Susuz Yaz

Neresinden tutsam elimde kalıyor. Her ucu pis bir dönem bu. Şubat ortasında yersiz bahar havası yaşıyoruz. Sıcaklıklar 20-25 derecelerde… Endişelenmiyor musunuz?

Şubat ayı 20 dereceyse bizi nasıl bir yaz bekliyor düşünelim şimdi! Pazartesi günü dünyanın öteki yakasında Brezilya’da susuzluğun geldiği dereceyi anlatan bir haber vardı gazetelerde. Su yokluğu öyle bir hale gelmiş ki şehirlere 3 günde bir 13 saat su verilebiliyormuş. Görünüşe göre bizim de geleceğimiz buna benzeyecek.

İSKİ’nin verilerine göre, 10 Şubat 2013’te barajlar yüzde 79.4 oranında dolu iken, 2014’te bu oran yüzde 31.62. İstanbul zaten uzun zamandır Bolu’nun ve Trakya’nın su kaynaklarını kurutuyor.

Su tasarrufuna dair hiçbir açıklama, uyarı gelmiyor yüksek mercilerden. Onlar başka şeylerle meşguller. Kafaları kalabalık.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi mesela (adı İstanbul ama burada yaşadıklarını hiç sanmıyorum) otobanların kenarlarına çim halılar yayıyorlar büyük bir gayretle. Benim gibi her gün kıta değiştiren biriyseniz görmüşsünüzdür. Sağlı sollu çimler kaplıyor şimdiye kadar kendi kendine büyüyen otlarla dolu otoban kenarlarını. Neden? Biri bana bunu anlatabilir mi? Yüzde 30’u dolu barajların hangi çime yeteceğini, bu işi yapanların nasıl bir matematiği olduğunu?

Temiz su kaynaklarına gelince; onlar zaten çoktan şirketlere satıldılar. Ülkemizde özgür akan nehir pek yok gibi. HES’lerin sayılarına bakmak bunu görebilmek için yeterli. 1.527 tamamlanan, 477 inşaat halinde ve henüz inşaatın başlamamış 1050 HES projesi var. Bu projelerin yüzde 71’i ÇED raporlarından muaf tutuldular. Lakin HES’ler bu yaz çalışamayacak gibi görünüyor… Anlayacağınız önümüzdeki yaz ve belki de daha sonraki yıllar bizim için “Susuz Yaz”.

Bu bilgiler ışığında yetkili makamlar önlem almak, politika üretmek yerine işi Allah’a havale ediyorlar.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, HES Fuarı açılışında şöyle dedi mesela: “İstanbul’a yağışlar gelir inşallah!”

İnş canım yaa!