Normal doğum korkusu ya da çeşitli medikal nedenlerden ötürü birçok kadın, bebeğini sezaryen ameliyatı ile dünyaya getirmek durumunda kalıyor. Ancak sezaryende bile normal doğumun bazı avantajlarını sağlayacak şartları yaratmak mümkün.
Bu yöntemde anne karnında ufak bir kısmı keserek açan doktorlar, ilk olarak bebeğin başını dışarıya çıkarıyor. İşlemin ardından bebeğin kendi çabası ile doğmasını bekleyen doktorlar, bebek kollarını dışarıya çıkardıktan sonra doğumu sonlandırıyor. Sezaryen ile dünyaya gelen bebeklerde solum problemleri yaşanabildiğini belirten uzmanlar, bunun bebeğin anne karnından hızlı bir şekilde çıkarılmasından dolayı yaşandığı olasılığı üzerinde duruyor. Önümüzdeki aylarda 'uzun sezaryen'in testlerine başlayacak ekip, bu sürecin bebeğin sağlığına nasıl etki ettiğini de birinci elden gözlemlemiş olacak.
Bu yöntem ilk olarak on yıl önce İngiltere'de Queen Charlotte's ve Chelsea kliniklerinde gerçekleştirilmişti. Operasyon İngiltere'deki bazı özel kliniklerde gerçekleştiriliyor.
"Yeterli veri yok, sonuçlar beklenmeli"
Türk doktorlar yönteme temkinli yaklaşıyor. Şişli Florence Nightingale Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yusuf Olgaç, konuyu diğer doktorlarla da paylaştıklarını belirterek şunları söyledi: "Sezaryen süresinin uzaması hastanın daha fazla anesteziye maruz kalması anlamına geliyor. Rahmin kesilmiş bir şekilde beklenmesi, kanama miktarının artması, enfeksiyon gibi durumları da artıracağı düşünülüyor. Yöntem biraz daha bebeğin güçlü olmasını, akciğer, solunum fonksiyonlarının daha iyi olmasını getirecek gibi... Ama bunlar tamamen tez aşamasında. Yeni doğan bebek akciğerindeki sıvıyla beraber doğduğu için bunu atması birkaç günlük yoğun bakım ihtiyacını doğurabiliyor. Yabancı bilim adamları zaten bu yüzden "normal doğumu taklit edelim, ciğerlerindeki sıvı boşalsın, biraz daha güçlü olsun" diye bu tip araştırmaların peşine düşüyor. Normal doğumlarda da bebekler strese maruz kalabiliyor. Sezaryen doğumların hepsinde bu sıkıntıyla karşılaşmıyoruz ama normal doğumlarda genellikle daha sık karşılaşıyoruz.”
Anne-bebek dostu sezaryen mümkün
Öte yandan ülkemizde de ‘anne bebek dostu sezaryen’ adı altında daha nazik, annenin duygularını ve tercihlerini gözeten, bebek için de olabildiğince yumuşak bir geçişi mümkün kılmayı hedefleyen bir sezaryen anlayışı yaygınlaşmaya başladı sayılır. İngiltere’deki uzmanların üzerinde çalıştığı ‘yavaş sezaryen’ anlayışıyla neredeyse aynı olan bu yeni sezaryen yaklaşımı, birçok annenin doğum deneyiminden mutlu ve sağlıklı ayrılmasına olanak sağlıyor.
Daha önce okur blogu köşemizde yayınladığımız “Gülşah’ın pozitif sezaryen hikayesi”nde olduğu gibi, hem annenin sezaryen korkusunu azaltacak hem de bebeğin ilk anlarının daha sakin, daha sağlıklı olabilmesini sağlayacak türde bir sezaryen yaklaşımı mümkün.
“Anne bebek dostu sezaryen kararı verdik”
İzmir’de görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ahmet Akkoca, İzmir Doğal Doğum Merkezi’nin sosyal medya hesaplarında anne bebek dostu sezaryen haberlerine sıklıkla yer veriyor. Nisan ayında gerçekleştirilen bir sezaryen ile ilgili şu yazıyı paylaşmıştı:
“'SSVD (sezaryen sonrası vajinal doğum) istiyorum' diyordu Pelin. Bu amaçla 2 hafta önce İstanbul'dan gelmişti. Fakat bebek SSVD için oldukça iriydi. Hep beraber kararlarımızı gözden geçirdik. Anne bebek dostu sezaryen kararı verdik. Bunun için öncelikle doğumun başlaması beklendi. Kasılmalar başlayıp, 3 cm açıklığa ulaşınca doğuma geçildi. Daha önce grubumuzda bahsettiğim şekilde, anne bebek dostu sezaryenin koşulları yaratıldı:
-Ameliyathane ısıtıldı.
-Anne boynundan başlayan, siper dediğimiz bariyer,bebeğe göğüste daha çok yer bırakacak şekilde ayarlandı.
-Anestezi ve çocuk doktoru ile bu planımız önceden konuşuldu.
-Ten tene temas için ebe Gözde Çavuş hazırlıklarını tamamladı.(Ssvd için ebe desteği şart olduğu gibi, ten tene temas için de mutlaka ebe desteği şarttır.)
-Epidural yapıldı.
-Bebek çıkarken spotlar kapatıldı.(Ses ve ışığa karşı doğuştan gelen korku nedeniyle)
-Kordon kan akımı duruncaya dek beklendi, demir depoları,kök hücrelerinin bebeğe geçişi sağlandı.
-Hızlı bir muayene sonrası 4520 gr. kilosu ile küçük dev adam Kemal Efe bebek anne göğsü ile buluştu. Sakinleşti, güvenli bağlanma sağlandı. Emzirme hemen başladı.
-Sezaryen süresince anne göğsünden ayrılmayan Kemal Efe, odaya yine sedyede anne göğsünden ayrılmayarak geçti.”
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de doğum anlayışı yavaş yavaş değişiyor. Yaşamın başlangıcını daha nazik, daha sağlıklı ve daha pozitif bir deneyime dönüştürmek için çalışan uzmanlar sayesinde sezaryen doğum da korkutucu bir seçenek olmaktan uzaklaşacak gibi görünüyor.
Youtube'da yer alan bir pozitif sezaryen videosu:
Haber: Duygu İslamoğlu
Bunlar da ilginizi çekebilir:
YORUMLAR