Bir sabah...

Güllük gülistanlık bir yaşam bizimki. Derdimiz tasamız yok. Çocuklarımızın geleceğiyle ilgili umutluyuz. Her daim huzur içinde; huşu içinde yaşıyoruz.


Hem insanız; sadece insana değil canlının her türüne saygılıyız.


Hem kadınız; maaşlarımız bizle aynı işi yapan erkeklerinkiyle eşit.


Hem anneyiz; çocuklarımızın şimdisi de geleceği gibi garantide olduğu için tek derdimiz hangi bezi alacağımız.


Doğayla barışık yaşadığımız için vicdanımız rahat. Tek katlı evlerimizde, şehri kaplayan ormanların içinde, tabiatın bize sunduğu şahane boğaziçinin mavilerini, onu süsleyen koruların yeşiline bakıp da doyamıyoruz. Ne güneşi yansıtan betonlarımız var; ne rüzgarı engelleyen gökdelenlerimiz.


Çocuklar demiştim ya; onlar bizim canımız. Onların güven içinde kendilerini keşfedebilecekleri, yeteneklerini geliştirip, duygusal ve maddi tatmin içinde yaşadıkları bir çevreleri var. Çocuklar sokaktalar. Oynayabilecekleri yeşil alanlarda çocukluklarının tadını çıkarıyorlar. Yarı zamanlı çalışıp yine de rahatlıkla yaşayabilen ebeveynleri akşam yemeğine çağırana kadar arkadaşlarıyla oynuyorlar. Kimse onlara yan gözle bakmıyor. Hiç birinin adı Özgecan değil. Sahi o kimdi?


Adalet herkes için aynı adalet olduğundan; sistem kişilere göre eğilip bükülmediğinden yaşadığımız yerin yöneticilerine inancımız tam. Barışı korumak, insanlarının refahını arttırmak için çalıştıklarından gözümüz arkada değil.


Güllük gülistanlık bir yaşam bizimki. Suni ayrımların olmadığı; herkesin kendini diğerinin yerine koyabildiği bir yaşamak…


Nehirlerimiz özgürce akıyorlar. Denizlerimiz balık kaynıyor, tarlalarımız ekine doymuyor. Kimde domates fazla olduysa bu sene; az olana veriyor; o da ona fazla olan biberinden sunuyor. Dünya üzerinde kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri biziz. Doğal kaynaklarımız sadece ihtiyacımız olduğu kadar kullanıldığı için hiç biri tükenmiyor, kirlenmiyor… Biz doğa anaya bakıyoruz gözümüz gibi; o da bizi besliyor…


Cennet coğrafyamızın her bir köşesine aynı şekilde yatırım yapıldığı için kimse yerinde yurdundan olmuyor bizim buralarda. Atadan kalan tarlaları sürüyoruz hala; dededen kalan evlerde yaşıyoruz. Komşumuzu da kardeşimiz kadar çok seviyoruz.


Bizim buralarda herkes eceliyle ölüyor ve hatta yaşamdan sıkılarak. Hiç kimsenin başına iş kazası, mukadderat, can fedası gelmiyor…


Güllük gülistanlık bir yaşam bizimki. Tek derdimiz ojemizin rengi.


d.


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir böyle bir hayat yaşarken oje sürüyor olmanıza şaşırdım. keşke mümkün olsa tüm bunlar.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.