.

Market alışverişini eve taşımam zorlaşır.

İşe gidip gelmem zorlaşır.

Akşam dışarı çıkınca eve zor dönerim.

Herkes maddi durumumun iyi olmadığını düşünür.”


“Çok iyi gidiyorsun Banu.”


“Neden? Bunları dedim, ne oldu şimdi? Sonuç ne?”


“İki haftadır market alışverişinde zorlanıyor musun gerçekten?”


“Pek değil. Azar azar aldığım için ağır olmuyor aslında.”


“İşe gidip gelmen zorlaştı mı?”


“Hayır.”


“Çünkü başka bir yol buldun. Avukat Mehmet, satın almacı Uğur... Bunu daha sonra ayrıca konuşacağız. Akşam çıktığında eve dönmen zorlaştı mı?”


“Biraz. Eve ya arkadaşlar bırakıyor ya da taksiye binmem gerekiyor. Bu yüzden daha az çıkıyorum.”


“Bunun bütçene olumlu yansımaları var. Daha az çıkınca daha az harcıyorsun.”


“Evet.”


“Peki Banu, araban olmazsa kimler maddi durumunun kötü olduğunu düşünür?”


“Başta işyerindekiler. Arkadaşlar. Yeni tanıştığım kişiler. Beni tanıyan ve tanıyacak herkes işte...”


“Maddi durumunun kötü olduğunu düşünürlerse ne olur?”


“Bana acırlar.”


“Sana acırlarsa ne olur?”


“Bana değer vermezler. Beni aralarına almazlar. Benimle arkadaşlık etmezler.”


“Seninle arkadaşlık etmezlerse ne olur?”


“Yalnız kalırım.”


“Yalnız kalırsan ne olur?”


“Yaşayamam Taner!”


“Çok güzel. Özetle bana şunu diyorsun: Arabam olmazsa yapayalnız kalırım ve yaşayamam.”


“...”


“Evet, bana dediğin bu. Bu doğru olabilir mi?”


“...”


“Banu, bütün bunlar senin kendinle ilgili düşüncelerin olabilir mi? Kendini uzaktan nasıl gördüğünü ve korkularını anlatan sözler?”


“...”


“Bunu biraz düşünmeni istiyorum. Başkalarının bizim hakkımızda düşüneceğine inandığımız şey, aslında bizim kendi hakkımızda düşündüğümüz.”


“Bana bunları başka biri deseydi, iki ağır laf eder kalkar giderdim, bir daha da suratına bakmazdım.”


“Neyse ki eski arkadaşız. Ergenüstü hallerimizi biliyoruz, birbirimizi tanıyoruz. Sözlerimizin ardında art niyet olmadığını biliyoruz.”


“...”


“Tablonu günlük doldurmaya devam. Her gün ne harcadıysan, açıklamasıyla yazıyorsun. Bu hafta ne kadar artıracağına kendin karar ver.”


“Tamam. Ben çıkıyorum şimdi. Öğle tatili bitmek üzere.”


“Anlaştık. Gitmeden bir şey göstereceğim sana. Basit bir hesap yaptım. İki haftada bankaya kredi kartı borcun için ödediğin faiz bak şurada. Sadece bil diye söylüyorum. Bunu ödemek zorunda değilsin.”


Banu derin bir nefes aldı.


“Biliyorum. Bir karar verip seni bu akşam arayacağım Taner.”


“İş çıkışı vaktin varsa buluşalım. Trafik rahatlayınca bırakırım seni evine.”


“Eğer evde olman gereken bir saat yoksa...”


Bu kez Taner derin nefes aldı.


“Yok, o iş bitti. Aldı eşyalarını, gitti.”


“İyi, tamam o zaman. Çıkacağıma yakın ararım.”


“Bekliyorum.”



7. bölüm 15 Mart 2019 Cuma hthayat.com’da...




Diğer bölümler:



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.