Fikrini demezse ölecek hastalığı

Metallica yeni albüm çıkarmış, vay efendim “bok gibi”ler, “müziği bırakın artık”lar havada uçuşuyor. Çünkü sen müzikten daha iyi anlıyorsun, üstelik 6 yaşından beri metalcisin, anladık.


Meclis yeni kanun tasarısı çıkarmış, “hayvan herifler, ay defolup gidicem bu ülkeden” denmeyen bir gün yok. Bugüne kadar insan hakları için, demokrasi için mücadele edip durmaktan bel fıtığı olmuşsun, git Tayland’da yaşa, hem bol bol masaj yaptırırsın.


“Erkek milletine güven olmaz” diye tvit ata ata, atarlı göndermeler uydura uydura için şişmiş, kimse de demiyor nereden denk geldin bu kadar öküze diye.


Sağa sola tükürükler saça saça fikir beyan ederken aniden karşınıza çıkıp bir ayna tutasım var suratınıza.


Fikrini beyan etmezse ölecek hastalığı milenyumun en sinir bozucu bug’larından biri.


Bir sus da. Bir sus!


Bilmiyorum bilim insanları bunu araştırmaya başladı mı, ben en azından henüz o kadar araştırmadım; nedir acaba bu ‘fikrini uluorta söyleyip rahatladıktan sonra yaşanan hazzın’ yeni bir adı var mı? Hele bir de fikrine şöyle bol takipçili birilerinden birkaç ‘layk’ gelsin de, tutamasınlar küçük enişteyi.


O suratınıza tutamadığım aynalara gece yatmadan evvel bakıp ‘ehe, yalnız bugün ne güzel fikir beyan ettim ha, herkes beğendi, oh olsun o tecavüzcü yovşaklara’ diyor musunuz acaba enişte bey?


İnsanların hayatlarıyla ilgili olmadık detaylara boğulmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu sakin bir günde evimde oturmuş, telefonda facebook timeline’ımı süzerken fark etmiştim. Ulan güzel bir müzik çalıyor, çay demlemişim, gün batıyor karşıda ben de sigaramı tüttürüyorum. O anı dondurduğumuzda şöyle pis bir detay çıkıveriyor karşıma: “Üniversiteden Hale’nin kalp krizi geçiren ama şimdi neyse ki çok iyi olan dedesiyle (yahut dedişkosuyla) çektiği hastane selfie’si” telefonumda duruyor. Ne işi var Hale’nin orda allasen? Ben neden Hale’nin dedişkosunu hayatıma sokmuşum, ne ara yapmışım bunu? Hemen bilgisayarımı açıp, Facebook güvenlik-gönderi ayarlarını filan iyice gözden geçirip şahane bir sosyal medya ortamı hazırladım kendime. Kim olduğunu hatırlamadığım herkesi sildim, “lan silmeyeyim şimdi ayıp olur” dediğim herkesi takip etmeyi bıraktım ve gönderilerimi göremeyecek bir gruba dahil ettim, arkadaşları da “her şeyi görecekler” ve “bazı şeyleri görecekler” olarak ikiye ayırdım. Şu an timeline’ım gıcır gıcır. Dedişko selfilerine son. Olur olmadık “nefret ediyorum hepinizden! :(“ çıngarları yok.


Kime sinir olup kimi bağrına basacağını da sen belirliyorsun elbette.


Şimdi çıkıp “umarım çocuk istismarıyla ilgili olur olmadık yanlış şeyler düşünen herkes yanar” diye fikrini beyan eden arkadaşımı bağrıma basmayıp ne yapacağım? Kimseyi aptal yerine koymuyor. Sanal alemi agora yerine koymuyor. Açık, net, dolandırmıyor.


Tamam, Metallica’nın son albümünü beğenmemiş olabilirsin ama “ya şuraları çok zıvır, buraları da pek mırmır” diye detay verme. Yoksa “umarım Metallica’nın son albümünü beğenen herkes yanar” diyen arkadaşımı da bağrıma basabilirim.


Öyle uluorta fikir beyan ederken bir dur, söyleyeceğini kafanda duy da öyle söyle. Öbür türlü hepimiz anlıyoruz çıkanların çerçöp olduğunu, içindeki boşluğu, kaliteli bir sohbete duyduğun özlemi. İlla ki bu mevzuyu "elalem ne dercilik değil mi bunun sonu?" diye eleştirenler de olacaktır, olsun. Elalemden kastımızın ne olduğunu başka zaman konuşalım.


Ayrıca ayı gibi albüm yaptılar be. Sevmiyorsan dinleme kardeşim!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Çayımı demlemişim siharamı yakmışım cümlelerini okırken sigarayı bırakalı biray olmuş biri olarak nasıl canımı çektirdin yapma böyle...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.