Mükemmel annenin peşinde

Uzay’a hamile kaldığımda onun için olabileceğimin en iyisi olmaya karar vermiştim. Her anne gibi. Hamilelikte kendime bakabileceğim en iyi şekilde baktım. Yüzdüm, yoga yaptım, 6. ayımda işe gelip gitmeyi bıraktım, doğal doğumun hararetli bir savunucusu oldum; en sonunda günü gelip de doğal doğuramadığımda (Uzay ters gelen bir bebekti) çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadım.


Emzirmek de kolay değildi. Meme uçlarım yara oldu, sonra sütüm artsın diye o kadar çok uğraştım ki bu sefer de süt yığılmasından kanallarım tıkandı, günlerce bir elimde sağma makinesi bir elimde beyaz lahana yaprağıyla dolaştım... 26 ay sürdü.


Onun için en iyisini “yalnızca ben” bilebilirim ve yalnızca “ben yapabilirim” fikriyle bir sene boyunca bir saatliğine bile birine bırakmadım. Mükemmel anne idealinin peşinde iki saatte bir bölünen uykuların halüsinasyonlarıyla karışık loğusalık hormonlarının da etkisiyle çırpınıp durdum.


Onun uyku saatleri, onun yemek düzeni asla bozulamazdı, bu yüzden eve kapandım. Onsuz hiçbir yere gitmedim... Oğlumun 7 gün 24 saat bana ihtiyacı olduğu ve bunun içinden bir saat bile kendime ayıramayacağım hissiyle yaşadım... İki seneden fazla... Bütün bunlara rağmen ne yapsam kendi idealimdeki “mükemmel anne” den uzakta görüyor, en ufak terslikte hemen suçluluk gömleğimi giyiyordum üzerime... “İyi bakamadım çocuğa hasta oldu”, “Uyanınca ilk beni görmediği için ağladı”... Suçluluk gömleği renk renk, çeşit çeşit... Seç beğen al.


Şimdi geri dönüp baktığımda kendimi ne kadar çok paraladığımı; mükemmel anneliğin peşinde nasıl da fazladan enerji harcadığımı görüyorum. Bu mudur? Yok, değil...


"çişini tutarak annelik"



Çocuğun ihtiyaçlarını kendisininkinin önüne koyan ve kendini esirgemeyen, ihtiyaçlarını göz ardı eden annelerden. Mutlaka okuyun o yazıyı. İşte ben de o anneydim; çişimi tutarak annelik yapıyordum. Şimdi yeni yeni farkına varıyorum.


Mükemmellik fikri insanın “yapamadıklarını vurgulayan”, ne kadar çabalarsa çabalasın “eksik” olduğunun altını çizen bir tuzak. Şimdi anlıyorum “yeterince iyi” olabiliriz ancak. Bir de peşinden koştuğumuz çıta “sağlıklı ve mutlu bir annelik“ olduğunda kendimize de şefkat vermemiz gerektiğini hatırlamak daha kolay. Dört seneye yaklaşan anneliğimin sonunda bu konuda sürekli kafa patlatan bir kişi olarak vardığım sonuç budur. Şimdi bu yazıyı hem benim gibi mükemmellik peşinde paralananlara hem de yeni anne olacak kadınlara yazıyorum... Paralanmayın!


Çocuklar siz kendinize iyi davranırken de güzelce büyüyebilirler. En süpürge ben olacağım diye koşmaya gerek yok...


Yeterince iyi olmak iyidir... Hata yapılır, eksiklikler her zaman vardır; iş pişman olup kahırlanmak değil onarabilmenin gücüne inanmak. Yaptığın işi sevmek, sevmediği zaman ara vermeyi bilmek... Yetişemediğin yerde yardım istemekten çekinmemek... Kendine zaman ayırmayı bilmek...


Anne arkadaşlarıyla akşam dışarı çıkabilir; bir hafta sonunu kocasıyla çocuksuz geçirebilir; hatta kocasız ve çocuksuz da geçirebilir; yürüyüşlere, kendine bakmaya zaman ayırabilir; çocuklar iki saat annesiz kaldılar diye marazlanmazlar... Aksine, kendine iyilik eden bir anne ya da baba modeli çocuklara da kendilerine iyi bakma mesajı verir... Ben ettim, siz etmeyin :)



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir İyi günler 31 haftalık hamileyim bel ağrım çok oluyor her gün oluyor ve baş ağrısı halsizlik bitkinlik yorgunluk sanki nefsim daralıyor bacaklarıma kitap giriyor sık sık idrara çıkıyorum neden acaba bir bilgi verirseniz sevinirim
    CEVAPLA
  • Misafir Bu yazi tam beni anlatan bir yazi olmus...
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.