Her sene üretilen 100 milyar kıyafetin %85’i çöpe gidiyor. Hem bu çöpler doğaya karışırken hem de kıyafetlerin üretim sürecinde kullanılan zararlı kimyasallar nedeniyle toprağa ve denize geri dönüşü olmayan zararlar veriyor. Tekstil endüstrisinde çalışan işçilerin güvencesiz çalıştırılması, ucuz iş gücü sayılan ülkelerde yaşanan işçi felaketleri ve işçilerin maruz kaldığı zararlı etkenler nedeniyle yaşanan hastalıklar ise, moda endüstrisinin hem çevresel hem de insani zararlarını gün yüzüne çıkarıyor.
Tek başımıza bütün sistemi değiştiremeyiz ama “ben ne yapabilirim ki” diyerek bir köşeye çekilip sistemi beslemeye devam etmeyebiliriz. Biraz tüketim farkındalığı ve sabırla kirli moda endüstrisinin zararlı etkilerini hayatımızdan bir nebze olsun uzaklaştırabiliriz.
1- Dolabınızı sadeleştirin
Tüm gardırobunuzu gözden geçirin ve son bir yılda giymediğiniz her şeyi geri dönüştürün ya da bağışlayın. Ne kadar az kıyafetle yaşayabildiğinizi fark ettiğinizde harika bir hafiflik hissi ile tanışacaksınız. Sonra gerçekten bir kıyafete ihtiyacınız olduğunda, gidip gerçekten senelerce giyebileceğiniz bir şey satın alma ihtimaliniz çok daha yüksek olacak. İçinde neler olduğunu bilmediğiniz ve baş edemediğiniz dolu bir gardırop ise sizi sadece daha fazla kıyafet almaya yöneltir ve ‘giyecek hiçbir şeyim yok’ hissine daha sık kapılırsınız.
2- Daha az satın alın
Onlarca ucuz tişört satın almaktansa, bir tane kaliteli ve gerekirse pahalı tişört alın ve onu senelerce giyin. İhtiyaca yönelik giysi alışverişini alışkanlık haline getirdiğinizde, sadece ucuz olduğu için alınan ve kısa sürede çöpe giden milyarlarca ucuz kıyafet üretilmesini sağlayan moda endüstrisinin çarkından çıkmış olursunuz.
3- Aldığınız ürünleri dikkatle seçin
Greenpeace, ‘Detox Catwalk’ kampanyası ile daha ekolojik ve sürdürülebilir bir üretim anlayışına yönelmeleri için 60’tan fazla markaya baskı yapıyor. Markalar 2020 yılına kadar üretim süreçlerini iyileştireceklerine söz verdi ancak sadece birkaçı bu sözleri yerine getiriyor. Kampanya web sitesinden markaları takip edin ve vicdanlı markaları tercih etmeye çalışın. Hızlı moda markalarının yanı sıra, küçük üreticileri de hatırlayın. Butik üreticiler ve terziler de yeni bir kıyafete ihtiyacınız olduğunda yönelebileceğiniz vicdanlı alternatifler.
4- Terzinizle tanışın
Kendiniz yapabiliyorsanız ne ala! Kıyafetleri onarmak ya da yeni bir kıyafet dikmek, bilen birisi için oldukça keyifli olabilir. Bunun için zaman ayırmaktan çekinmeyin. Ancak eğer terzilikten anlamıyorsanız ya da gerçekten hiç zamanınız yoksa yakınlarınızda bir terzi ile tanışın ve yeni bir kıyafete ihtiyacınız olduğunda ya da bir kıyafetiniz hasar gördüğünde ondan yardım isteyin. Yerel üretimi ve küçük üreticiyi desteklemenin yanı sıra, çılgın tüketim dünyasından uzak keyifli bir zanaatı beslemiş olursunuz.
5- Takasa alışın
Yalnızca kullanmadığımız kıyafetleri başkalarına bağışlayarak değil, ihtiyacımız olduğunda da kullanılmış ürünleri tercih etmeyi öğrenerek tekstil tüketimimizi minimuma indirebiliriz. Basit, düz beyaz bir tişörte mi ihtiyacınız var? Arkadaş ağınızda birinin dolabında birkaç yıldır giyilmeden duruyor olabilir. Küçük ikinci el pazarları ya da internet üzerinde büyüyen takas ağları hem sosyalleşmek için hem de kullanılmayan kıyafetleri değerlendirmek için harika fırsat.
YORUMLAR