Adet görmek, her kadının düzenli ve döngüsel olarak yaşadığı sağlıklı bir süreç. Ancak bazen sağlıksız beslenme, stres gibi durumlara bağlı olarak hormonlar gerektiği gibi çalışamıyor ve adet öncesi ve sırasında çeşitli sıkıntılar yaşanabiliyor.
Adet dönemlerinde en sık karşılaşılan sorunları uzmanlarına danıştık:
"Herkese saldırıyorum!"
Kadınların yüzde beşiyle onu arası her ay benzer cümleleri kurup, bu sıkıntıyı yaşıyor. Kimi zaman aşırı duygusallık, bazen ağlama krizi, kimi zaman da öfke nöbetleri ile yaşanan regl dönemi, kadınları depresyondan intiharın eşiğine kadar sürükleyebiliyor. Regl öncesi disforik bozukluk (PMDD) olarak da bilinen bu değişimler için Dr. Nick Panay; “Bu tip hastalar yeri geldiğinde regl öncesi iki hafta süresince Dr. Jekyll ve Bay Hyde misali çift karakterli bir kişilikle karşımıza çıkıyorlar. Hatta bazılarının şiddete bile başvurduğu görülüyor” açıklamasın yapıyor. Dr. Sevda S. Yurtseven ise bu değişimlerin aslında regl döneminde projesteron hormonunun dalgalanmalarına adapte olmaya çalışan vücudun uyum sağlama çabaları olduğunu dile getiriyor.
Çözüm: “İki ya da üç ay süresince regl döneminize dair bir günlük tutun. Kendinizi nasıl hissettiğinizi ve ne gibi değişiklikler olduğunu özellikle ayrıntılı bir şekilde yazın” diyen Panay, bu günlüğün doktorlara teşhis koymada çok yardımcı olduğunun da altını çiziyor. Bu değişimlerin her ay gerçekleştiği takdirde uzmanların regl döngüsünün ikinci yarısında antidepresan kullanımını önerdiğini açıklayan Dr. Gabrielle Downey ise yeri geldiğinde hastaların psikoloji tedavisinden kaçmaması gerektiğinin altını çiziyor; “Bazı hastalar regl döneminde düşüncelerini daha rahat dile getirebiliyorlar. Bu nedenle kavramsal davranış terapisi kişinin kendini daha iyi ifade etmesini sağlıyor.”
"Aç kurt gibi yemek yiyorum!"
Regl öncesi sürekli çikolata tüketmek istemek birçok kadının ortak sorunu… “Regl döneminin ikinci yarısında birçok kadın insülin direncinde artış yaşamaya başlıyor” açıklamasını yapan Dr. Panay devam ediyor; “Bu durum kan şekerinin artışıyla birlikte çikolata ya da kek gibi şekerli hamur işlerini aşermenize de neden olabiliyor.” Dahası stres altında olduğumuz zamanlarda kendinizi kontrol altına almanızın çok zor olduğunu da sözlerine ekliyor.
Çözüm: Regl öncesi iki hafta süresince aşermeyi en az indirmek ve kandaki glikoz seviyesinin azalmasını engellemek için aşırı kafein ile alkol tüketiminden uzak durmalı, günde bir bardakla sınırlı kalmalısınız. Ayrıca her ne kadar bu dönemde spor yapmak size çok zor gelse de, yarım saatlik bir kardiyovasküler egzersiz programının kan şekeri oranını dengelemenize yardımcı olacağını unutmamalısınız. Uzmanlar günlük 200 mg.’lık krom takviyesiyle bir tutam tarçın ve bir avuç dolusu badem tüketiminin de olumlu sonuçlar doğurduğunu belirtiyor.
"Sevişmek istemiyorum!"
Ne yazık ki yapılan araştırmalar libido düşüklüğünün regl öncesi hormon değişimleriyle herhangi bir bağlantısı bulunmadığını gösteriyor. Dr. Gabrielle Downey bu tip durumlarda ilişkinizi mercek altına almanız gerektiğini açıklıyor ve ekliyor; “Düşük testosteron seviyesinin sadece 38 yaş ve üstü kadınlarda libidoda azalmaya neden olduğu görülüyor.” "Hormonlarınızı Dengeleyin, Hayatınızı Dengeleyin" kitabının yazarı Dr. Claudia Welch ise aşırı stres altında olduğunuz bazı zamanlarda stres hormonlarının östrojen ile oksitosin üretimini olumsuz yönde etkileyebileceğini belirtiyor.
Çözüm: Çocukları olan arkadaşlarınızla zaman geçirin. “Çocuğu olmayan kadınlar arasında yapılan deneylerde başka kadınlar ve çocuklarla zaman geçiren kadınların belli bir süre sonra oksitosin hormonlarında artış yaşanmaya başlandığı görülüyor” açıklamasını yapan Welch, çocukların antidepresan bir etkiye sahip olduğunu da belirtiyor. Bir anneyle çocuğunun arasındaki güçlü bağ etrafındaki herkesi etkisi altına alarak, özellikle çocuksuz annelerin içgüdülerini harekete geçirerek libido artışı sağlıyor.
"Kendimi daha da kilolu hissediyorum!"
Regl öncesi birçok kadında şişlik meydana gelir, ancak eğer bu şişlik regl olmanızla bağlantılı ise kanama başladığı an şişliğin inmesi gerektiğini de göz önünde bulundurmalısınız. Ancak ne yazık ki Dr. Gabrielle Downey’e göre günümüzde çok az kadın bu dönemde karın bölgesinde meydana gelen şişliğin Polikistik Over Sendromu’yla bağlantılı olduğunu biliyor.
Çözüm: “Polikist Over Sendromu’na sahip kadınlar ne yazık ki bu sorunların üstesinden gelmekte zorluk çekiyor. Bu nedenle onlara yardım etmeye yaşam biçimlerini düzenlemekle başlıyoruz” diyen Downey hastalarına düzenli bir şekilde egzersiz yapmalarını ve karbonhidrat oranı düşük, bol sebze ve kaliteli protein tüketimi içeren bir beslenme programı öneriyor. Ancak bazı durumlarda yaşam biçimlerimdeki bu tip değişiklikler tek başına yeterli olmuyor ve doktorlar hastalarını reçeteyle ilaç kullanımına da yönlendirebiliyorlar.
"Göğsümde küçük yumrular oluşuyor"
Kadınların yüzde 70’i regl öncesi göğüs ağrısı, meme uçlarında hassaslaşma ve küçük yumruların oluşması gibi şikayetlerde bulunuyor. Bunun nedeni ise genellikle regl öncesi son birkaç gün hormonlarda meydana gelen değişim. “Vücut bu dönemde kendini olası bir hamilelik için hazırlıyor ve bu hazırlık süresinde mamal bezlerde şişlik meydana geliyor” açıklamasını yapan Downey progesteron hormonunda meydana gelen artışın şişkinliğe, yüksek tuz oranı ve kafein içeren bir beslenme programının ise hassaslığa neden olduğunu da açıklıyor.
Çözüm: Regl öncesi göğüs çevresinde hissettiğiniz yumrular, regl sonrası da hissediliyorsa mutlaka doktor kontrolünden geçmelisiniz. Göğüs uçlarında meydana gelen hassaslaşmayı ise destekli bir sutyen kullanarak ya da bu bölgeye üç ay süresince geceleri çuha çiçeği yağı sürerek en aza indirebilirsiniz. Ayrıca göğüs bölgesinin bir kadın için çok önemli olduğunu ve ihmale gelmemesi gerektiğini de lütfen unutmayın.
YORUMLAR