Duygu Yetiş: ‘Baş belası kadın furyasını başlattık’
Show TV’nin ilgi gören yapımlarından ‘Acil Aşk Aranıyor’un başrol oyuncusu Duygu Yetiş, canlandırdığı Nisan karakteriyle Türk dizilerindeki bildik kadın karakterlerin dışına çıktıklarını söylüyor
Show TV’nin sevilen dizisi ‘Acil Aşk Aranıyor’un Nisan’ı Duygu Yetiş’le keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Nisan’la taban tabana zıt olan Yetiş, Nisan için ‘O bir Tazmanya Canavarı’ diyor. Dizide gelinlik giyip nikâh masasına oturan güzel oyuncu “Evlilik, düğün gibi şeyler bana ne çok uzak ne çok yakın. Evlenirsem evlenirim öyle düğünde gelinlikte çok gözüm yok” dedi.
‘Acil Aşk Aranıyor’ çok acayip bir proje. Diziye dahil olduğumda ‘Acil Servis’ isimli ağır dram bir işti. Sonrasında yapım şirketi büyük bir risk alarak aynı kadro aynı hikâyeyle dizinin ismini ve formatını değiştirdi. İş romantik komedi olunca başarılı bir grafik çizmeye başladı. Bugüne kadar kimse dram dizisini alıp aynı kadro farklı bir isimle komedi yapmamıştır. Nisan’ı oynarken çok eğleniyorum. Kariyerime gelecek olursak ilk kez bu kadar enerjik bir karakter canlandırıyorum. Normal hayatta çok sakin biriyimdir. Nisan hızlı konuşan, sürekli hareket eden deli fişek biri. Bu yüzden kondisyonum acayip arttı.
O bir Tazmanya canavarı. Nisan sürekli ve hızlı konuşuyor. Alışık olmadığım bir şey olduğu için fiziksel yorgunluğum daha çok oluyor. Bazı sahnelerde çenem yoruluyor. Nisan’ın sorunlara karşı çözümü hızlı konuşup karşısındakinin ne olduğunu anlamasına izin vermeden ortamı değiştirmek. Nisan gibi bir karakteri canlandırırken forma girdim. Arkadaşlarım nasıl zayıfladığımı soruyorlar özel hiçbir şey yapmadım. Nisan’ı canlandırmak yetti. Kendimden tamamen farklı bir karakter canlandırmak harika bir şey. Her şeyiyle benden çok farklı.
Romantik komedide farklı bir akım yarattık. Türkiye’de baş belası kadın furyasını başlattık. Benden önce yoktu ama şimdilerde böyle birçok karakter var. Eğlenceli oldu klişe kadın karakterlerden sıkılmıştık.
Yeni oyuncular ve dolayısıyla yeni karakterler geldi. En büyük fark kaynananın gelişi. Bu sezon gelin kaynana çekişmesi göreceğiz.
Kaynanaya büyük çalışıyor. Ben kaynana olsam ve Nisan gibi bir gelinim olsa ya ‘Oğlum sevmiş’ deyip karışmam ya da engellemeye çalışırım. Felaket gibi geliyor ve daha başlarda kadına yapmadığını bırakmadı. Tatlı değil büyük bir çatışmamız var.
Tam evlenirken kaynana düğünü basıyor. Sonrasında olayların gelişimini ve Sinan’ın annesinin evliliğe neden karşı çıktığını öğreniyoruz.
Evlilik, düğün gibi şeyler ban ne çok uzak ne çok yakın. Hiçbir zaman evleneyim, düğünüm şöyle olsun gelinliğim böyle olsun diye düşünmedim. Biri çıksın ‘Evlensek mi?’ desin ben de ‘Hadi evlenelim’ diyeyim. Öyle uzun uzadıya geleceğe dair planlar yapmayı çok sevmiyorum. En çok işte doğru zaman geldiğinde çocuğum olsun isterim. Evlenirsem evlenirim öyle düğünde gelinlikte çok gözüm yok.
Ekip Tiyatrosu üniversiteden beri birlikte olan arkadaşlarımızla kurduğumuz bir ekip. Kendi içimizde kendi istediğimiz oyunları yapıyoruz. Garaj İstanbul’da ‘İki Kapı’ isimli eğlenceli bir oyuna başladık. Her oyun için farklı eğitim alıyoruz. Zaten amacımız farklı, denemediğimiz türleri öğrenmek ve denemek. ‘Avrupa’ diye de bir oyunumuz var o daha gerçekçi bir oyun. Bir de tiyatro festivali için yeni bir oyun hazırlığı içerisindeyiz. Tiyatro ve diziden kalan zamanlarda genelde uyuyorum. Hayata vakit kalmıyor.
Oluyor tabii. Maalesef ülkemizde tiyatro izleyicisi çok az. Oyuna gelen Nisan hayranları oluyor. İyi ki de geliyorlar çünkü biz çok eğleniyoruz.
En büyük hayalim bir tiyatro sahnesi açabilmek. Gelecek nesillere oynayacak sahne bırakmalıyız.
Oyunculuk dışında alternatifim yok. Küçüktüm meslek olarak bu işi seçtim. Gittim eğitimini aldım. 30 yaşındayım hâlâ eğitimleri kovalıyorum. O yüzden de ömrüm yettiğince oyunculuk yapacağım. Başka işte mutlu olamam. Oyunculuğun yanında tasarıma dair bir şeyler yapmak isteyebilirim. Resim ve masklarla ilgileniyorum onlar şimdilik hobilerim.
Röportaj ve fotoğraf: Neziha KARTAL